Ressam, akademisyen ve NFT sanatçısı MOHAÇ YÜCEL’in “Sürpriz Sonlu” isimli solo sergisi Teşvikiye’de yer alan Galeri Miz’de düzenlendi. Sanatçı Mohaç Yücel’in sergisini, işlerini ve sanat eserlerinin dijitale uyarlandığı NFT sanatçılığını konuştuk.
Dijital çizimlerinizde Egon Schile, David Hockney ve Gustav Klimt’in eserlerini de yorumladığınız serginizdeki canlı renklerin hikâyesinden ve eğitiminizden; yüksek lisans tezinizin konusunun pop-art yaklaşımınıza olan katkısından bahsedebilir misiniz?
1995 yılından beri işlerimde popüler kültür ögelerini kullanan bir sanatçıyım. Pop-Art akımıyla beraber sanatta gündelik hayatın vazgeçilmez unsurlarının kullanılmaya başlamasıyla benim işlerimin de vazgeçilmez bir parçası haline geldiler. Önceleri çizgi-roman temalı işlerle kendini göstermeye başladı ve ilerleyen yıllarla beraber hayatın tüm nüanslarına nüfus etti. Çağdaş sanata katkısı ve gelişimi ile Çizgi-Roman konulu yüksek lisans tezim de tam bu konuya parmak basmakta.
İzleyiciler Türkiye’de bir ilki yaşayarak tüm eserlerinizin Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) sayesinde yaşayan versiyonlarını da deneyimleyebildiler. Tüm çizimlerinizin NFT versiyonlarına da rarible.com üzerinden ulaşabilecekler. NFT sanatçılığının bir öncüsü olarak sanatın dijital dünyadaki geleceği ve NFT ve sanat için neler söylemek istersiniz?
Artırılmış gerçeklik katmanı benim Sürpriz Sonlu isimli sergimin konseptini yaratıyor. İzleyicilere karşılaştıkları işlerin, teknoloji sayesinde yeni katmanlarını görme imkânı sağlıyor. Ben sanatın anlaşılmaz veya izleyicinin bilincinde yansıma bulması adına çok da zorlayıcı olmasını tavır olarak benimsemiyorum. Amacım her zaman algılanan imgenin, görenin bilincinde olumlu / olumsuz bir karşılığının olmasıdır.
NFT sanatçılığı tanımlamasını çok da yerine oturmuş bulmuyorum. NFT ortamında dijital sanat eseri satışı henüz emekleme aşamasında olan bir kavram ve bu manada bireyin kendini NFT Sanatçısı olarak tanımlamasını da kısa yoldan bir sanatçılık titri / etiketi edinmek adına olduğunu düşünüyorum. Bu manada 10-20-30 yıl gibi uzun sürelerdir çeşitli disiplinlerde iş üreten sanatçılar NFT ortamlarında yer almaya başladığında bu konu daha sağlam bir zemine oturmuş olacaktır. Şu an için sadece kısa zamanda çabuk para kazandırma potansiyeli olan bir platformdan öteye gitmeyecektir. Bunun yanında NFT üzerinden dijital iş satışının kesinlikle bir “Big Bubble” olduğunu söylemiyorum. Bu sanat tüketimi için yeni ve heyecanlı bir mecra ancak henüz işin başındayız ve taşların yerine oturması için biraz daha zamana ihtiyaç var.
Sosyal mecrada, Instagram hesabınızdan paylaştığınız illüstrasyonlarınızdan birisi yine kendi tarzınızda dijital portresini çizdiğiniz ünlü aktör Morgan Freeman’ın özel teşekkürünü 40 milyon takipçisi ile paylaştığı çiziminizin hikâyesini anlatabilir misiniz?
Morgan Freeman resmimin bizzat kendisi tarafından görülmüş ve yorumlanmış olması elbette ki çok hoş bir durum. Ancak burada yoğun iletişim ve bilgi akışı çağında olduğumuzu da unutmamamız gerekiyor. Bazıları için mucize sayılabilecek bu durum aslında günümüz ortamında o kadar da imkânsız değil. Zira Freeman’dan önceki dönemlerde ünlü futbolcu Sergio Ramos, Amazon Prime, Marvel ve Jeffrey Wright gibi marka ve isimler de benim işlerimi paylaşmış ve olumlu tepkiler göstermişlerdi. Bence burada önemli olan bu durumu pozitif bir enerjiye çevirmekten geçiyor. Bu manada ben hali hazırda “Galeri-Miz” sanat galerisinde devam eden sergimde Morgan Freeman işimi de sergiliyorum. Bu iş bir sahip bulması durumunda elde edeceğim gelirin yarısını da TEMA vakfına bağışlayıp, geçtiğimiz yaz büyük yara alan ekosistemimize fayda sağlamasını umuyorum.