ORHAN KURAL, 1950 İstanbul doğumlu. Kadıköy Maarif Koleji’ndeki ortaöğreniminin ardından 1972’de İTÜ Maden Fakültesi’ni bitirdi. Mayıs 1973’te burslu okuduğu New York Columbia Üniversitesi’nden Maden Yüksek Mühendisi, Eylül 1978’de ise “Doktor” unvanı aldı. İTÜ’de, son 9 yılı bölüm başkanı olmak üzere tam 44 yıl hizmet verdi.
Prof. Kural, dünyanın farklı ülkelerini tanıttığı 17 gezi kitabı ve “Bu Kitap Başka” adlı bir de anı kitabı hazırladı. Kural, Matematik kitabını 2004 yılında yayınladı. Türkiye’nin değişik yerlerinde ve yurt dışında 42 kişisel fotoğraf sergisi açtı. Ayrıca ilk ve orta dereceli okullar, üniversiteler, valilikler, belediyeler, sanayi kuruluşları, silahlı kuvvetler, polis meslek yüksekokulları, yurtlar, huzurevleri, hastaneler, halk eğitim merkezleri, müftülükler, siyasi parti merkezleri, değişik derneklerde ve halka açık yerlerde 81 il ve ayrıca 60’a yakın ülkede çevre bilincine odaklanan 6.000’e yakın konferans verdi.
Prof. Dr. Orhan Kural Nisan 2019 yılında gerçekleşen bir toplantı esnasında DERGİ’mizi, çalışmalarımız çerçevesinde başarı ödülüne layık bulmuştu.
İlkeli duruşuyla tanınan Orhan Kural’ın son mektubu, onun sıra dışı kişiliğini sergilediğinden, vasiyetini yayınlamayı seçtik:
“Merhaba. Bunu dinliyorsanız, ben bu hayatta değilim artık. Yaşarken bu videoyu çektim. Bugüne kadar insanları üzdümse özür dilerim. Vatandaşlık görevimi yapmaya çalıştım. Sizlere daha iyi bir dünya bırakmaya çalıştım. Çocuklarınızın daha iyi yaşamasına çalıştım. Adaletli, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu arada, özellikle beni çok üzen Cengiz Kuzu’yu hiçbir zaman affetmedim. Burada da açıklamak istiyorum. Lütfen gayretli insanları engellemeyin. Onların hevesini kırmayın. Cengiz Kuzu’nun yaptığı gibi...
Vasiyetimi hazırladım gayet muntazam bir şekilde. Resmiyete koydum. En önemli isteklerimden biri, kamu yararına bu kadar çalışarak oluşturduğum Türkiye Gezginler Derneği’nin yaşaması. Kurduğum Gezi Evi’nin devam etmesi. Bir beton yığını iken onu tarihî ev haline getirdiğim Ahırkapı’daki binamızın fonksiyonuna devam etmesi, konsolosluk olarak hizmet vermesi bakımından. Aynı zamanda tek ağaçla alıp, koru haline getirdiğim Fener Köyü’ndeki çiftliğin de devam etmesi yönünde kızımdan istekte bulundum. Ayrıca yazılı olarak bildirdim. Bu arada vasiyetimde yazdım. 9 yılı bölüm başkanı olarak, 44 yıl İTÜ Maden Mühendisliği bölümünde hizmet verdim. Bu öğrencilerimi çok sevdim. Onlarla ortak çalıştım. Onlara bir burs imkânı sağlıyorum. Orhan Kural Bursu yapılacaktır. Bu konuda Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’na belli bir para bıraktım.
‘CENAZEME KESİNLİKLE KÜRK GİYENLER VE FAAL AVCILAR GELMESİNLER.’
Gelelim son olarak cenazeme. Annem, babam ve kardeşimin yattığı hazır olan Zincirlikuyu’daki mezarıma kaldırılacağım. Cenazenin Zincirlikuyu Camii’nden yapılmasını istiyorum. Çünkü diğer camilerde trafik sıkışıklığı oluyor. Orası daha rahat park bakımından. Benim cenazeme kesinlikle kürk giyenler, bilmiyorum yaz mı olacak, kış mı olacak ama... Ve faal avcılar gelmesinler, istemiyorum kesinlikle. Özellikle hayvan ticareti yapanlar gelmesinler. Bir tane bile cenazemde canlı çiçek istemiyorum. Belediye başkanları dâhil yollamasınlar. Onun yerine eğitim kurumlarına bağışta bulunsunlar. ÇEKÜL Vakfı aracılığıyla ağaç diktirirlerse daha da sevinirim. Benim sembolüm, hayatım boyunca kitaplarımın dışında tahta kediler oldu. Onları da beraberinizde getirirseniz renklilik katarsınız cenazeme. Eğer size hediye ettimse lütfen beraberinizde getirin.
‘ORGANLARIMI HEM KADAVRA OLARAK HEM DE KULLANILMASI İÇİN HEDİYE EDİYORUM.’
Mümkün olacak mı bilmiyorum, vasiyetimde de yazdım, eğer mümkünse organlarımı hem kadavra olarak hem de kullanılması için hediye ediyorum. Bu yazılı olarak bildirildi. Çünkü yazılı olması gerekiyor. En çok merak ettiğim şey daima arkamdan ne yazılacak. Basın ne yazacak. İnsanlar ne konuşacaklar diye hep merak ettim. Herhalde şu anda o yapılıyordur diye düşünüyorum. Sizlere sağlıklı, nice mutlu coğrafyalarda uyanabileceğiniz, başarı dolu bir dünya diliyorum. Sevgiyle kalın.”