2024 Paris Olimpiyatları Elemeleri’nde, oynadığı 7 maçı da kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımımız, 2023 Dünya Kupası’nın sahibi oldu. Yaz döneminde 36. maçına Belçika karşısında çıkan Filenin Sultanları, Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonluğu’nun ardından uzun maratonu Olimpiyat bileti alarak kapattı. Takımımız, olimpiyat elemelerinin son maçında Belçika’yı 3-0 yenerek üst üste 22. galibiyetini elde etti.



Belçika’da öğretmenlik yapan Boran Üstün, maçı şöyle anlatmış…

Maçı izleyenlerin çoğu işten izin aldı, okulu kırdı, bir sürü paralar ödedi, sırf orada bulunup deliler gibi destek olmak için. Davul zurna hiç susmadı... Salon Türkiye’nin ufak bir kopyası gibiydi. En heyecanlı anlarda yakınlaşmalar daha da arttı. Örneğin öndeki muhafazakâr seyirci dayanamadı, bana sarıldı. Arkadaki beyaz Türk hanımefendi de eşime... Yanımızda Almanya’dan gelen genç bir çift vardı. Onların yanında “ana akım” gurbetçiler, onların yanında bir grup LGBTİ birey... O gece orada bir amaç için birleştik. Takımımız bu kadar inanılmaz bir destek almasalardı, belki de şampiyon olamayabilirlerdi.”
A Milli Kadın Voleybol Takımımız böylece üst üste ikinci, toplamda üçüncü kez olimpiyat oyunlarında boy gösterecek. Mutluyuz, gururluyuz.

Kadın voleybolcularımızın geçmişinin 1928’e dayandığını biliyor muydunuz?
1910 yılında Manastır’da doğan Sabiha Rıfat Hanım, 1927’de Mühendis Mekteb-i Âlîsi’ne (bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi) girdi. O yıl ilk defa kız öğrenci alan okulun, ilk kız öğrencisi idi. Üniversite yıllarında voleybol sporu ile ilgilenen Sabiha Rıfat Hanım, girebileceği bir kız takımının var olmaması ve mevzuatta da bir engel olmaması nedeniyle, 1928 yılında Fenerbahçe erkek voleybol takımında forma giydi. 1929 yılında 5 erkek ve 1 kadından oluşan Fenerbahçe takımı İstanbul şampiyonu olunca, Fenerbahçe taraftarları kendisine “Uçan Parmaklar” ismini taktı. Erkekler takımında erkeklere karşı oynamak kolay değildi. Arkadaşları bir antrenman yaparsa, Sabiha Hanım üç antrenman yapardı. Zaten erkeklere karşı oynadığı tek alan voleybol da değildi.

1933 yılında mühendislik eğitimini tamamladığında, Melek Hanım ile birlikte okuldan mezun olan iki kız öğrenciden birisiydi.
Sabiha Hanım çalışma hayatına Ankara Bayındırlık Müdürlüğü’nde başladı, daha sonra Bayındırlık Bakanlığı’na (şimdiki adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı) geçti. Pek çok okul, hükümet binası ve resmî binanın projesinde yer aldı, Türkiye’nin köprü inşa eden ilk kadın mühendisi oldu. Ankara Beypazarı karayolundaki Karaboğaz Köprüsü, bugün hâlâ ona ithafen “Kız Köprüsü” olarak bilinir.

Sabiha Rıfat Gürayman Karaboğaz Köprüsü inşaatında çalışırken

1939 yılında okul arkadaşı olan yüksek mühendis Remzi Gürayman ile evlenen Sabiha Hanım, 1945’ten itibaren tamamlanana kadar, 10 yıl boyunca Anıtkabir inşaatının Kontrol Şefliği görevini sürdürdü. İnşaatı bir kadın mühendisin yönetmesi dünyada ilgi uyandırmış; Yunanistan Başbakanı Venizelos kendisini “Hayatımda ilk defa, böylesine büyük bir işin başında bir kadın görüyorum. Sizi tebrik ederim” diyerek kutlamıştır. Sabiha Hanım, Ata’nın dinlenme yeri tamamlandığında “Türk kadınına çağdaşlık yolunu açan Atatürk’e minnet borcumun bir bölümünü ancak böyle ödeyebildim” demiştir.

Sabiha Hanım Anıtkabir maketi önünde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Adnan Menderes'e bilgi veriyor

Türk kadın millî takımımız ilk uluslararası karşılaşmasını 1957’de Uluslararası İstanbul Turnuvası’nda Romanya’ya karşı oynadı. İlk galibiyetini ise 22 Temmuz 1961’de Batı Almanya’ya karşı elde etti.
1972 yılında Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün kadın takımlarını Cengiz Göllü’ye emanet etmesinin ardından, Türkiye’de voleybolun çehresi değişti. Büyük usta Göllü, saha içinde olduğu kadar saha dışında da disiplinli, planlı çalışması ile takımı Eczacıbaşı’nı şampiyonluklar şampiyonu yaptı. Hem milli takımlarda hem de kulüplerde sporcu, antrenör ve yönetici olarak çok sayıda başarıya imza atan Cengiz Göllü, Türkiye’de voleybolun gelişimine önemli katkılar yapmıştır.



Peki, 50 sene önce de şampiyon bir kız voleybol takımımızın olduğunu biliyor muydunuz?
Bahsettiğim sadece bir lise şampiyonası, ama olsun… Yıllar önce, 1974 yılında, Bolu Kız Öğretmen Okulu’nun parlayan kızları, Okullar Voleybol Dünya Şampiyonası’nda unutulmaz bir zafer yaşamıştı. Bu mücadele, Türkiye’ye voleybolda ilk dünya şampiyonluğunu getirmişti. O dönemin Sultanları da bundan neredeyse 50 yıl önce göğsümüzü kabartmıştı.

Avrupa Voleybol Şampiyonası ilk kez 1967 yılında Türkiye’de yapıldı. Bundan 36 yıl sonra, 2003 yılında ikinci kez Türkiye’de düzenlendiğinde Avrupa ikincisi olduk…
Türkiye, 2003 yılında organizasyonunu üstlendiği Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’na morali yüksek başlayamamıştı. Ankara ve Antalya’da yapılan şampiyonaya iyi hazırlanmıştık, ancak takımın baş antrenörü Deniz Esinduy’un kampta kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumması takımı kötü etkilemişti. Yine de voleybolcularımız kendilerine yakışan mücadeleyi sahaya yansıttılar. Takımın başına Reşat Yazıcıoğulları geçti ve sırasıyla Romanya, Sırbistan, Rusya ve Slovakya’yı yendiler. Bu efsanevi karşılaşmaları anlatan TRT spikeri Mustafa Yener “Filenin Sultanları onlar” diye bir yakıştırma yaptı. Ertesi gün bütün gazeteler bu manşetle çıktı, bütün seyirciler bu şekilde tezahürat yapmaya başladı. Bu tamlama daha sonra takımımızın ikinci adı haline geldi.


Saat 9’u 5 geçe Japonya, millilerimiz molada Ata’yı anarken, Japonya - 2003

Yine aynı sene Voleybol Dünya Kupası’nda İtalya ile maç esnasında, kızlarımız hiç ihtiyaçları olmayan bir anda molaya girdiler. Maç Japonya’da oynanıyordu, sahada 7-8 binden fazla seyirci vardı. Hakem ve rakip seyirciler ne olduğunu anlayamamıştı bile, ama aslında molanın tam vaktiydi. Tarih 10 Kasım 2003’tü, saat 9’u 5 geçiyordu ve takımımız Ata’ya tam vaktinde saygı duruşunda bulunmuştu. Takımımız o yıl, Dünya Kupası’nda yedinci oldu.

Başarılar, birçok kurumun dikkatini çekti. Sponsorluklar gündeme gelmeye başladı. 2003, voleybola ilginin artması açısından bir dönüm noktası oldu. 2003 takımı, genç kızlara rol modeli oldu, voleybol okulu sayısında patlama yaşandı. 2013 yılında federasyon projesi olarak başlatılan Fabrika Voleybol (spor okulu) şimdi yaklaşık 30 ilde var. Bundan 20 yıl önce çocuklar voleybola 12-13 yaşında başlıyorlardı, şimdi bu yaş 7-8’e indi.

Tüm dünyada en popüler spor dalı olan futbolun şifreli kanallarda yer alması, buna karşılık o dönemde voleybol liglerinin şifresiz izlenebilmesi de halkın ilgisini mecburen voleybola kaydırdı. Dünyanın en kaliteli oyuncuları Türk takımlarına transfer olurken, adeta kartopu etkisiyle taraftarın, basının, medyanın da ilgisi arttı.



Dünyanın artık en iyilerinden biri haline gelen ligimizde, yerli oyuncularımız da forma rekabeti sebebiyle kendilerini geliştirmek durumunda kaldılar. Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe gibi kulüplerin Avrupa ve hatta dünya şampiyonlukları kazanması ve çoğu zaman ilk dört takım içinde 3 Türk takımının yer almaya başlamasıyla Türk voleybolu, Avrupa ve dünyada zirveye çıktı.

Geçmişte ülkemizde salon voleybolunda Avrupa düzeyindeki organizasyonlara ev sahipliği için belli başlı illerdeki birkaç spor salonu kullanılıyordu. Türkiye Voleybol Federasyonu’nun tesisleşme alanındaki ilk önemli hamlesi 2010 yılında geldi. İstanbul’da Türk voleybolunun mabedi sayılan ve 1972 yılından beri kullanılan Burhan Felek Spor Salonu yıkıldı. Tesisin bulunduğu araziye, uluslararası düzeyde yeni bir voleybol salonu ve bir konaklama tesisi inşa edildi. Başlatılan hamle Ankara, Bursa ve İzmir’de devam etti.

Voleybol Federasyonu bir sonraki hamlesini alt yapı konusunda yaptı. TVF Spor Lisesi bugün tüm ülkede pek çok gencimizin girmek için büyük uğraş verdiği bir kurum haline getirildi.
Milli takımımız da her yıl kuvvetleniyor, yeni başarılara imza atıyor. Kızlarımız 2006 yılından beri, her dört yılda bir Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil ettiler. 2010 yılında altıncılık aldılar. 2012’de Brezilyalı voleybol koçu Marco Motta eşliğinde ilk kez olimpiyatlara katılma hakkı elde ettiler, o yıl ülkemizi Londra Olimpiyat Oyunları’nda temsil eden tek takımımız oldular. Pandeminin tüm dünyayı etkilediği koşullarda gecikmeli yapılan 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda da beşinci oldular.

2017 yılından itibaren İtalyan antrenör Guidetti hocanın çalıştırdığı Filenin Sultanları’nı, 2023 başından itibaren İtalyan Santarelli Hoca çalıştırmaya başladı. Hiç şüphe yok ki, 16 Ekim 1999 Küba doğumlu Melissa Teresa Vargas Abreu’nun Türk vatandaşı yapılması ve yasal bekleme süresi sonrasında ay yıldızlı formayı giymeye başlaması da takımımız için çok önemli oldu. Vargas’ın ülkesinde yaşadığı sakatlık sonrası gelişen olaylar, bizim için bir rüyanın başlangıcıydı. Küba’dan ayrılıp İsviçre’ye, oradan da Fenerbahçe’ye gelen Melissa Vargas, İsviçre’de sığınmacıyken Türkiye’de vatandaş oldu, kimliğini 2021 yılında bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldı. Sonra, Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Üstündağ ile şakalaşması sonucu Malatyalı da oldu :)

Sosyal medya üzerinden Milli Takımımızın yıldızları Ebrar Karakurt ve Vargas ile bağlantılı çirkin yakıştırmalar, söylemler ve paylaşımlar can sıksa da, başta Türkiye Voleybol Federasyonu olmak üzere oyuncularımızın arkasında duran Türk halkı, saha dışından alakasız kişilerin yaptığı saldırıları bertaraf etti.


Melisa Vargas

Turnuvanın En Değerli Oyuncusu (MVP) seçilen Vargas, “Milli takımda ne işi var?” diyenlere “Ben bir Türk kızıyım!” derken; oynadığı tüm maçlarda terinin son damlasına kadar galibiyet için çalışan Ebrar da kupa törenlerinde İstiklal Marşımızı hıçkıra hıçkıra ağlayarak, gırtlağı parçalanacak kadar büyük bir aşkla söyledi. Hedef haline gelen iki oyuncumuzun verebilecekleri en güzel cevaplardı bunlar.
Başta takım kaptanımız Eda Erdem Dündar olmak üzere, İlkin Aydın, Ebrar Karakurt, Gizem Örge gibi oyuncularımızın her demeçlerinde Cumhuriyetimizin 100. yılına ve kadına vurgu yapması takdir topladı. Onların başardıklarını erkekler futbolda yapsalardı, manşetlerden inmek bilmezlerdi. Kimileri tarafından kıyafetleri, görünüşleri, yaşam tarzları, cinsel tercihleri yüzünden yerden yere vurulsalar da, filenin altın kadınları gereken cevabı sahalarda veriyorlar. Başarılarının devamını diliyorum. Olimpiyatlardan çok umutluyum.

Kaynaklar:
https://www.bbc.com/turkce/articles/cd1nd0lmjr6o
https://fikirturu.com/spor/filenin-sultanlari-nasil-basardi/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sabiha_G%C3%BCrayman
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/voleybolda-50-yil-once-de-dunya-sampiyonu-oldugumuz-ortaya-cikti-707740h.htm
https://youtu.be/q6-PuFKzWzs
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_kad%C4%B1n_mill%C3%AE_voleybol_tak%C4%B1m%C4%B1
https://www.milliyet.com.tr/skorer/japonyada-filenin-sultanlaridan-9u-5-gece-ataturk-molasi-tarihe-gecen-anlar-6855058
Oksijen Gazetesi (8 -14 Eylül)