New York Birleşmiş Milletler konserimden hemen sonra, henüz oradayken bir sabah telefonum çaldı. Telefondaki dostumuz Mickey idi. Bana hararetli olarak bir şeyler anlatmaya başladı. Güney Afrika’dan New York’a gidip, uçaktan iner inmez Birleşmiş Milletler’e gitmiş, kürsüde konuşma ve arkasından konser vermiş, ertesi gün de NYU’da Terezin bestecileri eğitimi vermişim. Terezin bestecilerine duyduğum saygıdan ve sevgiden dolayı bu iki kıtada geçen yoğun eğitim ve konser programından duyduğum minnetle bir gram yorgunluk hissetmemişim. Ancak beden artık öyle demiyor ve Mickey neler diyor hiç anlayamıyorum! “Bir dakika Mickey, daha yavaş anlatır mısın? Almanca-İbranice karışımı aksanlı İngilizcesi ile, “Hemen Renan, Rima seninle buluşmak istiyor, hemen gel!” “Rima kim? diye soruyorum. “Josima’nın kız kardeşi diyor… “Josima’nın mı, ciddi misin sen!

“Nasıl besteledi onları 11 yaşında, nasıl…”
Acilen evden çıktım ve kendimi onların yanında buldum. Rima çok heyecanlı, tabii ben de öyle. Gözleri yaşlanıyor, ağzından kelimeler çıkamıyor. Yürüdük biraz sessizce. Kolunda dosyalar var. Sıcacık gülümseyerek bakıyor bana arada bir, koluma giriyor. Ve karşımıza bir Steinway dükkânı çıkıyor! “Hadi,” diyorum, “içeri girelim”. Hemen giriyoruz. Biz önde, Mickey ve diğerleri arkamızda. Bizi bir piyanoya doğru yönlendiriyorlar. Oturuyorum başına. Chopin çalmaya başlıyorum. Bir süre sonra Rima ile göz göze geliyoruz. “Onun müziği de böyle,” diyor. “Nasıl besteledi onları 11 yaşında, nasıl…” diyor neredeyse fısıltıyla. Çıkıyoruz oradan ve hep birlikte bir İtalyan lokantasına oturuyoruz. Çok yoğun anlar. Kelimelerin yetersiz ve hatta anlamsız kaldığı anlar. Ve başlıyor anlatmaya… Arada gelen yemeği, masada konuşulanları hiç fark etmiyoruz. Ben tüm dikkatim ve kalbimle bu bana emanet edilen anıları bir porselen gibi tutmaya çalışıyorum. Hikâyeyi baştan sona anlatıyor bana Rima. 18 tane piyano eseri var,” diyor, “hepsini de Varşova Getto’sunda bestelemiş”...

Josima Feldszuh
Varşova Getto’sunun yıldız piyanisti Josima Feldszuh 1929 yılında,  o zamanki ismiyle Ukrayna/Czortków’da doğmuş. Annesi Perla piyanist ve müzikologmuş. Josima’nın ilk piyano öğretmeni annesi olmuş. Babası Rubin, Aramice, İbranice ve Yidiş dillerinde yeminli bir tercümanmış. Aynı zamanda bir aktivist ve Siyonist’miş.
Zaten, Ukrayna’da Yahudilere yönelik toplu kıyımların olduğu, Yahudi düşmanlığı ile baş etmeye çalışan Feldszuh ailesi, 1940 senesinde Varşova Getto’suna gönderilmiş...
Varşova şehri, Feldszuh ailesinin sık sık aile ziyaretine gittikleri bir yermiş, hatta 1940 senesinde oradaki aile evlerine taşınmışlar. Henüz 11 yaşında olan Josima, Chopin, Mendelssohn, Bach, Tchaikovsky, Mozart, Beethoven gibi büyük bestecilerin eserlerini çalarak, bu genç yaşına rağmen piyano ustalığını sergiliyormuş. Rubin’in kuzini Rachela Auerbach, o günlere ait günlüğünde Josima için, “Olağanüstü bir müzik hafızası, mükemmel bir kulak, inanılmaz bir öğrenme yeteneği ve müthiş bir teknik beceri. Üstüne üstlük, zengin bir iç dünyanın ilk işaretlerini, belirli bir duyarlılığı ve duygu zenginliğini görebiliyordunuz diye yazmış.1  

Varşova Gettosu’nun yıldız piyanisti
Çok geçmeden Varşova Getto’suna gönderilen Feldszuh ailesinin genç virtüözü Josima, Getto’da hemen fark edilmiş. Orada, yeraltında süren kültürel yaşamın yıldız piyanisti olmuş.
Bir keresinde, bizi ziyarete gelen bir şarkıcı olan Bayan Rabinowicz, küçük Josima’mızı Yahudi şarkıcıların ve müzisyenlerin her Perşembe bir araya gelip birkaç saatini müzikle geçirdiği Ogrodowa Caddesi’ndeki ‘Salon’a götürdü. Oradayken kızım bir piyanistin performansını dinledi ve seyirciyi şaşırtacak şekilde onu sert bir şekilde eleştirdi. Piyanist bunu öğrendiğinde, bağırdı ve küstahça güldü: ‘Eğer o kadar akıllıysan, o zaman daha iyi çal, hanımefendi!’ Josima piyanonun başına oturdu ve böylece kaderi belirlendi. Tüm konuşma kesildi, herkes sessizleşti ve etrafta dolaşmayı bıraktı. Orada bulunan herkes piyanonun etrafında toplanmış, gözleri kocaman açılmıştı. İlk eserden sonra daha fazla çalmasını istediler. Bayan Rabinowicz daha sonra bize eve kadar eşlik etti. ‘Salon’un, kızımı dünyanın duyması gerektiğine ve birkaç piyanistin ona ücretsiz ders vermeyi teklif ettiğine oybirliğiyle karar verdiğini söyledi.” 2

“Josima’nın akciğerleri elek gibi. Günleri sayılı…”  
Josima’nın Getto’da çeşitli hocaları oldu. Bir süre sonra Feldszuh ailesi,  Josima’nın Getto’dan kaçırılması için bir teklif aldılar. Her ne kadar kızları için bu bir kurtuluş ihtimali olsa da, aile tamamen ayrılırlar korkusuyla bu teklifi reddetti. 1943 senesinin Ocak ayında Perla, Rubin ve Josima aileyi bölmeden Getto’nun içinde mahkûmların olmadığı yere kaçırılarak saklandılar. Fakat Josima buradaki havasızlık ve gün ışığına çıkamamaktan dolayı tüberküloza yakalandı.
17 Nisan 1943 Cumartesi günü, Paskalya akşamı, getto ayaklanmasının başladığı akşam, Josima’yı muayene eden ve aynı zamanda akciğer için sanatoryumun başı olan akciğer hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir doktora gittim. Kararı kısa ve netti: ‘Kurtarılacak hiçbir şey kalmadı. Josima’nın akciğerleri elek gibi. Onun günleri sayılı. Bir hafta ya da daha kısa bir süre hayatta kalabilir...’
(…) Josima ayaklanmanın üçüncü günü olan 21 Nisan Çarşamba günü öldü. Yanan gettodan yükselen, patlamalarla sarsılan, silah seslerinden titreyen dumanla dolu bir şehirde, onun ölüm haberini aldım. Josima, Pustelnik adında küçük bir köyde ölmüştü - benim için ölümü, bir şekilde, duvarların arkasında kanlı sis içinde boğulan, hayatı bir şekilde orada sona eren çok sevgili ve hayranlık duyulan bir kişinin ölümüydü.”3 Kuzin Rachela’nın günlüğünden

Rima, Josima’nın kardeşi
Perla kızının ölümüne dayanamayarak intihar etti. Rubin Getto’ya geri döndü. Savaştan kurtuldu ve 1945 yılında Filistin’e göç etti. Yeniden evlendi. Karısının ve kızının acısı içinde hiçbir zaman dinmedi.
Rima, Rubin’in ikinci evliliğinden olan kızı. O İtalyan lokantasında ne kadar konuştuk ben de bilmiyorum, zaman durmuştu benim ve Rima için. İkimizin de gözleri yaşlı. Öylece sarıldık. Rima bana Josima hakkında o güne kadar çıkmış bütün yazıları verdi. Ve İsrail’de yaşayan yeğeni Sharon ile konuştuk. Sharon bir kaç gün sonra Josima’nın piyano için bestelemiş 18 eserini bana gönderdi. Albüm olma yolundalar.

Varşova Getto’sunun yıldız piyanisti kıymetli Josima, yıldızın dünyada her zaman müziğinle parlayacak. Genç yaşta kesilen sesin her seferinde dünyada daha da güçlü tınlayacak!

Dipnotlar
1 Auerbach R., “Josima” Dawar 26 Ocak 1951’den, İbraniceden çeviri: POLIN Polonyalı Yahudiler Tarihi Müzesi.
2 Sharon Ben-Shem’in koleksiyonlarından Rubin Feldszuh’un (Reuben Ben-Shem) günlüğü; İbraniceden çeviri: POLIN Polonyalı Yahudiler Tarihi Müzesi.
3 Auerbach R., “Josima” Dawar, 26 Ocak 1951’den, İbraniceden çeviri: POLIN Polonyalı Yahudiler Tarihi Müzesi.