Fotoğraflar: Bilge Serdar Samanlı

Bodrum’un en önemli simgesi şüphesiz Bodrum Kalesi’dir. Bodrum koyunda demirlemiş taştan dev bir gemiyi andıran kalenin kendisi etkileyici olmakla beraber kalede bulunan Sualtı Arkeoloji Müzesi, dünyanın en büyük sualtı arkeoloji müzelerinden biridir ve görülmeye değerdir.

Aziz Peter Kalesi olarak da bilinen Bodrum Kalesi, 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri (St. John Şövalyeleri) tarafından inşa edilmiştir. Rodos Şövalyeleri 120 yıl boyunca kalede hüküm sürmüşlerdir, 1522 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman kaleyi fethetmiştir. Osmanlı dönemi boyunca garnizon ve hapishane olarak kullanılan Bodrum Kalesi, 26 Mayıs 1915 tarihinde Fransız savaş gemisi “Duplex” tarafından top ateşine tutularak büyük hasar görmüştür. 2. Dünya Savaşı sırasında tekrar askeri üs olarak kullanılan kale, 1960’lı yıllarda Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne dönüştürülmüştür.


Bodrum Kalesi içindeki en güzel yapı, olasılıkla 1406 yılında yapılmış olan şapeldir. 1519-20 yılları arasında Gotik tarzda onarılan şapel, 1523 yılında Osmanlılar tarafından camiye dönüştürülmüş ve yapıya bir minare eklenmiştir. 1915 yılında Duplex gemisinin bombardımanı sırasında yıkılan minare, 1997 tarihinde yeniden inşa edilmiştir. Bu tarihte ayrıca eskiden şapel, daha sonra cami olarak kullanılan yapının içine bir Doğu Roma gemisinin batığı yerleştirilmiştir. Ne yazık ki, 2017-2020 yılları arasında kalede gerçekleştirilen ve epey tartışılan restorasyon çalışmaları sırasında bu batık buradan kaldırılmıştır ve nerede olduğunu kimse bilmemektedir.

Serçe Limanı Cam Batığı
Bu Bizans gemisi, M.S. 1026 yılında Marmaris Serçe Limanı’ndaki doğal koyda bir çapalama hatası yüzünden 33 metre derinliğe batmıştır. Çift direkli ve üçgen yelkenli olan gemi 15,6 metre boyundadır ve 30 tonluk kapasiteye sahiptir. Gemide bulunan 104 amforanın kapasitesi ve gemi enkazından ele geçen mülkiyet işaretleri, seramikçi damgaları, kap formları ve kil dokuları gibi veriler, geminin mürettebatının, Marmara Denizi’nin kuzeybatı kıyında, Konstantinopolis’in batısında bulunan Ganos liman kentinde yaşayan Bulgar kökenli bir topluluğa ait olduğunu belirtmektedir. Geminin yükü 3 ton cam ve bunun yanında çeşitli çakıl taşları ve kaya parçaları idi. Ayrıca mürettebata ait olduğu düşünülen şarap dolu 90 adet amfora da bulunmuştur.

Yassıada Batıkları
Bodrum Kalesi’nde ayrıca üç adet Yassıada batığı sergilenmektedir. Bunlar; 5. yüzyıla ait bir Roma batığı, 7. yüzyıla ait bir Bizans batığı ve 16. yüzyıla ait bir Osmanlı batığıdır. 19 metre uzunluğundaki Roma batığının, 1.100 amfora taşıdığı ve bu amforaların şarap taşımak için kullanıldığı hemen hemen kesinleşmiştir. Bizans batığı ise 21 metre uzunluğunda olup bu geminin kargosu 900 amforadan oluşmakta idi. 20 metrelik Osmanlı batığının ise ne taşımış olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte bazı aletler, sırlı kaplar ve top gülleleri bulunmuştur.



Uluburun Batığı
1982 yılında süngerci Mehmet Çakır tarafından bulunan Uluburun batığının tarihi, Geç Tunç Çağı’na, M.Ö. 14. yüzyıla (yaklaşık M.Ö. 1320 yılına) uzanmaktadır. 15 metre uzunluğundaki geminin son seferinde taşıdığı 20 tonluk kargo bakır, cam ve kalay külçelerden oluşmakta idi. Ayrıca gemide melengiç reçinesi, zeytinyağı ve şarabın ve Suriye ve Kıbrıs seramiğine ait çok sayıda eser taşınmaktaydı.

Bodrum Kalesi’nin iç avlusunda ayrıca çok sayıda ağaç ve bitki bulunmaktadır. Kalenin taş kuleleri ve merdivenleri ile bu yemyeşil bitki örtüsü adeta cennetten düşmüş bir parça gibidir. Özellikle kavurucu yaz günlerinde kaleyi ziyaret edenler için bu ağaçlar ve yeşillikler serinleme imkânı da sunmaktadır. Ayrıca iç avluda dolaşan tavus kuşları bu doğal güzelliğe bir katkıda bulunmaktadır.