Fransızların Oscarları sayılan Cesar Ödülleri bu yıl kendinden çok bahsettirdi. Sebebi, geçmişinde pedofili suçu işleyen Roman Polanski´nin aldığı ödüllerin protesto edilmesiydi. Bu yazımızda protesto olayının geçmişinden, Polanski´nin kariyerinden, #MeToo hareketinin ateşli savunucusu Adele Haenel´den ve Cesar ile taçlandırılan sanatçılardan bahsedeceğim.
Fransızların Oscar’ları ayılan César Ödülleri bu yıl kendinden çok bahsettirdi. Sebebi, geçmişinde pedofili suçu işleyen Roman Polanski’nin aldığı ödüllerin protesto edilmesiydi. Bu yazımızda protesto olayının geçmişinden, Polanski’nin kariyerinden, MeToo hareketinin ateşli savunucusu Adéle Haenel’den ve César ile taçlandırılan sanatçılardan bahsedeceğim.
Fransa’nın Oscar’ları olarak bilinen, Académie des Arts et Techniques du Cinéma tarafından 1975’ten bu yana dağıtılan César Ödülleri 28 Şubat gecesi sahiplerini buldu. Geceye damgasını vuran olay, ‘J’Accuse - An Officer and a Spy / İtham Ediyorum’ filminin yaratıcısı Roman Polanski’ye iki ödül verilmesi üzerine yaşanan skandal oldu.
Akademinin, bu filmi 12 ödüle aday göstermesi, geçmişinde pedofili suçu işleyen Roman Polanski’yi aklama hareketi olarak karşılayanlar tarafından şiddetle protesto edilmişti.
Paris’in Pleyel salonunda yapılan 45. César Ödül Töreni’nde Roman Polanski’nin adı En İyi Yönetmen olarak ilan edilince salon karıştı. ‘Alev Almış Genç Kızın Portresi’ filminin iki kadın oyuncusu Adéle Haenel ve Noémie Merlant, yönetmen Céline Sciamma ile birlikte ‘Quelle Honte’ (Ayıp) protestoları eşliğinde salonu terk etti.
MeToo hareketinin savunucuları, ellerinde pankartlarıyla bu üçlüyü çılgınca alkışladı. Adéle Haenel: “Erkekler, düşünce özgürlüğünü koruma aldatmacası üzerinden söz hakkı konusunda uyguladıkları ambargoyu, monopolü sürdürmeyi amaçlıyorlar. Fikrimizi açıklamamızı istemiyorlar ve bizi sessiz kalmaya mahkûm etmek istiyorlar” dedi.
Jürilerin oylama kriterleri
Roman Polanski ödül gecesine gelmedi ama adı En İyi Uyarlama Senaryo dalında ikinci kez okundu. ‘İtham Ediyorum’, En İyi Kostüm Tasarımı dalında üçüncü ödülünü aldı.
Filmin oyuncu ve teknisyen kadrosu, Roman Polanski’nin aldığı ödüllerin hak edilmiş ödüller olduğunu ilan ettiler. Bunlar arasında filmde Albay Picquart’ı canlandıran Jean Dujardin, filmde rolü bulunan, yönetmenin eşi Emmanuelle Seigner, ödülü takdim etmek için sahneye çıkan ünlü kadın yönetmen Claire Denis, ‘La Belle Epoque’taki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu César’ını kazanan Fanny Ardant vardı.
Roman Polanski, ‘J’Accuse’ ile Venedik’te iki, César’larda üç ödül aldı. 73. Venedik Film Festivali’nin Lucrecia Martel başkanlığındaki jüri heyeti bu filmi Jüri Büyük Ödülü’ne layık gördü. Aynı festivalin Uluslararası Eleştirmenlerinden oluşan jürisi, filme FIPRESCI En İyi Film Ödülü’nü verdi. Fransız sinema endüstrisinin temsilcilerinden oluşan Academie des Arts et Techniques du Cinéma filme üç önemli ödül verdi.
Bu üç saygın jüri heyeti, geçmişinde tecavüz suçlamalarıyla anılan ve sinema dünyasında itibar kaybına uğrayan Roman Polanski’nin ahlaki değerleri için değil, filminin kalitesi için oy kullandı. ‘J’Accuse’ aynı dalın diğer adaylarından daha iyi olduğu için ödüllendirildi.
Jüri üyelerinin oylama kriterleri arasında yönetmenlerin geçmişlerinde yaşadıkları ahlaki zaaflarını yargılama gibi ölçütler yok. Jürilerin, seçici kurulların bir yarışma için seçtikleri adaylar arasında, sinemasal değerleri göz önünde bulundurarak en iyisini seçmek gibi bir görevleri var.
Polanski’nin parlak kariyeri
Roman Polanski 39 film yönetti, 36 senaryo yazdı, 40 filmde aktörlük yaptı. ‘Piyanist’ (2003) filmiyle ilk önce Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı, ardından Oscar Ödüllerini dağıtan Akademi kendisini Yılın En İyi Yönetmeni seçti.
Polanski’nin dünyanın en prestijli film festivallerinden biri olan Berlin’den, aralarında En İyi Yönetmen Ödülü dâhil beş ödülü var. Polanski’nin, film festivallerinin en eskisi olan Venedik’te kazanılmış, Altın Aslan ve Gümüş Aslan dahil beş ödülü var. Yönetmenin filmleri on kez César Ödülü’ne layık görüldü.
Polanski’nin gençliğinde işlediği pedofili suçları kendisinin ‘Tess’ (1979), ‘Rosemary’nin Bebeği’ (1968), ‘Piyanist’ (2002) gibi başyapıtların yaratıcısı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Cinsel istismar davası
Roman Polanski 44 yaşındayken, 1977 yılında Beverly Wilshire Hotel’de 13 yaşındaki Samantha Geimer’e cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. Genç kız bir önceki gün Vogue için Jack Nicholson’un evinde modellik yapmıştı. Altı suçtan hakkında dava açılan Polanski, suçlamaların tümünü reddetmişti. Geimer’in avukatı altı suçlamadan beşinin düşürüleceği bir suç ikrarı önerince Polanski bunu kabul etti. 90 gün psikolojik tedavi gören ünlü yönetmen, 42 gün sonra şartlı tahliye ile hapishaneden salınmıştı. Fakat bir hâkimin 50 yıl ceza vermeyi planladığını öğrenince Polanski 1978’de ABD’den kaçtı, Fransa’ya yerleşti. 1988’de Geimer, Polanski’ye tekrar dava açtı. Kurbanı ile anlaşmaya varan yönetmen kendisine (miktarı gizli tutulan) bir para verdi. Geimer 2011’de verdiği röportajda; “Medya, haberciler, mahkeme ve jürilerin hayatında Polanski’den daha fazla hasara neden olduğunu” söylemişti. Bu olay MeToo hareketinin güçlenmesinde büyük rol oynadı.
‘J’Accuse- İtham Ediyorum’
Polytechnique Üniversitesi mezunu Yahudi subay Alfred Dreyfus, 1894’te bir subay tarafından Almanya hesabına casusluk yaptığı suçlamasıyla tutuklanıp Fransız Guyana’sında hapsedilmişti. Émile Zola’nın meşhur ‘J’Accuse / İtham Ediyorum’ makalesinden sonra Dreyfus’un suçsuz olduğu ortaya çıkınca dönemin Cumhurbaşkanı Émile Loubet, ülkesi adına özür dilemiş ve Dreyfus serbest bırakılmıştı. Legion d’Honneur nişanı verilen Dreyfus I. Dünya Savaşı sırasında general olmuştu.
César Ödülleri
45. César Ödüllerinde ‘Sefiller / Les Misérables’ En İyi Film seçildi. Kariyerinin ilk uzun metrajlı çalışmasıyla övgülere ve ödüllere boğulan genç yönetmen Ladj Ly’in filmi, César’larda En İyi Kurgu ve Halk Ödülü’nün sahibi oldu.
Cannes’da geçen yıl fırtınalar yaratan filmiyle Jüri Ödülü’nü kazanan Ladj Ly, Oscar ve Altın Küre’de Yabancı Dalda En İyi Film adayları arasına girdi, Avrupa Film Ödüllerinde En İyi Film Ödülü’nü kazandı. Kassovitz’in ‘Protesto’sundan 24 yıl sonra bizleri Paris gettolarına götüren ‘Sefiller’, banliyö hayatı ve umutsuz gençlik üzerine yırtıcı ve politik manifesto niteliğinde bir film.
39 yaşındaki aktör-yönetmen-yapımcı-senarist Ladj Ly, doğup büyüdüğü proleter kenar mahallelerin sorunlarını, müthiş bir gözlem gücüyle perdeye taşıdı. Ladj Ly yargılamıyor, haksızlıkları ve toplumsal çarpıklıkları sergilemekle yetiniyor. Şiddet, kaba kuvvet, korku, hiddet, ahlaki değerler gibi zorlu temaların hakkını veren bu toplumsal gerçekçi, politik, tavizsiz filme kayıtsız kalmak imkânsızdı.
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü genç aktris Anaïs Demoustier ‘Alice ve Belediye Başkanı’ filmiyle kazandı. Nicolas Pariser’in senaryosunu yazıp yönettiği filmi geçen yıl Filmekimi’nde izlemiştik. Bu film bizde vizyon şansı bulamadı.
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Fas kökenli bir göçmen ailesinin mensubu olan Roschdy Zem aldı. Arnaud Desplechin’in yönettiği ‘Suç Mahalli / Roubaix, Une Lumière’ filminin tüm yükünü, oynadığı taşra polisi rolünde omuzlarında taşıyan Zem, bu ödülü fazlasıyla hak etti. Yine Filmekimi kapsamında izleyebildiğimiz bu film de bizde vizyona girmedi.
Özgün Senaryo Ödülü’nü Nicolas Bedos ‘Yeni Baştan / La Belle Epoque’ ile kazandı. Daniel Auteuil’e filmde replik veren Fanny Ardant, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu César’ının sahibi oldu.
Yabancı Dilde En İyi Film dalında sürpriz yaşanmadı. Güney Koreli Bong Joon-Ho ‘Parazit’ ile Cannes’da Altın Palmiye ile başlattığı ödül avını Altın Küre ile sürdürdü. Oscar’larda hem En İyi Film hem En İyi Uluslararası Film Ödüllerini kucakladı. ‘Parazit’, altyazılı ilk En İyi Film Oscar’ını alan film olarak tarihe adını yazdırdı.
César Ödüllerinde en büyük hayal kırıklığını Cannes’ın (‘Sefiller’ ile beraber) iki büyük keşfinden biri olan ‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi’ filmi yaşadı. Céline Sciamma, yönettiği bu filmle Cannes’dan En İyi Senaryo Ödülü ile ayrılmıştı. Filmin görkemli iki başrol oyuncusu Adéle Haenel ile Noémie Merlant, César yarışından elleri boş ayrıldı. Film sadece En İyi Görüntü Yönetmeni dalındaki tek César Ödülüyle yetinmek zorunda kaldı.
Adéle Haenel on yıllık hayat arkadaşı, kendinden on yaş büyük Celine Sciamma ile lezbiyen ilişkisini hiç gizlemedi.
Haenel geçen kasım ayında yönetmen Christophe Ruggia’nın cinsel tacizine maruz kaldığını açıklamış ve suç duyurusunda bulunmuştu. Christophe Ruggia suçlamaları kabul etmemişti.
César Ödüllerini dağıtan Akademi bu yıl Amerikalı karizmatik aktör Brad Pitt’e bir Onur Ödülü takdim etti.