Annemin Çantası”



SARA ŞAHİNKANAT İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun oldu. Kısa süre tercümanlık ve uzun yıllar reklamcılık yaptı. Önce yeğenleri, sonra oğlu Tan’a beğendirmek için yazmaya başladığı resimli kitaplarını artık başka çocuklar için yazıyor. Yapı Kredi Yayınları’ndan “Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor”, “Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız’dan?”, “Bilgi Avcıları Gizli Görevde-Beyoğlu Macerası”, “Üç Kedi Bir Dilek”, “Üç Kedi Bir Canavar”, “Annemin Çantası”, “Babamın Battaniyesi”, “Maymun Kral”, “Mevsimlere Güzelleme” isimli kitapları çıktı.

Sara Şahinkanat’ın resimli kitapları yalnız çocukların değil, anne ve babaların ve tüm yuvaların gönlünde de taht kurmuş. Çocuklarla kaliteli vakit geçirme konusunda büyük katkıda bulunan bu kitaplar, özellikle dijital ortamda büyüyen yeni nesil küçük çocukların, elleriyle bu renkli sayfaları çevirirken, hayal dünyalarını da genişletmeye yarıyor. Hayranları, Sara Şahinkanat’ın yeni çıkan kitaplarını gözü kapalı alıyor. “Annemin Çantası” kitabı da aslında “Anneler Günü”nün kutlandığı Mayıs ayında, henüz bu yazarın kitaplarıyla tanışmamışlar için, anne-çocuk ilişkisine değer katacak anlamlı bir seçenek.


Bize “Annemin Çantası” adlı kitabınızın kısa bir özetini yapar mısınız?
Tabii ki, seve seve. “Annemin Çantası”nı bir kız çocuğunun bakış açısıyla anlattım. Anneleri, iki çocuğunu parka götürür. Çocuklar neye ihtiyaç duysalar anında annenin kocaman çantasından çıkıverir. Üstleri çamurlanınca yedek giysi, dizleri yaralanınca yara merhemi, sıkılınca okumak için keyifli bir kitap, karınları acıkınca yiyecek ve içecek, hatta yavru kedi için süt, martılar ve balıklar için bayat ekmek. “Acaba bu çantanın süper güçleri mi var?” diye düşünür anlatıcı çocuk. Sonra, arıza yapıp denizin ortasında kalan motorlu teknede bir macera daha yaşarlar. Neyse ki, bu sorun ilginç bir biçimde çözülür. Tüm sürprizi bozmayalım; gerçekte süper kahraman çanta mı yoksa başka birisi mi, sonunda gerçek anlaşılır.

Kitaplarınızda kullandığınız dil oldukça akıcı, hatta melodik de diyebiliriz. Genelde hangi yaş çocuklara hitap ediyorlar?
Tüm kitaplarım 2-8 yaş aralığı için daha uygun. Sadece “Beyoğlu Macerası” 5-11 yaşlarına hitap ediyor. Fakat artık resimli kitaplarda yaş sınırı da yok. Kitap dinlemeye alıştırmak adına bebeklere de okunabiliyor. Hatta ne kadar küçükten okumaya başlarsanız kitabı, o kadar seviyorlar ve dil gelişimleri de o denli hızlanıyor. Gelişmiş ülkelerde, bebek doktorları kitap okunmasını reçeteye dahi yazıyormuş. Son zamanlarda, nitelikli resimli kitapların gençler ve yetişkinler tarafından da kendi zevkleri için alındığını gözlemliyoruz. Her türden özenle hazırlanmış resimli kitaplar, karmaşıklaşan ve yoran çağımızda yetişkinlerin de ruhuna iyi geliyor.


Siz de, son yıllarda resimli çocuk kitaplarının daha çok çeşitlendiği ve zenginleştiğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Ne mutlu bize ki kitapçılarda ve özellikle internette artık çok daha fazla resimli kitap seçenekleri mevcut. Belki seçmek için biraz emek gerek. Ama bu çağda bebek ve çocuğu dijitalden korumak ve dil bilişsel, duygusal ve sosyal açıdan sağlıklı gelişmesine destek olmak konusunda çok değerli bir araç kitaplar. Ayrıca aynı oyun oynamak gibi hatta doğru seçimlerle daha eğlenceli de oluyor. Çocuklar hızla büyürken paha biçilmez anılar oluşturmayı hangi ebeveyn istemez ki.

Kitabınızı resimleyen Ayşe İnan, insanı adeta fotoğrafın içine çeken olağanüstü detaylarla hikâyeye farklı bir boyut katmış. Onunla çalışmayı tercih sebebiniz nedir?
Ayşe İnan’ın detaylara verdiği önem, önerdiğim fikirleri harmanlayıp çizgisinde başarılı bir şekilde yansıtması, hayata benzer incelikli bakışımızla da örtüşünce, ayrılmaz bir ekip oluverdik. Birlikte tek kişi gibi çalışıyoruz. Yazar ile çizer aynı kişiymiş duygusu var kitaplarda. O yüzden sanırım ve umarım daha uzun süre birlikte üretmeye devam edeceğiz.