On Emir’in şıklarındandır; “Yalan söylemeyeceksin” der. Bu da demektir ki, din, yalan söylemeyi günah sayar. İslamiyet, Hz. Muhammed’den önceki peygamberleri tanıdığına göre, bu muhtemelen Müslümanlık için de öyledir. İyi de, bunu bildiğimiz halde, kimse ‘ben yalan söylemem’ demesin, herkes yalan söyler. Her fırsatta tekrarladığımız joker yalanımız var, her an elimizin altında olan:
- N’aber?
- İyilik valla.
İşte bu noktada karşı tarafı da yalana zorluyoruz, karşı atağa kalkıyoruz:
- Senden n’aber?
İnsan zordan kurtulmak için kolaylıkla yalana başvurmak eğilimindedir. Her yaşta ve her durumda. Kendimiz ve çocuklarımızın yanında, hayvanlarımıza bile aşılar duruma gelmişiz, hem marifetmiş gibi sergileyerek, ne korkunç! Medya kısa videolarında bile görmüyor muyuz, adam köpeğine ateş eder gibi yapıyor, köpek ölü numarasına yatıyor.
Şimdi, diyorum ki, acaba işin içinden sıyrılmanın bir kılıfı olsun diye mi uyduruldu Nisan Balığı kulpu? Esasen iyi yalan söylemek bilişsel gelişimin bir işaretidir. Verimli ve yüksek işlevli bir beyin gerektirir ve illa ki bir tetikleyici nedenle yapılır.
Hz. Süleyman Mabeti
Peki nereden çıktı bu Nisan 1 balığı, ya da tam ifadesi ile Nisan 1 yalanı?
Anlamı hafifletiliyor işin. 1 Nisan “şaka”sı deniyor da aslında bu, okul çocukları, küçük yaşlar için şaka. Hani okulda öğretmenin sandalyesine raptiye koyduğumuz, kara tahtanın tebeşirlerini sakladığımız naif şakalar. Büyüyünce şakaların yerini yalanlar almaya başlıyor. Hem de öyle böyle değil, sağlam kurgulu yalanlar! İşin garibi, insanlar bunlara inanmaya meyilli!
*1957 yılında, üstelik BBC gibi güvenilir bir haber devince duyurulan ve bilim adamlarının İsviçre’de makarna üreten ağaçlar keşfettiğine dair saçma sapan bir raporuna binlerce kişi inanmıştı.
*1998’de New Mexicans for Science and Reason bülteni, Alabama eyaleti yasama meclisinin pi’nin matematiksel sabitini 3,0 olarak yeniden tanımlayacak bir yasa tasarısını kabul ettiğini belirten bir makale yayınladı. Eyalet yasa koyucusu Leonard Lee Lawson’a göre, bir dairenin çevresinin çapına oranı 3,141592653589793 değil, Kutsal Yazılar tarafından doğrulandığı gibi düz 3’tü. Lawson, “İncil, I. Krallar 7:23”te Süleyman Tapınağı’nın sunak tasının 10 arşın çapında, çevresinin de 30 arşın olduğundan hareketle pi’yi yuvarlak sayı olarak kodlamanın önemli olduğuna inanıyordu. Yayın organının dürüstlüğünden şüphe edilemeyeceğinden, iddia hemen Associated Press tarafından çığ gibi her yöne dağıtıldı.
Süleyman Tapınağı’nın sunak tası
Nisan 1 gününün kaynağı
Nisan 1 gününün kaynağı belirsiz. Kimine göre Roma İmparatorluğu zamanı insanların birbirlerine şakalar yaptığı Hilaria adlı bir festival, kimine göre de -üstelik en eski kayıtlarından biri- 16. yüzyılda Fransa’da Paskalya orucu sonuna rastlayan ve genelde balık servis edilen bir kutlamadan dönüşmüş. Onun için de adı “Poisson d’Avril” (Nisan Balığı)
Şaka günü, 19. yüzyıl itibariyle İngiltere ve Amerika dahil birçok ülkede yayıldı. Türkiye’deki örneklerinden, Anadolu Ajansının 2013’te “1 Nisan şakası” olarak hazırladığı “Taksim’de doğal gaz bulundu” haberi de bazı internet siteleri ve sosyal medyada en çok okunanlardan oldu.
Kanada radyosu röportörlerinden Jeff Yates şöyle özetlemiş fikrini:
“Geçmişte belki de 1 Nisan Şaka Günü’nün biraz eğitici bir tarafı olması amaçlanmıştı. ‘Size söyledikleri her şeye inanmayın! Aman dikkatli olun’ gibi. Oysa bugün artık tam aksine, sonu gelmeyen, gerçeğin sürekli çarptırıldığı bir Nisan 1 ortamında yaşıyoruz. Gerçekle flört eden iyi yerleştirilmiş hiciv ve şakalara her zaman yer olacaktır. Sahteliği açık ama iyi kurgulanmış bir şaka beni her zaman güldürebilir ama bana kalırsa balıklar artık çürük kokmaya başladı.”
Şaka ile yalan arasındaki sınır hep çok muğlak olmuştur. Hatta diyebiliriz ki, şaka gerçeğin devrelerini koruyan bir çeşit elektrik sigortası gibidir. “Şakaydı!” deyip sıyrılmak gibi.
Kapsamlı bir sıralama olmasa da, aşağıya siyaseti, bilimi ve hatta sanatı etkileyen tarihin en büyük yalanlarına da bir göz atalım…
Son yılların en büyük yalanlarından bir dizi:
*Han van Meegeren’in Vermeer taklitleri
Yeterince takdir görmeyince, Han van Meegeren adlı ressam, bilim adamları Vermeer’in
İncil’den sahneleri tasvir eden bir dizi eser çizip çizmediği konusunda tartışırken, detaylara dikkatle konsantre olup “Emmaus’taki Müritler”i çizdi ve orijinal olarak onaylatmayı başardı. Ancak büyük bir hata yaptı. Nazi partisinin önde gelen bir üyesine bir tablosunu satınca, savaş sonrası “ulusal hazineyi” satmaktan suçlandı ve sıyrılmak için gerçeği itiraf etmek zorunda kaldı.
*Bernie Madoff’un Ponzi Şeması
NASDAQ’ın eski yönetim kurulu başkanı olan Madoff, finans alanında başarılı ve saygın bir uzmandı. 2008 yılında, tasarrufları konusunda kendisine güvenen yatırımcılardan yaklaşık 50 milyar dolar toplayarak Ponzi planının* formülünü kullanıp bir çeşit saadet zinciri kurgusu ile onları uzunca bir süre oyalamayı başardı. Ta ki, yatırımcılar onun verebileceğinden daha büyük miktarlarda paralarını geri talep etmeye başlayana kadar.
*Facebook ve Cambridge Analytica skandalı
Facebook’un önceki sürümünde gizlilik politikası, kullanıcılarına arkadaşlarının kişisel bilgilerine ulaşım hakkı veriyordu. Veriler Global Science Research adlı şirket aracılığı ile kullanıcı rızası alınmadan Cambridge Analytica’ya satılıp 2016 seçimlerine yönelik reklamlar oluşturmakta kullanılınca, Ceo Mark Zuckenberg kongre önünde ifadeye çağrılıp gizlilik ihlali kapsamında 5 milyar dolar para cezasına çarptırıldı.
*Wells Fargo’nun gizli hesapları
Wells Fargo yöneticileri, 2002’den 2016’ya kadar çalışanlarına yüksek kârlar elde edebilecekleri çapraz satış baskısı yaptılar. Öyle olunca da çalışanlar istenilen satış kotalarına ulaşmak için, müşterilerin bilgisi olmadan milyonlarca sahte hesap açtılar. Olay ortaya çıkınca, Wells Fargo Adalet Bakanlığına 3 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldı.
*Düşen Boeing 747’ler
Boeing 747 Max uçakları, 346 kişinin hayatına mal olmuş ardı ardına iki kazadan sonra tasarım hataları nedeniyle Mart 2019 ile Aralık 2020’ye kadar kızağa çekildi. Ancak süre uzadıkça uzadı, havacılık sektörü olumsuz etkilendi, Boeing Ceo’su Muilenburg güvenlik düzenleyicilerinden bilgi sakladığından dolayı 2,5 Milyar dolar ceza ödemeye mahkûm edildi.
*Enron skandalı
Tüm zamanların en ünlü kurumsal skandallarından Enron skandalı, 2011 yılı başlarında analistlerin yıllık raporlardaki hesapları incelemesi ile başladı ve Enron’un milyarlarca dolarlık borçlarını kontrol ettiği şirketler aracılığıyla gizlediği anlaşıldı. Nakit sıkıntısı çekerken kârlı görünüyordu. Hisseleri aniden 90,56 dolardan, 1 doların altına düştü, iflası için başvuruda bulunmak zorunda kaldı.
*Lehman Brothers
Mortgage krizinden sonra Lehman Brothers, ödenmemiş kredilerinin mevcut sermayesini kat kat aşmasıyla, konut piyasasının bir gerilemeyle karşı karşıya kalması durumunda çökme riskinin oluşacağını gizlemek yoluna gitti. Ancak borcunu ödeyemeyince 2008 yılında değerinin %70’inden fazlası silindi, Eylül ayında iflas başvurusunda bulundu.
Daha neler göreceğiz…
Nisan 1 şakaları, yukarıda örneklerini gördüğünüz şer oyunlarının yanında masum kaldığı için mi gözden düştü, yoksa ekonomik ve sağlıklı gelecek kaygısındaki insanların artık şakalaşacak takati mi kalmadı?
Çoğu kişi için paranın, şöhretin, intikamın veya gücün anahtarını bugün artık “yalan” elinde tutuyor ve bunların hepsi insanlara fazlasıyla cazip geliyor. Tarihte de bu durum sıklıkla büyük dalgalanma etkileri yaratan ayrıntılı sahtekârlıklara, yalancı şahitliklere yol açmışsa da globalleşme bu işin boyutunu çok daha yükseklere çıkardı. Bunlar bildiklerimiz. Daha neler var kim bilir duymadığımız. Rumların bir tabiri vardır: “Kefali mou ti epathes, kai akoma ti tha pathis!” “Ah başım, neler gördün ve daha neler göreceksin!” derler, hayrımıza.
* Ponzi Şeması Artan sayıda bireyi kaydettirme karşılığında ödül vaat eden sistemlere denir.
Bir sistem kurulur ve bu sistemde katılımcılardan referans olmaya dayalı daha fazla kazanç olduğu vurgulanır ve bu sayede yeni kullanıcılara kişi başına yeni üye kaydetmeleri yani reklamını yapmaları istenir. Bu sisteme “saadet zinciri” denir.