Haber Fotoğrafı: Negev Çölü

Çöllere düşen aşkım…
Negev Çölü’nün Arava Vadisi’nde, yurtdışı görev deneyimi olmayan genç bir gazeteci olarak katıldığım, hayatımın belki de en görkemli çalışmalarından biriydi. ABD-İsrail-Ürdün arasında imzalanan barış anlaşması esnasındaydı… İlk kez çöldeydim, barışın çölünde… İsrail-Ürdün sınırında…

İsrail-Ürdün Barış Anlaşması
1994 yılı başlarında Oslo ve Washington’da temeli atılan İsrail-Ürdün Barış Anlaşması, 26 Ekim’de İsrail Başbakanı İzak Rabin (1922-1995) ve Ürdün Kralı Hüseyin (1953-1999) tarafından imzalandı. Anlaşmanın imzalanmasında ABD Başkanı Bill Clinton da hazır bulunarak, ABD’nin bu sürece verdiği desteği gösterdi. Anlaşma, İsrail ve Ürdün arasında uzun süredir devam eden çatışmaları sona erdirdi, iki ülke arasında diplomatik ve ekonomik ilişkilerin normalleşmesine olanak tanıdı.
ABD’nin arabuluculuğunda gerçekleşen bu anlaşma, İsrail ve Ürdün arasında resmen bir barış tesis etti. Böylece İsrail ve Ürdün arasındaki sınır sorunu çözüme kavuşturulmuş ve karşılıklı diplomatik ilişkiler kurulmuş oldu. Su paylaşımı, iki ülke arasındaki ticaretin ve ekonomik iş birliğinin artırılmasını da öngörüyor, özellikle turizm ve enerji gibi alanlarda iş birliği yapılmasını kapsıyordu. İki ülke arasında uzun yıllar süren düşmanlığın ardından barış ve diplomatik ilişkilerin kurulmasını sağlayan bu anlaşmayla Ürdün, Mısır’dan sonra İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ikinci Arap ülkesi olmuştu.
İsrail-Ürdün Barış Anlaşması, Orta Doğu’da barış sürecine önemli bir katkı sağladı, bölgedeki barış sürecine yönelik umutları artırdı. Anlaşma, aynı zamanda iki ülke arasında uzun vadeli bir iş birliği ve karşılıklı fayda sağlama niyetini de gösterdi.


İsrail-Ürdün Barış Anlaşması, İsrail Başbakanı İzak Rabin, ABD Başkanı Bill Clinton ve Ürdün Kralı Hüseyin (26 Ekim 994)


Arava Vadisi’nde imza töreni
Barış Anlaşması’nın imza töreni, İsrail ile Ürdün arasındaki Arava Vadisi’nde, Eilat ve Akabe kentleri yakınlarında yer alan Wadi Araba’da yapıldı. Tören, İsrail ve Ürdün arasındaki bu sınır bölgesinde, tarafsız bir alan olan “No Man’s Land” olarak adlandırılan bölgede gerçekleştirildi. Tören, büyük bir sembolik önem taşıyan açık hava etkinliği olarak düzenlendi. İsrail Başbakanı İzak Rabin, Ürdün Kralı Hüseyin ve ABD Başkanı Bill Clinton’un yanı sıra, her iki ülkeden üst düzey yetkililer ve uluslararası temsilciler de törene katıldı. Tören sırasında liderler, barışın sağlanmasının ve bölgede istikrarın sağlanmasının önemini vurgulayan konuşmalar yaptılar.



Negev Çölü ve Bedeviler
Tipik bir çöl iklimi ve seyrek bitki örtüsüyle İsrail’in güneyinde yer alan Negev, yaklaşık 13.000 kilometrekarelik bir alanı kaplarken ülkenin toplam yüzölçümünün yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan bu çöl bölgesi geniş kum düzlükleri, dağlar, vadiler ve kraterlerle kaplı, kuşlar için önemli bir göç yolu…
Negev’in yerli halklarından Bedeviler, kanımca bu çölün kültürel ve tarihî zenginliğinin önemli bir parçası. Bedeviler, geleneksel olarak göçebe bir yaşam sürmüş, hayvancılıkla uğraşmış ve çölün sert koşullarında hayatta kalmayı öğrenmiş bir topluluk. Onlar Arap Yarımadasının farklı bölgelerinden gelen ve tarih boyunca göçebe yaşam tarzını sürdüren Arap halklarından… Güçlü bir kabile yapısı ve aile bağlarına sahip Bedeviler bölgenin coğrafi ve iklimsel koşullarına uyum sağlayarak, yüzlerce yıldır bu bölgede çadırlarda yaşıyorlar. Geçimlerini hayvancılık, özellikle develer ve koyunlar yetiştirerek sağlıyorlar. Çölün zorlu koşullarına rağmen, su ve gıda kaynaklarını verimli bir şekilde kullanma becerileriyle tanınıyorlar. Geleneksel olarak, kabile liderleri topluluk içindeki önemli kararları alıyor. Evlilik, misafirperverlik ve onur gibi değerler, Bedevi kültüründe önemli bir yere sahip.
Negev Çölü’ndeki Bedeviler, bölgenin kültürel dokusunun önemli bir parçası olup geleneksel bilgilerini ve yaşam tarzlarını koruma çabaları, onların zengin tarihî mirasının bir parçası. Günümüzde İsrail hükümeti, Bedevilerin göçebe yaşam tarzını terk etmelerini ve kalıcı yerleşimlere geçmelerini teşvik ediyor. Bu süreç, bazı Bedevilerin yerleşik hayata geçmesine ve kentsel alanlarda yaşamasına yol açmış, ancak aynı zamanda geleneksel yaşam tarzlarının korunması ve haklarının tanınması konusunda tartışmalara neden oluyor. Birçok Bedevi, kültürel miraslarını korumak ve modern dünyanın getirdiği değişimlere uyum sağlamak için çaba gösteriyor.
Negev Çölü’nün coğrafi ve iklimsel zorluklarına rağmen, modern tarım teknikleri ve su yönetimi ile bölge gelişmeye devam etmekte. Tarihî ve kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile Negev hem yerel halk hem de turistler için büyük öneme sahip.


Suzan Nana Tarablus, İsrail-Ürdün Barış Anlaşması töreninde, 26 Ekim 1994 

Aşka düştüm, çöle…
Negev’in Arava Vadisi’nde ABD, İsrail ve Ürdün arasında imzalanan barış anlaşması sırasında yaşadıklarım özel ve anlamlıydı. Gazetecilik tutkusu, barış sevdamla birlikte bu tarihî olay sayesinde, kişisel olarak da unutulmaz anılar edindim.
İzak Rabin ve Kral Hüseyin, anlaşmayı imzalayarak, uzun süredir devam eden düşmanlığa resmî olarak son vermişlerdi. ABD Başkanı Bill Clinton, törende bir konuşma yaparak, barışın gerekliliğini ve Orta Doğu’daki diğer ülkeler için bu barışın bir örnek teşkil ettiğini belirtmişti. Tören, iki ülkenin bayraklarının birlikte dalgalandırılması ve ulusal marşların çalınması ile sona ermiş, İsrail ve Ürdün arasındaki barış sürecinin resmî olarak başladığını simgeleyen tarihî bir an olarak kaydedilmişti.
Çöl, bu tarihî ve duygusal deneyim hayatımda derin izler bıraktı. Aynı zamanda çöle aşka düştüm… Böylesine tarihî bir anda orada olmak, dünya üzerindeki olaylara daha yakından tanıklık etme fırsatını sağladı, gazetecilik açısından da büyük bir deneyim kazandırdı, elbette. Bölgeden ayrılırken güneş batıyordu… Parıldayan ışığın kumun üzerindeki kıpırtılarındaki bakır yansımalar… Çöl manzarasının görkemi tarihi bir bağ içerirken kalbimde özel bir yere sahip oldu.