HABER - Nisya İşman Allovi*


Haber fotoğrafı: Avusturya Yahudi Müzesi girişi

Yakın bir zamanda Yahudi Müzeciler Birliği’nin düzenlediği küratörlük eğitimine katıldım. Yıllardır dahil olduğum bu eğitimin ilk durağı Viyana idi. 1938 yılında bu şehirde aktif 23 sinagog, bundan ayrı olarak 60 kadar da dua evi bulunmaktaydı. Kristallnacht (Kasım Pogromu) sonrası bunların hepsi yıkıldı ve geriye kalan kültürel materyal ve tören objeleri cemaat üyeleri tarafından kurulan Yahudi Müzesine verildi. Avrupa’da ilk kurulan Yahudi müzesi ise, 1895 yılında yine Viyana’da açılmış olandır. 1938 yılında kapanmak durumunda olan bu müzenin tüm objeleri Etnografya, Doğal Tarih Müzesi, Folklor Müzesi ve Avusturya Ulusal Kütüphanesine gönderilmiş olup savaştan sonra, müzeye ait bu özgün nesnelerin akıbeti hala net değildir. Bazıları satıldı, diğerlerinin ise maalesef çalındığı düşünülüyor.


Avusturya Yahudi Müzesi arşivinden Besamim örnekleri

Avusturya Yahudi Müzesi
Müze, Avusturya Yahudilerinin tarihine ve daha da önemlisi topluluk ile ülke arasındaki ilişkiye dokunaklı bir genel bakış sunuyor. Max Berger, IKG ve Martin Schlaff’ın bağışladığı koleksiyonlarla, farklı dönemlere ait eserler ve belgeler müzede gün ışığına çıkıyor. Avusturya Yahudi Müzesi 29.000’in üzerinde esere ev sahipliği yapmakta. Müzenin yeni direktörü Barbara Staudinger, görüşmemizde, 5 sene sonrasında müzenin kalıcı sergisinin yeniden yapılacağı müjdesini verdi. Şimdiki mevcut sergisi ile gezilmesi keyifli, birçok objeyi barındıran ve farklı hikâyelere yer veren dinamik bir müze.


Ariel Muzicant koleksiyonundan, Türkiye’den Sefarad Yahudi toplumuna ait Parohet


Çalıştayda bir sonraki durağımız Avrupa Yahudi Kongresi Başkanı Dr. Ariel Muzicant’a ait özel koleksiyonu gezmek oldu. Judaica (dinî ritüeller sırasında kullanılan Yahudi objeleri), yazma eserler derken Türkiye’den gitme Sefarad Yahudilerinin Viyana’da ibadethanelerinde kullanmak üzere yaptıkları eşsiz Parohet (Ehal dolabının perdesi) bu koleksiyonun en özel parçalarından biriydi. Koleksiyon henüz geziye açık değilse de, paha biçilemez değer ve güzellikte ritüel objeleri burada kısıtlı ziyaretçilerini bekliyor.

Çalıştay sırasında Eisenstadt, Bratislava ve Kobersdo’da yer alan sinagog yapıları, mezarlıklar, Judaica objeler ve efemeraları inceleme fırsatımız oldu. Farklı ülkelerden gelen küratörler ile iş birliği yapmak, çalıştaylara katılmak ve birlikte öğrenme deneyimi, zihnimizi açık tutmamızı sağladı. Diğer ilginç bir konu da, farklı koleksiyonlarda gördüğümüz birçok sahte objeyi incelerken sanal ortamdan yapılan alımlar konusunda çok dikkatli olmamız gerektiğinin altının çizilmesiydi.


Müzede yer alan Theodor Herzl’in bisikleti


Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra bu konudaki talebi karşılamak üzere üretilmiş çok sayıda sahte Judaica objeler ve efemeralar maalesef birçok Avrupa müzeleri koleksiyonlarında yer alıyor, eğitim ise her alım öncesi sorgulamamızı ve gerekli otoritelere danışmamız gerektiğini hatırlatıyor.

“Hitler’den Kurtulmak: Mahzenden Müzeye Doğru” sergisi
Bahsetmek istediğim başka güncel bir sergi daha var, Avusturya Tarih Evinde görülmesi gereken… 2021 yılında açılan “Hitler’den Kurtulmak: Mahzenden Müzeye Doğru” sergisinin küratörlüğünü Stefan Benedik, Laura Landeger ve Monika Sommer üstlenmişler. Sergi, oldukça merkezi bir yerde olan Haus der Geschichte Österreich / Avusturya Tarihi Müzesinde yer alıyor. Avusturya’nın kendi Nazi geçmişi ile yüzleşmesi açısından çarpıcı bir sergi olduğunu söyleyebilirim.


Avusturya Tarih Evinde görülmesi gereken “Hitler’den Kurtulmak” sergisi

Nazi tarihi ile bağlantılı birçok obje bu sergide gün yüzüne çıkıyor. Pandemi sırasında ailelerini ziyaret ettiklerinde çatılarda, mahzenlerde bu geçmişe ait birçok eşyayı bulan kişiler ailelerinin Nazi geçmişlerini sorgulamaya başlıyorlar. Konuşulmayanlar konuşuluyor…

Fotoğraflar, saklanmış kupürler, Nazi işareti olan çeşitli efemera ve objeler bu sergide yer alıyor. Serginin girişinde bir anket var: “Bu objeleri evinizde bulsanız ne yaparsınız?” şeklinde soru soruluyor ve cevaplar üç farklı yerde kategorize ediliyor. Satarım / Saklarım / Yok ederim… Ve ziyaretçi yorumları duvarlara asılıp saklanıyor.

Peki, sizce cevap ne olmalı? Sergide, hibe edilmiş 14 parça üzerinden detaylı anlatım ve Nazi geçmiş ile ilgili bağlantı sorgulanıyor. Normalde bu zorlu geçmişe ait belge ve objelerin sergilenmesi Avusturya’da yasaktır ancak müzeler istisna oluşturuyorlar. Nazizm ile bağlantılı, kesinlikle tarihsel olarak yüklü, ama aynı zamanda bazen sıradan olan şeyler hakkında zor ve yüzleşilmesi gereken bir sergi.


Nazilere ait yırtılmış kâğıtlar


Sergide dikkat çeken başka bir detay ise her objenin, müzeye nasıl getirildiğini takip edebiliyorsunuz: yeni yıl temalı karton bir kutuda ya da muz saklama kartonunda veya şık deri bir çanta ile…

Sorulması gereken sorulardan biri: Nazi eşyaları Avusturya Tarihi Evi’ne mi aittir? Nazizm’in kalıntılarıyla ne yapmalıyız? Onları elden çıkarmalı mıyız? Bunları bit pazarında veya internette satmak kabul edilebilir mi? Hafıza hangi noktada nostaljiye, hatta yasadışı neo-Nazi faaliyetine dönüşür? Ve bir müze, insanların tavan arasında, mahzende veya biri öldükten sonra buldukları eşyaları nasıl sergilemelidir? Müze hangi öğeleri arşivlenmelidir ve hatta ilk etapta kabul etmelidir ve neden? Sergi tasarımı, Nazi nesnelerinin yüklü doğasıyla nasıl başa çıkılacağı sorununa yanıt veriyor.

Kendi adıma çeşitli kartlardan sakladım, bir müzeci olarak hangi cevabı verdiğim ortadadır sanırım.

* 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Müdürü ve Küratörü