Rezan Has Müzesi, Kadir Has Üniversitesi’nin Cibali yerleşkesinde yer almaktadır. Yerleşke binası, Haliç’e hâkim bir konumda olan tarihi Cibali Tütün Fabrikası’dır.

Ahmet Alpay’ın “Fabrika Kızı” şarkısının ilham kaynağı olan Cibali Tütün Fabrikası, 1884 yılında, ünlü Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlanmış ve Tütün Rejisi idaresi adına yapılmıştır. Fabrikanın Haliç kıyısında kurulmasının nedeni, deniz yolu ile ulaşımının kolay olmasıdır. İki binden fazla kişiyi istihdam ettiren fabrika, ayrıca Osmanlı imalat sektöründe en fazla kadını istihdam ettiren işletme idi.

Cibali Tütün Fabrikası’nda Anadolu’nun çeşitli yörelerinden getirilen farklı tütün türleri işlenmekte idi. Her gün, işlenecek miktarda tütün, balyalar halinde fabrikaya getirilir ve tütünler balyalardan ayrılarak yaprak yaprak tasnif edilirdi. Farklı türde yapraklar birbirleri ile harman edildikten sonra kesilerek tütün harmanları elde edilirdi. Harmanlanan tütünler ya sigara kısmına gönderilir ya da paket tütün şeklini alırdı. Harmanlama işini genellikle erkekler, paketleme işini ise genellikle kadınlar üstlenirdi.



20. Yüzyıl başlarına gelindiğinde, fabrikada el emeği üretim yerini büyük ölçüde makineli üretime bırakmıştı. 1893 yılında fabrika işçileri, fabrikada sadece yeni makinelerin kullanımına karşı “terk-i eşgal eylemi” yaparak eski makinelerin de kullanılması hakkını elde etmişlerdir.

Fransızlar tarafından işletilen fabrika, 1925 yılında millileştirilmiş ve Tekel idaresine devredilmiştir. Cumhuriyet boyunca yerli tütün kullanıcısının ihtiyacını büyük oranda karşılayan fabrika, ayrıca “Regie Turque” gibi markalar ile yabancı pazara da açılmıştır. 1933 yılında yerli puro üretiminin başladığı Cibali Tütün Fabrikası, 1959 yılında yurt dışından kaçak olarak filtreli sigara getirilmesini engellemek amacıyla “Samsun” isminde ilk yerli filtreli ve kokulu sigarayı üretmiştir.

1994 yılında kapatılan fabrika, 1997 yılında Kadir Has Vakfı’na kiralanmıştır. Yıllar boyu çeşitli müdahaleler sonucu orijinal görünümünden uzaklaşan fabrika binası, 1998 yılında Mimar Mehmet Alper’in önderliğinde başlayan ve “Europa Nostra Mimarlık Ödülü” kazanan bir restorasyon çalışması ile orijinal görünümüne yeniden kavuşmuş ve çağdaş mimari eklerde donatılarak 2002 yılında Kadir Has Üniversitesi olarak eğitim hizmetine açılmıştır.

Günümüzde üniversite olarak kullanılıyor
Bugün üniversite olarak kullanılan fabrika binasında, tütün üretimine ait bir müze bulunmakta ve burada Cibali Tütün Fabrikası’nda tütün üretiminde kullanılmış olan makineler ve tarihi sigara ambalajları yer almakta. Devlet çalışanları için özel olarak üretilmiş olan ve üzerinde “SUBAY”, “POLİS”, “SİLAHLI KUVVETLER” gibi yazılar yazan sigara ambalajları dikkat çekmekte. Ancak benim dikkatimi en çok çeken nesne, fabrika işçilerinin giriş ve çıkışlarda kartları sokup çıkardıkları analog saat oldu.

Fabrika binasının altında, geç 11. yüzyıla tarihlenen ve Bizans dönemine ait, 48 kemer, 15 ayak ve 20 sütundan oluşan Seferikos Sarnıcı bulunmakta. Doğrudan su biriktirmek amacıyla yapılmış olan sarnıcın duvarları taş, tuğla, pişmiş toprak ve horasan harcından oluşmakta.



Seferikos Sarnıcı
Seferikos Sarnıcı işlevini kaybettikten sonra, Cibali Tütün Fabrikası için depo olarak kullanılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında erzak ambarı olarak da kullanılmış olan sarnıç, 2007 yılından beri Rezan Has Müzesi olarak hizmet vermekte. Rezan Has Müzesi’nde “Gündelik Yaşam Sergisi, Anadolu’da Neolitik Dönem’den Selçuklu’ya kadar uzanan antik eserler sergileniyor.

Anadolu ve çevresinde M.Ö 10.000 yılında başlamış olduğu varsayılan Neolitik Dönem’e bu adın verilmesinin nedeni, bu dönemde insanlık tarihinde önemli değişimlerin ve gelişmelerin yaşanmasıdır (neo, “yeni” demektir). İnsanoğlu bu dönemde mağaralarda yaşayan avcı ve toplayıcı bir toplumdan, bitişik nizam evlerde yaşayan ve tarımla uğraşan bir topluma evrilmiştir. Gene bu dönemde saman, dal parçaları ve taş gibi katkı maddeleri ile pişmiş çanak çömlekler yapılmıştır. Müzede bunlara örnek olarak Geç Neolitik Çağ’a ait pişmiş topraktan üç adet meyvalık sergilenmekte. Bunun yanı sıra gene aynı çağa ait ip delikli tutanaklı bir çömlek, sapan taşları ve ok uçları da sergilenmektedir.

M.S 395 yılında Roma İmparatorluğu bölünmüş ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis (İstanbul) olmuştur. Konstantinopolis’te Hristiyanlığın serbest bırakılması ile Bizans İmparatorluğu’nun başlamış olduğu kabul edilmektedir. Bu dönemin eserlerinde Hristiyanlığı simgeleyen haç ve aziz betimleri ile balık ve kuş gibi figürler yer almıştır. Rezan Has Müzesi’nde Bizans Dönemi’ne ait eserlere örnek olarak tören ve röliker haçları, haçlı kolyeler ve demirden kandiller yer almaktadır.

Rezan Has Müzesi’nde 31 Aralık 2024 tarihine kadar Urartu Kemerleri Sergisi görülebilir. M.Ö 9. Yüzyıl’da kurulan ve M.Ö 7. yüzyıla kadar Doğu Anadolu’ya egemen olan Urartular, metal işçiliği konusunda önemli gelişmeler kaydetmiş ve genişlikleri esas alınarak “dar”, “orta” ve” geniş” olarak üç kategoride metal kemerler üretmişlerdir. Erkeklerin giymiş olduğu kemerler önden bağlanmakta ve üzerlerinde aslan ve boğa figürleri, av sahneleri, geometrik bezemeler ve mimari betimleri görülmektedir. Arkadan bağlanan kadın kemerlerinde ise koyun, balık ve su kuşu figürleri ile ziyafet sahneleri, kraliçeler ve tanrıçalar ile onların hizmetkarlarının figürleri ile bitkisel motifler görülmektedir.