Yusuf Tolga Ünker

İnsanlar üzerine yaptığı portreler ile dikkat çeken sanatçı Sebastian Bieniek ile Dergi okurları için söyleştik...

Sizin için Sanat nedir?
Sanat benim işim.


Sebastian Bieniek

Sanatınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Çalışmalarımı paradoks olarak tanımlayabilirim. Dünyada hiçbir şey yalnız değil, ama bir sanatçı, çalışması için “ünik” (tek) diyebilir. Ben de bu nedenle “sanat bir paradokstur” diyorum. Yani sanat, “İki dünyada birden yaşayan bir şeydir ve hiçbirinde gerçek değildir.” Çalışmalarımda bu paradoks ile oynuyorum, bu da onları daima iki ya da daha fazla anlama sahip kılıyor. Bu da çalışmalarımın leitmotifidir (ana tema). Diğer bir deyişle, “Belirsizlik”.

Zihninize ve sanatınıza etki edenler nelerdir?
Çalışmalarım daima benim yaşamım. Gerçek hayatımı sanatıma katıyorum. Gerçekten de biri ne zaman bitiyor ve diğeri ne zaman başlıyor bilmiyorum.

Yaptıklarınız sizin için maske mi yoksa gerçek yüzler mi?
Evet, onlar gerçek yüzler üzerinde bulunan maskeler.


Neden maskeleri sanatınız için önemli bir unsur olarak seçtiniz ve bununla beraber kullanma anlamında nasıl keşfettiniz?
Pekâlâ, maskenin çok önemli bir rol oynadığına inanıyorum, sadece benimkinde değil her kültürde. Neden Antik Yunan tiyatrolarında maske ile oynadılar? Çünkü anlıyoruz ki, maske bir şekilde gerçek yüzden daha iyi. Duygulanım nedir? Davranış nedir? İnanıyorum ki, bunların her biri hafızamızda kalmasını başardığımız binlerce maskeden sadece birer tanesi.

Nasıl ve ne zaman resim yapmaya başladınız?
İşten atıldığım zaman resim yapmaya başladım. O zaman 18 yaşındaydım. Beni kovmuşlardı çünkü sürekli çizimler yapıyordum, bundan sonra da evde resim yapmaya başlamıştım.

Hangi şehirde yaşamaktaydınız?
21 yaşında Braunschweig’de sanat üniversitesine başladım ve 23 yaşına geldiğimde Berlin Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde sanat öğrenimime devam ettim.

Nerede çalışıyorsunuz, atölyenizde ya da başka bir yerde mi?
Atölyemde çalışıyorum. Berlin’de Friedrichshain, Studio Bieniek’de.
Sanatseverler bana facebook adresimden de ulaşabilirler.


Aslen nerelisiniz?
18 yaşındayken evinizi terk etmenize sebep olduklarında ve hangi şehirde resim yapmaya başlamıştınız?
Polonya’da doğdum. 14 yaşındayken Almanya’ya göçtüm. Alman vatandaşlığına sahibim, çünkü benim Polonya’dan geldiğim bölge, ailem doğduğu zamanlarda Almanya’ya aitti, dolayısı ile ailemin doğduğu yer bugün Polonya’ya ait. Sizler için biraz karışık.

İlginç bir hikâye, Danzig’i biliyorum.
Hayır, lütfen Danzig değil. Yukarı Silezya. Vandalların ülkesi. (Gülüyor.)
Yalan söylemiyorum…

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?"
“Yaşayan en yakışıklı sanatçı”. Şaka bir yana, kendimi nasıl tanımlarım bilmiyorum.
Ancak etrafımdaki pek çok kişi bana (gerçekten neredeyse her gün) bir çocuk olduğumu söylüyor. Yani belki de “bir çocuk” en iyi tanımlamadır...

Eğlenceli bir kişiye benziyorsunuz ve şaka yapmayı sevdiğiniz açık.
Belki de insanların yüzlerine maskeler yapmak sizin için bir oyun olabilir mi?
Bugün pek çok mesaj aldım “senin oyunlarını oynamak istemiyorum gibi”...
Ama ben hiçbir oyun hakkında hiçbir şey bilmiyorum… Ancak insanlar her yaptığımda oyunlar buluyorlar gibi.
Belki de onlar günlük hayatta daha fazla robotik ya da mekanik olmak durumundalardır.