6 Şubat Pazartesi günü korkunç bir sabaha uyandık. Saat 04.17’de Kahramanmaraş’ta 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Son 150 yılın en şiddetli, en acımasız, en yaralayıcı depremi… İlk depremden 9 saat sonra aynı bölgede bu kez 7,4 büyüklüğünde ikinci bir deprem oldu. Depremin 11 ili ve 13,5 milyon insanı etkilediği söyleniyor, oysa bana kalırsa 81 il ve toplamda 83 milyon derinden etkilendi, hem de çok derinden. Böyle travmalar insanda derin yaralar bırakabiliyor ve olaydan etkilenmeyenlerde dahi psikolojik yaralara sebebiyet verebiliyor. Peki, bu travmalarla başa çıkmak için ne yapabiliriz? İşte size birkaç öneri…


Ne yapalım ǀ BAĞIŞ
Depremzedelere dünyanın dört bir yanından bağış yağıyor. Siz de bu iyilik zincirinin bir parçası olmak isteseniz eğer, AHBAP ya da AKUT’a bağış yapabilirsiniz. Gelin dilerseniz, bu kâr amacı gütmeyen iki STK’yı biraz daha yakından tanıyalım.

AHBAP (https://ahbap.org/) Anadolu kültür hazinesinin birleştirici ve dönüştürücü birikimini, çağdaş bilgi ve teknolojinin olanaklarıyla geliştirerek geleceğe taşımak üzerine kurulu, dayanışmaya, paylaşıma ve sevgi üzerinden aidiyete dayalı değer sistemleri ile çalışan, bir iş birliği hareketidir. Dernek, ihtiyaç sahibi kişilere ayni ve nakdi olmak üzere her türlü yardımda bulunmak, toplumda yardımlaşma bilincinin güçlenmesini sağlamak amacı ile kuruldu. İyi insan ve iyi toplum inşasına hizmet etmek, yeni iş birliği modelleri ve projelerle çağdaş ve sürdürülebilir yardımlaşma ve dayanışma ağları oluşturmak, yerel kültürün korunarak günümüz teknolojik olanaklarıyla gelişmesine ve geleceğe taşınmasına katkı sağlamak hedefini gütmektedir.

AKUT (https://www.akut.org.tr/) misyonunu şu şekilde özetliyor: Dağ ve doğa koşullarında meydana gelen kaybolma ve kaza olaylarında, deprem, sel gibi doğal afetlerde ve büyük kazalarda, tamamen gönüllü olarak, amatör bir çalışma ve profesyonel bir yaklaşım ile başı dertte olan kişilere en kısa sürede ulaşmak, yardım için gereken uygun koşulları yaratmak, doğru arama ve kurtarma çalışması yaparak, kazazedelere temel ilkyardım desteğini sağladıktan sonra emniyetli ortam koşullarına nakillerini sağlamak, bu tür olaylarda can kaybını en aza indirmek ve arama kurtarma konularında toplumu bilgilendirmek derneğimizin temel amacıdır.


Ne okuyalım ǀ REHBER
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), depremlerin ardından “Psikolojik İlk Yardım: Afet mağdurlarının iyi olmalarını nasıl destekleyebiliriz?” başlıklı bir rehber paylaştı. Rehberde, deprem sonrası erken dönemde mağdurların psikolojik sağlığını korumak adına “şunları yapın” ve “şunları yapmayın” başlıklı listeler yer alıyor. Psikolojik ilk yardımın (PİY) güvenlik, sükûnet, diğerleriyle bağ, umut ve kendine yeterli olma gibi özelliklerin olduğu bir ortam yaratabilmek amacıyla uygulandığı vurgulanıyor. (https://psikiyatri.org.tr/uploadFiles/30102020185215-Psikolojik-ilk-yardim.pdf)



Ne öğrenelim ǀ DEPREM EĞİTİMİ
Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Afete Hazırlık Laboratuvarı, 1999 Kocaeli depreminden bir yıl sonra, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı, Yabancı Afet Yardım Ofisi (USAID/OFDA) tarafından kuruldu. Bu projenin amacı, İstanbul’u etkileyecek olası yıkıcı bir depreme hazırlık için gerçekleştirilen çalışmalara katkıda bulunmak ve deprem karşısında can ve mal kaybını azaltmak için halkın afet bilincini, yerel hazırlığı ve ilk müdahale organizasyon ve becerilerini arttırmaktır. Bu amaç doğrultusunda 4 ana eğitim programı geliştirilmiştir: Temel Afet Bilinci (ABCD), Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması (YOTA), Depreme Karşı Yapısal Bilinç (DKYB), Sivil Savunma Görevlileri-Toplum Afet Gönüllüsü ve Halkın Afete Hazırlık Eğitim Programı (SSG-TAG). Bu kapsamda, eğitim sunumları, el kitapları, CD’ler ve bilgi kartları hazırlanmış, bunların dışında Engelliler İçin Yayınlar, Okullarda Afete Hazırlık El Kitabı, Hastanelerde Afete Hazırlık El Kitabı, Müze Eserlerinin Korunması konusunda çalışmalar yapılmıştır. Eğitimlere katılmak için web sitelerini ziyaret edebilirsiniz: https://ahlab.boun.edu.tr/tr

Ne izleMEyelim ǀ TV
Travmatik bir olayın mağdurları veya tanıkları, olayın medyada yer almasını izleyerek veya kurtarılma çalışmalarını yakinen gözlemleyerek kontrol duygusunu yeniden kazanabilirken, diğerleri bu tür hatırlatıcıların daha fazla travmaya neden olabileceğini düşünmektedir. Sosyal medyada veya haber sitelerinde yayınlanan video klipleri tekrar tekrar izlerken rahatsız edici bir olayın görüntülerine aşırı maruz kalmak, olaydan doğrudan etkilenmeyen kişilerde de travmatik stres yaratabilir. Dahası, bazı kişilerde travmatik stres yaratabilir. Travmatik olayla ilgili medya iletişiminizi sınırlayın – özellikle de çocuklarınızı bu görüntülere maruz bırakmadığınızdan emin olun. Yatmadan hemen önce haberleri izlemeyin veya sosyal medyayı kontrol etmeyin ve rahatsız edici görüntüleri tekrar tekrar izlemekten kaçının. Bunları izlemediğiniz için suçluluk hissetmeniz çok normal, ancak siz suçlu değilsiniz. Rahatsız edici görüntülerden ve video görüntülerinden kaçınmaya çalışın. Olaylardan haberdar olmak istiyorsanız, kendinize zamanlar belirleyin. Örneğin, “sosyal medyaya girdikten iki saat sonra tekrar bakacağım, o zamana kadar bildirimleri kapatacağım,” gibi. Travmatik stres belirtilerini hissetmeye başladıysanız, travmatik stres belirtileriniz hafifleyene ve yolunuza devam edebilene kadar birkaç gün veya hafta boyunca TV ve çevrimiçi haberlerden kaçının ve sosyal medyayı kontrol etmeyi bırakın.



Ne dinleyelim ǀ RAHATLATICI MÜZİK
Antik çağlardan beri insanlar müziğin ruha nüfuz etme gücüne sahip olduğunu iddia etmişlerdir. Müziğin en etkili olduğu nokta, beyne sesleri ileten kulağımızdır. Kulak zarlarımız müziğin tınısına göre titreşerek beyne sinyaller gönderir. Beyin kendisi için uygun gördüğü, ihtiyaç hissettiği müziği dinler. Bu müzik aslında aklımızı, bedenimizi ve ruhumuzu iyileştirebilir. Rahatlatıcı müziğin çevremizi şekillendirme konusunda güçlü bir etkisi olduğunu inkâr etmek mümkün değildir. İnce akort değişiklikleri, tempo, ritim ve armoniler kendimizin ve etrafımızdakilerin duygularını, performansını ve hatta satın alma niyetlerini tetikleyen etkenlerdir. Rahatlatıcı müziğin belirli tepkileri uyandırmak için tasarlanabileceği fikri de işte bu noktada etkilidir. Şimdiye kadarki en rahatlatıcı melodiyi üretenlere göre amaç, insanlarda huzur ve sakinlik uyandırmak üzere bir şarkı oluşturmaktı. Sonuçta Marconi Union “Weightless” ile en rahatlatıcı şarkı seçildi. Stratejik bas çizgileri, ritimleri ve uyumları mükemmel oldu. Çalışmalar Weightless’in diğer şarkılardan yüzde 11 daha rahatlatıcı olduğunu ve stresi ve anksiyeteyi yüzde 65 düşürdüğünü gösterdi. (https://www.kisiselgelisim.com/rahatlatici-muzikler-bilime-gore-tum-zamanlarin-beyni-dinlendiren-10-muzigi/)



Nasıl stres atalım ǀ YOGA
Travma, insan vücudundaki alarm sistemlerini aktive eder ve iyileşene kadar bu alarmlar susmaz. Güvensizlik hissi, uykusuzluk ve stres dışında bu travmalar insanın kendi vücuduyla olan ilişkisini de bozar. Yoga, insanın bedeniyle zihnini ve ruhunu barıştırarak kendi ile olan bozulmuş ilişkisini tamir eder. Fiziksel, ruhsal ve cinsel travmalardan sonra insan vücudunda savaş/kaç stres yanıtı açığa çıkar. Beyinden salgılanan hormonlar böbreküstü bezinden stres hormonu kortizol ve adrenalin salgılanmasına neden olur ve vücutta pek çok fizyolojik değişiklik meydana gelir. Bu değişiklikler travma yaratan etkenden kaçabilmemiz veya onunla savaşabilmemiz içindir. Ancak travma etkeni bizden daha güçlü, daha büyük ve baş edemeyeceğimiz boyutta ise ya da süreklilik gösterirse, bu stres yanıtı kronik hale gelir ve bizi hasta eder. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen travmayı hatırlatan küçücük detaylar bilinçaltımızı uyararak vücudumuzdaki stres yanıtını tekrar ortaya çıkarır. Böyle durumlarda yoga, hem kronik stres yanıtını azaltır, hem de kalp hızı değişkenliğini artırarak olaylar karşısında soğukkanlı olmamızı sağlar. (https://www.banutascifresko.com/yararli-bilgiler/yoga-ile-travmanin-ustesinden-gelmek/)



Kime başvuralım ǀ NÖROLOG
Dr. Banu Taşcı Fresko 1969 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992’de bitirdi, İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997’de ihtisasını tamamladı. Kendisi, nöroloji, elektronörofizyoloji ve intraoperatif nöromonitorizasyon uzmanıdır. Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleriyle migren, fibromiyalji ve diğer kronik ağrılardan kurtulmanın, daha sağlıklı ve zinde yaşlanmanın mümkün olduğunu savunan Fresko, Beynini Doğru Besle (2017) isimli kitabını migren hastaları, Artık Ağrımasın (2019) isimli kitabını fibromiyalji hastaları için yazdı. Glütensiz ve taş devri diyetiyle beslenerek, yoga ve yürüyüş yaparak 27 kilo verdi. Fibromiyalji, migren ve depresyonu geride bırakıp IBS, histamin entoleransı ve nikel alerjisi bulgularını kontrol altına aldı. 2017’de Temel Hatha Yoga, Restoratif Yoga, Ofis Yogası ve Yoga Terapi eğitimini, 2019’da Yin Yoga eğitimini aldı. Aile konstelasyonu eğitimini 2018 senesinde tamamladı. Dr. Banu Taşcı Fresko aynı zamanda Ahmet Güllü, Vedat Örs ve Resul Aytemür atölyelerinde eğitim almış profesyonel bir ressamdır. Günümüze kadar dokuz kişisel sergi açmış; birisi Paris’te, dört karma sergiye katılmıştır. Kendisini yürürken, İstanbul’un yokuşlarını tırmanırken, yoga yaparken, okurken, resim yaparken, Instagram’a post koyarken veya postlara cevap verirken bulabilirsiniz. Randevu için: +90 (212) 296 62 96.



Ne hazırlayalım ǀ AFET ÇANTASI
Deprem sonrası ilk 72 saatte, yardım ekipleri ulaşana kadar acil ihtiyaçlarınızı ve değerli evraklarınızı saklayacağınız bir Afet ve Acil Durum Çantası sizin ve sevdiklerinizin hayatını kurtarabilir. Afetlerden hemen sonra ihtiyaç duyabileceğiniz gıda, kimlik ve malzemelerin bulunduğu bir Afet ve Acil Durum Çantanızın hazır ve ulaşılabilecek bir yerde olması önemlidir.

İstanbul’daki en iyi 10 yoga merkezi sırasıyla şunlar: Cihangir Yoga, Yoga Şala, Yogakioo, YogaTime, Hariom Yoga, Nefess Yoga, GithaYoga, Maya Yoga, Agni Yoga ve Flov Studio https://www.filgezi.com/istanbuldaki-en-iyi-yoga-merkezleri-yoga-okullari/