İstanbul’un zengin katmanlı tarihini yeni nesillere aktarmak için açılan müzelerin en yenisi Zeytinburnu’ndaki Kazlıçeşme Sanat’tır. Eskiden Zeytinburnu Belediyesi’nin merkezi olan kırmızı tuğlalı tarihî binada bugün hem Bizans Dönemi’nin etkileyici mozaikleri sergilenmekte, hem de geçici sergiler düzenlenmektedir.

Binanın tarihçesi
Kimi kaynaklarda, müze binasının bugün bulunduğu yerde, 1828 yılında Tophane-i Amire’ye bağlı Cebehane Hastanesi’nin inşa edildiğinden ve hastanenin adının daha sonra Mühimmat-ı Harbiye Hastanesi olarak değiştirildiğinden bahsedilir. Eski hastane binası, geçirdiği tamiratlara rağmen hızla artan hasta sayısına karşı yetersiz kaldığı gerekçesiyle yıkılmıştır. 1894 yılında açılan ve 1911 yılında İmalat-ı Harbiye Müdüriyet-i Umumiyesi’ne bağlanan yeni hastane binası, Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı’nda hizmete devam etmiştir. İstanbul Hükümeti tarafından lağvedilen hastanenin ismi, Cumhuriyet’in ilanından sonra Zeytinburnu Askeri Hastanesi olarak değiştirilmiştir ve 2 Nisan 1935 tarihinde hastane, 100 yatakla yeniden hizmete girmiştir.

1956 yılında kapatılan hastanenin binası, 1984 yılında Zeytinburnu Belediyesi’nin genel merkezi haline getirilmiştir. 2015 yılında Zeytinburnu Belediyesi yeni binasına taşınmış ve eski tarihî hastane binası, üç yıllık bir restorasyon sürecinin ardından 2018 yılında Kültür Merkezi olarak ziyarete açılmıştır. Bu restorasyon çalışmaları sırasında, Geç Roma-Erken Bizans Dönemi’e ait bir mozaik bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün denetiminde yapılan kazılar ile 2019 yılında mozaik tamamen ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, 2021 yılında aynı bölgede bir mezar odası, bir lahit ve de iskeletler bulunmuştur.


Zeytinburnu Mozaikleri
Geç Roma Dönemi’ne ait olan bu mozaiklerde figür kullanımı az iken, geometrik ve bitkisel desen kullanımı yaygındır. Bu geometrik kompozisyonlar; dalga ve örgü motifli bordürlü sekiz köşeli yıldızlar (octagram), merkez kompozisyonu çevreleyen ve birbirine geçmiş olan düğüm motifleri, iç içe geçmiş üçgenlerden oluşan dört köşeli yıldız kompozisyonu, paralelkenarlardan oluşan sekiz köşeli yıldızlar ile birbirine teğet geçmiş dairelerin içine yerleştirilmiş karelerden oluşan geometrik şekiller…

Romalı yazar, mimar ve mühendis Vitruvius’un tanımında bir Roma mozaiğinin dört katmandan oluştuğundan bahsedilmektedir: Statumen: İlk hazırlık katmanıdır ve büyük taşlardan oluşur. Rudus: Çakıldan oluşan bir harç katmanıdır ve amacı zemini düzleştirmektir. Çekirdek: Toz çömlek ve kireçten oluşan geçirimsiz bir harç tabakasıdır. Mozaiğin yüzeyini toprak neminden korur. Mozaik Yatağı: Kireç bakımından zengin ince bir harç tabakasıdır. Harç kurumadan önce buraya mozaik desenleri işaretlenir ve mozaiği oluşturan küçük taş, cam ve mermer parçaları (tessera) yerleştirilir.

Zeytinburnu mozaiklerinin kim tarafından ve ne amaçla yaptırılmış olduğu bilinmese de bu mozaikler M.S. 4. yüzyıl sonu ve 5. yüzyıl başı arasındaki zaman dilimine tarihlendirilmektedir.



Zeytinburnu Lahdi
Lahit, eski Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarıyla ilişkilendirilen ve bir heykel ya da yazıtla süslenmiş taş veya mermerden bir tabuttur. Lahit sözünün İngilizcesi olan ve Latin kökenli olan “Sarcophagus” sözcüğü, Latince “et” anlamına gelen “sarx ile “yemek” anlamına gelen “phagein terimlerinin birleşmesinden oluşmuştur. Sarcophagus sözcüğü aslında Latincede “et yiyen taş” anlamına gelen lithos sarcophagos ifadesinin kısaltılmış halidir.

Kazılarda ulaşılan lahdin 3-4. yüzyıl dönemine ait olduğu varsayılmaktadır. Lahdin içinde biri erkek diğeri kadın olmak üzere iki iskelete ulaşılmıştır. İskeletlerin altında, altın sırmalı mor bir kadife olduğu anlaşılan bir tekstil malzemesi bulunmuştur. Tekstilin niteliği ve mor renkli olmasından, lahidin içinde bulunan iskeletlerin İmparatorluk ailesine mensup oldukları varsayılmaktadır. Kazı sonrası, altın sırmalar İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde incelenmeye alınmıştır. İskeletler ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin katkılarıyla karbon ve DNA incelemelerinden geçirilmişlerdir.



Ömer Fahreddin Paşa sergisi
Fahreddin Paşa sergisi, Kazlıçeşme Sanat’ta, 1 Nisan 2024’e kadar devam etti. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde açılan ve Cumhuriyet’i kuran kadroları yetiştiren Harbiye-Mülkiye-Mühendishane mektepleri tarafından yetiştirilmiş yurtsever, donanımlı askerler ve bürokratlardan oluşan kuşağın sembol bir ismi olan Fahreddin Paşa, I. Dünya Savaşı sonrası işgalci güçler tarafından dayatılmış olan Mondros Antlaşması’nı Medine Müdafaası yoluyla yok saymış ve Millî Mücadele’mize ve Cumhuriyet’in kurulmasına giden yolda bir ilham kaynağı olmuştur. 1916 yılında 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa tarafından Medine’deki Hicaz Seferi Kuvvetleri’ne atanan Fahreddin Paşa, İngilizlerin desteği ile Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyan başlatan Şerif Hüseyin’in ordusuna karşı kısıtlı imkânlarına rağmen Medine Müdafaası’nı başlatarak büyük takdir toplamıştır.

Fahreddin Paşa, 17 yaşından beri fotoğrafçılığa ilgi duyan biri olmuştur. Sergide Fahreddin Paşa’nın kullanmış olduğu fotoğraf makinesi ve çekmiş olduğu fotoğraflar da sergilenmiştir.