My name is Bond, James Bond…

 “Adım Bond, James Bond…”
Başrol oyuncusu kim olursa olsun, James Bond filmleri denince aklımıza gelen bu ünlü sözlerin doğaçlama olduğunu bilir miydiniz?
“Benim adım James Bond” demenin fazla tekdüze olduğunu düşünmüş sinemanın ilk (ve ben dâhil çok kişiye göre en iyi) Bond’u Sean Connery… 

Tabut cilacılığı bile yaptı…
Sean Connery, Edinburgh’un kenar mahallelerinden gelip Hollywood’un ilk James Bond’u olarak uluslararası şöhrete kavuşan, öfkesi burnunda bir İskoç’tu. 1930 yılında doğdu. Annesi temizlikçi, babası fabrika işçisi ve kamyon şoförüydü. Doğduğu sokakta, civardaki bira imalathanelerden gelen ekşi koku, lağım ve yakınlardaki fabrikadan gelen lastik yapım kokularına karışırdı. Dokuzunda sigaraya başladı, 13’ünde okulu bıraktı. Çalışmaya başladı. Daha sonra donanmaya katıldı, ama ülseri yüzünden ayrılmak zorunda kaldı. Sütçülük, kamyon şoförlüğü, cankurtaranlık, tuğlacılık, işçilik, tabut cilacılığı, güzel sanatlar öğrencilerine modellik yaptı. Vücut geliştirmeye merak saldı, ama aynı zamanda başka sporlara, özellikle de futbol oynamaya meraklı olduğu için katıldığı yarışmalardan birincilik alamadı. 

James Bond rolü hayatını değiştirdi
1950’lerde sinema ve televizyon için küçük rollerde görünmeye başladı. Bu arada bebek bakıcılığı da yapıyordu. Klasikleri okumaya, diksiyon ve oyunculuk dersleri almaya başlamıştı. 1962’de aldığı James Bond rolü hayatını değiştirdi. Yazar Fleming onu beğenmemişti bile aslında. Kaba bulmuş, iri yarı bir dublöre benzetmişti. Fakat kız arkadaşı Fleming’i, bu İskoç’un çok çekici olduğuna ikna etti. Gerçekten de filme çok yakıştı. Yedi kere Bond oldu.


Hep aynı rolü üstlenmekten sıkılıp, bir değil iki defa Bond imparatorluğundan ayrıldı. Sonrasında, bizim onu pek beğendiğimiz yeni bir çehreye büründü. Yakışıklı bir orta yaş karakter oyuncusu oldu. Kaliteli filmlerde oynadı. Ben onu en çok Umberto Eco uyarlaması “Der Name der Rose” (Gülün Adı) filmindeki Fransisken keşiş rolünde beğenmiştim; bu rol ona en iyi erkek oyuncu dalında bir BAFTA getirmişti.

Toplam en az 67 filmde oynadı; 2 BAFTA, 3 Golden Globe ödülü ve “The Untouchables” (Dokunulmazlar) filmindeki rolüyle bir yardımcı oyuncu Oscar’ı aldı. Yaşayan en seksi erkek seçildi. Defalarca İskoçya’nın medarı iftiharı olduğu vurgulandı.
Sıkı bir İskoç milliyetçisiydi
Sinemadaki en meşhur İngiliz ajana can verse de aslında İskoçya’nın bağımsızlığını destekleyen sıkı bir İskoç milliyetçisiydi. Sağ kolunda 16’sında yaptırdığı iki küçük dövme vardı. Biri anne ve babasına, diğeri de İskoçya’ya olan sevgisini anlatıyordu. 2014 referandumundan önce yapılan bir söyleşide, eğer İskoçya Birleşik Krallık’tan ayrılırsa, Bahamalar’daki evini bırakıp ülkesine döneceğine söz vermişti. 5 Temmuz 2000’de Kraliçe II. Elizabeth ona ‘Sir’ payesi verdi. Bu unvanı alması, Connery’nin İskoçya Ulusal Partisi’ni açıkça desteklemesinden rahatsız olanlarca iki yıl boyunca engellenmişti.

İskoç aktör
Sean Conneryi 31 Ekim 2020’de 90 yaşında kaybettik. İki defa evlenmişti, ilk evliliğinden sinemacı bir oğlu ve bir torunu, ikinci evliliğinden de üvey çocukları var. Onu sevenler, gittiği yerde, sevdiği gibi golf oynamaya devam ettiğini umuyorlar...

Kaynaklar 
https://www.biography.com/actor/sean-connery
https://www.birgun.net/haber/adim-bond-james-bond-321492
https://www.dw.com/tr/%C3%BCnl%C3%BC-oyuncu-sean-connery-%C3%B6ld%C3%BC/a-55459230
https://en.wikipedia.org/wiki/Sean_Connery
https://www.imdb.com/name/nm0000125/
https://alkhaleejtoday.co/international/5244258/He-WAS-Bond-James-Bond-%E2%80%93-VG.html