Dünya nüfusunun yaklaşık %65’i sağdan akan trafikte araba kullanmakta. Geri kalan %35 ise soldan akan trafikte, sağdan direksiyonlu arabalar kullanıyor. Peki, neden herkes trafiğin aynı tarafını kullanmıyor? Trafiğin geçmişine inip bu sorunun cevaplarını arayacağız.
Önceleri trafiğin soldan akmasına karar verdiler…
Yolun hangi tarafının kullanılacağı sorusu arabalardan çok daha eskiye dayanıyor. Arkeologlar, kazılarında, bundan tam 6.000 yıl önce kullanılmış taşla döşeli yolların izlerine rastladılar. Ancak, en büyük yol ağını Romalılar kurmuştu.
Prof. Eric Poehler, Pompei’nin antik trafik sistemi üzerine yaptığı bir çalışmasında, araba sürücülerinin mümkün olduğunca yolun ortasından gittiğini gösterse de, iş atlı sürücülere gelince, bu değişiyordu. İnsanların yaklaşık %90’ı sağ elini kullandığı, ve sağ elini kullananlar için atın solundan binmek daha kolay olduğu için, Romalılar trafiğin yolun sol tarafından akmasına karar verdiler. Böylelikle, karşıdan gelen birine karşı kılıç çekmek de daha kolay olacaktı. Sağ elini kullanan kılıç ustaları, sağ kollarını rakiplerine yakın, kınlarını ise onlara uzak tutmayı tercih ediyorlardı. Orta çağda yollarda soygunlar ve gasplar günlük hayatın parçasıydı. Roma çöktükten sonra da uzun yıllar boyunca Avrupalılar trafiğin solundan seyahat etmeye devam etti.
1300 yılında Papa Boniface VIII, “Roma’ya seyahat eden tüm hacılar sol taraftan gitmelidir” diye ilan etti. İngiltere’de trafik yönünün belirlenmesine ilişkin ilk referanslardan biri ise, 1669’da Londra Belediye Meclisi’nin, “gidecek tüm arabaların bir tarafta, gelecek tüm arabaların ise diğer tarafta hareket etmesini” sağlamak için Londra Köprüsü’ne bir adam yerleştirilmesini gerektiren emriydi. 1756’da Londra Köprüsü’nde; 1772’de İskoçya’daki kasabalarda; 1835’te ise tüm Büyük Britanya ve İrlanda’da trafiğin soldan akması bir zorunluluk halini aldı.
Ancak, Avrupa bugün çoğunlukla sağdan akan trafik kullanıyor. Bu değişikliğin birkaç sebebi var.
Avrupa nasıl sağdan akan trafiğe geçti?
1700’lerin sonlarında Fransa ve ABD’deki nakliyeciler birkaç atın çektiği büyük yük vagonlarıyla tarım ürünleri taşımaya başladılar. Bu arabalar posta arabası değildi. Sürücü koltukları yoktu. Sürücü, atları sağ elini kullanarak kırbaçladığı için, sol arka atın üstüne otururdu. Solda oturduğu için de herkesin soldan geçmesini isterdi. Bu yüzden de arabanın yolun sağ tarafından gitmesini tercih ederdi.
Danimarka Büyükelçisi, 1709’da Rusya’da trafiğin genellikle sağdan aktığını yazmış, ama bu konuda resmî bir ferman yazılması 1752’yi bulmuş. 1789 Fransız İhtilali de Avrupa’da trafiğin sağdan akmasına ivme kazandırmış. 
Napolyon Fransa’sında trafik
Şöyle ki: Fransa’daki aristokratlar, tıpkı İngilizler gibi yolun solundan gider ve köylüleri yolun sağından gitmeye mecbur ederlermiş. Ancak, Bastille baskınından ve ardından gelişen olaylardan sonra, aristokratlar dikkat çekmemeyi tercih ederek yolun sağındaki köylülere katılmışlar. 1793’te trafiğin sağdan akmasının zorunlu hale getirildiği Danimarka’ya benzer şekilde, 1794’te Paris de, resmî bir sağdan akma kuralını yürürlüğe koymuş.
Trafiğin, sağdan akışa doğru değişiminin, sağ omuzdan ateşlenen ve dolayısıyla sola doğrultulan ateşli silahlarla gerçekleştiğine dair bir teori var. Sağda kalmanın en büyük savunucularından biri, ister askerî nedenlerle ister kişisel nedenlerle olsun, gittiği her yerde sağda kalmayı zorunlu kılan Napolyon Bonapart idi.
Efsaneye göre Napolyon, sağ elde silah hazır halde yolun sol tarafında yürüme geleneğine karşı çıkmış: Bu gelenek, kendisi gibi solaklar için stratejik bir dezavantaj oluyormuş. Napolyon, Avrupa’da fethettiği bölgeleri, “eski Roma ve ‘aristokrasi’ yönünü” değil, yolun sağını kullanmaya zorlayınca, bildiğimiz şekliyle yol kuralları doğmuş.
Napolyon’un fetihleri, bu yeni trafik düzenini, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg, İsviçre, Almanya, Polonya ve İspanya ile İtalya’nın birçok bölgesine yaydı. Napolyon’a direnen Britanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Portekiz gibi devletler ise klasik soldan gitme kuralını korudular. Britanya ayrıca yolun solunun kullanılmasını tavsiye eden bildirgeler yayınladı. Bu yıllar, aynı zamanda kolonileşmenin hızlandığı döneme denk geldiği için, Fransa ve Britanya, gittikleri yerlere kendi geleneklerini (ve inatlaşmalarını) götürdüler. Fransa’nın sömürgesi olan Vietnam veya Fas gibi ülkeler sağdan akan trafik kullanırken Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkeler soldan akan trafiği tercih ettiler. Ancak, Britanya kolonilerinden bir tanesi bu kurala uymadı: Amerika Birleşik Devletleri.

Avustralya’da Great Ocean Road’da, motosikletlilere yolun soldan aktığını hatırlatan trafik işareti
Bu ayrım, Birinci Dünya Savaşı’na kadar 100 yıldan fazla bir süre boyunca sabit kalacaktı. Yirminci yüzyılda, nereye giderse gitsin sağda kalmayı zorunlu kılan (Napolyon’dan başka) bir diktatör daha vardı: Adolf Hitler. Naziler başa geldiğinde, Avusturya’da ve Çekoslovakya’da, “Rechts fahren” (sağdan sür) yazılı tabelalar asıldı.

Altı atlı yük arabası, ABD, 1862
Amerika’da ilk otomobiller…
Amerika, Avrupa’ya göre çok büyük ve kırsal bir bölgeydi. Büyük yükleri uzun mesafelere taşımak için 4-6 atlı yük vagonları kullanmak gerekiyordu. Sürücü, genelde sol arka ata oturmayı tercih ediyordu. Bu sebeple Amerika’da trafik, yolun sağ tarafından akıyordu. Ancak, 19. yüzyılda yollar taş döşenmeye başlandığı zaman, sürücüler yolun yanındaki giderlere düşmemek için bu kez sağ arka ata oturmaya başladılar. Yani hem trafiğin sağından ilerliyor hem de sağ tarafta oturuyorlardı. İlk otomobiller üretilmeye başlandığı zaman da bu değişmedi. Henry Ford’un ilk arabası olan Model A, sağdan direksiyona sahipti. Fakat trafikteki kalabalık arttığı için karşıdan gelene dikkat etmek, yolun yanına düşmekten daha önemli hale geldi. Böylece Henry Ford, Model T’de direksiyonu sol tarafa aldı. 18 yıl içinde 15 milyon Model T satılınca geri kalan herkes uyum sağlayarak soldan direksiyon araba üretimine başladı.
Trafik yönetimindeki tarihsel değişimler; genellikle siyasi yönetimdeki farklılaşma, bir ülke içinde veya komşu ülkelerle uyum isteği veya araçların bulunabilirliği ve karşılanabilirliği gibi faktörlerden kaynaklanmıştır. Buna karşılık, trenler ve metrolar çok kere eskiden nasılsa öyle kalmıştır. Halen çoğu ülkede trenler soldan gider.
ABD’deki gelişmelere rağmen, Kanada’nın bazı bölgeleri II. Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre sonrasına kadar trafiğin soldan akmasını tercih etti. Daha önce Fransızların kontrolünde olan bölgelerde trafik sağdan akıyordu, ancak İngilizlerin işgal ettiği bölgelerde trafik soldan akmaya devam etti. ABD ile uyum sağlamak için 1920’lerde çoğu yerlerde trafiği sağdan akacak şekilde değiştirdiler. Bazı bölgelerin uyumu 1947’yi buldu.
Bugün Avrupa’da sadece dört ülkede trafik soldan akıyor
Avrupa’da, trafiğin soldan aktığı ülkeler teker teker sağdan akışa geçti. İtalya’da, 1901 yılında her eyaletin, trafiğin hangi tarafa yönlendirileceği de dahil olmak üzere kendi trafik kodunu tanımlaması kararlaştırılmıştı. Bu durum karışıklıklara yol açtı. 1923’te Mussolini, tüm bölgelerin kademeli olarak sağdan akışa geçiş yapmasını kararlaştırdı. Portekiz ise bu geçişi 1928’de yaptı ve değişiklik, sömürgeler de dahil olmak üzere aynı gün gerçekleşti. 1930’lara kadar İspanya’da ulusal trafik düzenlemeleri yoktu. Ülkenin bazı bölgelerinde trafik sağdan akıyordu (örneğin Barselona), bazılarında ise soldan akıyordu (örneğin Madrid). 1 Ekim 1924’te Madrid’de trafik sağdan akmaya başladı.

Jakarta’da trenler sağ taraftan gider, oysa karayollarında trafik soldan akar
Aslında 1960’larda Büyük Britanya bile değişikliği düşünmüştü, ancak ülkenin muhafazakâr güçleri öneriyi daha en başından engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Dahası, her şeyi değiştirmenin milyarlarca sterline mal olacağı gerçeği de pek teşvik edici değildi... Sonunda Britanya bu fikirden vazgeçti. Bugün, sadece dört Avrupa ülkesinde trafik soldan akıyor: Birleşik Krallık, İrlanda, Güney Kıbrıs ve Malta.
Japonya ve İsveç’te ilginç geçişler…
Japonya hiçbir zaman Britanya sömürgesi olmadı fakat buna rağmen soldan akan trafik kullanıyorlar. Romalılar ile benzer sebeplerden ötürü Japonya, tarih boyunca soldan akan trafiği tercih etmişti. 19. Yüzyılın ortalarında demiryollarına ihtiyaç duydukları zaman Büyük Britanya’dan yardım aldılar. Modernleşmenin bu döneminde Japonya, resmî olarak soldan akan trafiği kullanmaya başladı. Amerikalıların hakimiyetindeki Okinawa’da 1945’ten 1972’ye kadar sağdan akan trafik, sonra Okinawa Japonya’ya geri verilince sola geçti.
Fakat her ülke bu kadar kolay bir karar döneminden geçmedi. Mesela İsveç, hiçbir zaman Napolyon’un yönetimi altına girmedi. At üstünde bu çok büyük bir sorun olmasa da, otomobillerin popülerleşmesiyle İsveç nüfusunun %90’ı, soldan akan trafikte soldan direksiyonlu arabalar kullanır hale geldiler. Bu da pek çok kazalara sebep verdi.

3 Eylül 1967, sabah saat 5 civarı. İsveç’in, soldan akan trafikten sağdan akan trafiğe geçişi
1967’de İsveç, Högertrafikomläggningen, yani “sağdan akan trafik geçiş günü” ile trafiğin akış yönünü değiştirmeye karar verdi. O gün sabaha karşı saat 1:00 ile 6:00 arasında tüm önemsiz trafik geçişleri yasaklandı. Trafiğe çıkmak zorunda olanlar ise saat 4:50’de kenara çekip, dikkatlice karşı şeride geçtikten sonra birkaç dakika bekleyip yoluna devam etmek zorundaydı. İnsanlar bu değişikliği izlemek için sabah erkenden uyanıp yollara çıkmıştı.
Problemleri önlemek için çözümler
Bir ülkeden diğerine yolculuk ederken trafiğin yönünün değiştiği durumlarda yaşanabilecek problemlerin önüne geçmek üzere çeşitli çözümler de geliştirildi. Bunlardan biri, Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özel bir idari bölge olan Makao ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında bulunan Lotus Köprüsü’dür. Makao Portekiz’den Çin’e geçtikten sonra, 2000 yılında yapılan köprü, trafiğin soldan aktığı Makao ile, sağdan aktığı Çin’deki sürücülerin bu iki bölge arasında yolculuk ederken herhangi bir kaza yaşamalarını engelleyecek şekilde trafiğin yönünün düzenlenebilmesini sağlar.
Lotus Köprüsü, Makao
Yakın tarihli bir örnek olarak 2009’da Samoa; Avustralya ve Yeni Zelanda’dan ithal edilen sağdan direksiyonlu arabaların kullanılabilmesi için soldan akan trafiğe geçiş yapmayı planladı. Samoa’da trafik, 20. yüzyılın başlarında Alman kolonisi haline geldiğinden beri sağdan akıyordu. Karşı çıkan bazı göstericiler bunun büyük kazalara sebep olacağını savundular ancak geçiş sorunsuz oldu. Samoa hükümeti üç günlük bir tatil verdi; böylece kimse trafiğe çıkmayacaktı. Üçüncü günün sabahı saat 6’da kalabalık seyirciler eşliğinde geçiş gerçekleşti ve kimseye bir şey olmadı.
Kaynaklar:
https://www.worldstandards.eu/cars/driving-on-the-left/#google_vignette
https://www.theguardian.com/notesandqueries/query/0,,-2048,00.html#:~:text=THERE IS a theory that,the right wherever he went.
https://otoplus.com/otomag/trafik-neden-sagdan-akar-7706#:~:text=Fakat Avrupa şu anda çoğunlukla,değil yolun sağını kullanmaya zorladı.
https://time.com/3978951/lefties-history/
https://en.wikipedia.org/wiki/Left-_and_right-hand_traffic
https://kurumsal.aygaz.com.tr/otogaz/duyurular/neden-bazi-ulkelerde-trafik-soldan-akar






