19. yüzyılda bir sahne sanatçısı için en çok ilgi çeken olay, saçlarını Rapunzel gibi yerlere kadar bırakmaktı. ABD’de böyle bir akım yaratan ilk ünlüler, her birinde en az 37 feet (11 metre) saçları ile “7 Sutherland kız kardeşler” oldu: Sarah, Victoria, İsabella, Grace, Naomi, Dora ve Mary… Bu kız kardeşler sahnede şarkı söyleyip enstrüman çalardı. Ancak seyirciler onların, ne sesleriyle ne de müzikleriyle ilgileniyordu. Sadece büyülü, mistik ve dişil saçlarını görmeye geliyorlardı…

Sefalet sınırları içinde yaşayan Sutherland Ailesi için o gösterişli müthiş saçlarla zenginlerin dünyasına adım atmak o kadar da kolay olmadı: Baba, kızlarının saçlarının çabuk uzamasını sağlayan bir tonik formülü bulmuştu. Aile, kızların hızla uzayan saçlarıyla gazetelerin birinci sayfasında yer alarak, Viktorya Dönemi kadınların arasında şöhret olup çok para kazanmıştı. 1880’lerin ortalarında, bu 7 kız kardeşin yerlere kadar, adeta bir elbisenin uzantısı gibi inen saçlarıyla yolda yürümeleri zorlaşmıştı. Halk onlara yıldızlar gibi tezahürat gösteriyordu.

Onlarınki gerçek bir Sindirella hikâyesi

Sutherland kız kardeşler, 1845-1865 yılları arasında zorlu bir hayata doğarlar. New York civarında bir hindi çiftliğinde, çıplak ayaklar ve perişan kıyafetlerle hindilere çobanlık ederlerdi. Anneleri Mary, her gün kızların saçlarını kötü kokan bir yağla tarayarak, gürleşmesini ve uzamasını sağlardı. Kızlar eve doğru gelen misafirleri gördüklerinde, kalın örgülü saçlarından utanıp uzun çalıların arasında saklanırlardı. Öte yandan tembel babaları Fletcher Sutherland, politika ve din tacirliği ile ilgileniyordu. Çiftliği, Büyükbaba Andrew Sutherland kurmuştu: Büyükbaba 1812 Savaşı’nda kayda değer bir rol üstlenmişti.

O dönemde, ülke büyük bir endüstriyel devrimin eşiğinde iken, Sutherland Ailesi dünyadan habersiz, çiftliklerinde yaşamlarını sürdürüyorlardı. Ancak, babalarının, kızları için hindi yetiştiriciliğin ötesinde hayalleri vardı. Çocukluklarında, kızlarının, kilise korosunda şarkı söylemelerini sağladı. 1867 yılında, en küçük kardeş Mary henüz daha bebekken anne öldü, ancak baba, zengin olma hayallerini çocukları yoluyla gerçekleştirmekte kararlıydı. Kızların tek erkek kardeşi Charles müzik enstrümanı ile kiliseleri, panayırları yerel tiyatroları dolaşıyordu; 13 yaşındaki 5. kız kardeş Naomi de şarkı söylüyordu. Yerel gazetelerde olumlu tepkiler almaya başlamışlardı.

1880 Aralık ayında kızlar “The Seven Wonders” (7 Harika) olarak erkek kardeşleri Charles olmadan New York’ta sahne alıp, ilk Boadway çıkışlarını yaptılar. 1881 yazında ise ülkenin güneyine doğru turneye çıktılar. O dönemde, kadın ve erkeklerin saçları hastalıktan ve bakımsızlıktan dökülürken bu kadar uzun ve yoğun saçlara sahip olmak, dişilik sembolü idi. Kızların arasında en kısa saçlı olanı Sarah, en uzun saçlı olan da Victoria idi.

Kızların en büyüğü Sarah, müzik yeteneğini solo soprano ve piyanist olarak geliştirdi, saygın bir müzik öğretmeni oldu. İkinci kız Victoria, mezzo-soprano; onun küçüğü erkek kardeş, bariton; üçüncü kız kardeş tenor; şair ve hayalperest dördüncü kız Grace, alto-şarkıcı olmanın yanı sıra, ailenin iş bağlantılarının, iletişimin ve muhaberatın başındaydı. Naomi, beşinci kız, içlerinde en asi olandı. Kızların aralarında en çekici olan Dora, altıncı kardeş idi. En küçük kardeş Mary, alto-şarkıcı olarak aralarında yer aldı. 

7 Harika Kız’ın müthiş başarısı o döneme damgasını vurdu…