Kasım’da düşen her yağmur damlası, yazın toprağa düşen tohumlar gibi, yeni başlangıçların habercisidir. Bu dönem, kentin yavaşlayan nabzına eşlik eden puslu sabahlara, arada sırada bize göz kırpan solgun bir güneşe ve yağmurun ritmini taşıyan günlere tanıklık ediyoruz. Sokaklarda hafif bir melankoli, ama aynı zamanda ilham var. Evlerin ışıkları erkenden yanıyor, perdeler yeniden açılıyor; müzik, resim, edebiyat ve sahne sanatları bu kez daha derin, daha içe dönük bir tınıyla karşımıza çıkıyor. Kasım, sanatın sessiz ama güçlü bir çağrısı gibi… Hazırsanız, bu dingin ama büyüleyici yolda yine birlikte yürüyelim.

Ne dinleyelim ǀ EFSANE
Bir gece, bir masada, bir ömürlük hikâye… Gazino ışıkları yanıyor. Işıltılar içindeki sahne sizleri çağırıyor. Kapıdan içeri adım attığınız anda artık yalnızca seyirci değilsiniz; masaya oturmuş, hikâyenin tam ortasındasınız. Bayanlar Baylar Dario Moreno: Bir Gazino Hikâyesi ile 10. Uluslararası Anadolu Ödülleri ve 12. Uluslararası Yeni Tiyatro & Yeni Sinema Dergisi En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan sanatçı Kosta Kortidis, yazıp yönettiği bu oyunda sahnede tek başına büyülüyor. Moreno’nun hikâyesi gazinonun büyülü atmosferinde adım adım canlanıyor; her bakışı, her şarkısı doğrudan size, göz göze, yürek yüreğe. Arkasında ise müzik direktörlüğünü Altuğ Akınsel’in üstlendiği 4 kişilik canlı orkestra… İlk notalar salonu doldurduğunda, kendinizi gazino ışıkları altında bambaşka bir zamana yolculuk ederken buluyorsunuz. Bu yalnızca bir oyun değil. Bu bir davet. 10 Kasım Pazartesi akşamı saat 21.00’de, Zorlu PSM - Touché Sahnesinde Dario Moreno’nun konuğu olmaya ne dersiniz?




Ne izleyelim ǀ SİNEMA
Haluk Bilginer ile Feyyaz Yiğit’in başrollerini paylaştığı Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi Veyahut Yan Yana filmi izleyenlere büyük keyif verecekmiş gibi duruyor. Film, 14 Kasım 2025’te sinemalarda vizyona girecek. Senaryosunda Feyyaz Yiğit, Aziz Kedi ve Mert Baykal‘ın imzası bulunan, Mert Baykal’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi Veyahut Yan Yana, 2011 yılında gösterime giren ve gişe rekorları kıran Fransız yapımı Can Dostum (Intouchables) filminden uyarlandı. Oyuncu kadrosunda ayrıca Hatice Aslan, Bige Önal, Şevval Sam‘ın da yer aldığı bu yapıt, IMAX olarak vizyona giren ilk Türk yapımı olacak.


Neyi kaçırmayalım ǀ KONSER
Dünya çapında milyonlarca hayranı olan, Yunan müziğinin en önemli temsilcilerinden Nikos Vertis, uzun zamandır beklenen İstanbul konseriyle 27 ve 28 Kasım’da Volkswagen Arena’ya geliyor.


Hollanda’da doğup Yunanistan’da büyüyen sanatçı, küçük yaşlarda başladığı müzik yolculuğunda, geleneksel Yunan Laïka müziğini modern pop ve dans ritimleriyle harmanlayarak kendi müzikal imzasını oluşturdu. Bugüne dek yayımladığı 5 stüdyo albümü ve listeleri altüst eden hitleriyle sadece Yunanistan’da değil, dünya çapında da büyük bir başarıya imza attı. Dolby Theatre (Los Angeles), Wembley Arena, Mirage Las Vegas gibi prestijli sahnelerde konserler verdi; şarkıları pek çok dile çevrildi, dünyanın dört bir yanında dinleyicilerle buluştu. Thelo Na Me Niosis, An Eisai Ena Asteri ve Pes To Mou Ksana gibi hafızalara kazınan sayısız hitleriyle müzikseverlerin gönlünde taht kuran Vertis, güçlü sahne enerjisi ve duygusal performanslarıyla izleyenleri etkilemeye devam ediyor. Uzun zamandır heyecanla beklenen Nikos Vertis’i izlemek, dinlemek için yerinizi hemen ayırtın.


Nereye gidelim ǀ FESTİVAL
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 29. İstanbul Tiyatro Festivali, 20 Ekim – 22 Kasım 2025 tarihleri arasında tiyatro ve dans tutkunlarını bir araya getirecek.


29. İstanbul Tiyatro Festivali, dans, tiyatro ve çok disiplinli sanatın birleştiği bir platform olarak İstanbul’un kültür-sanat sahnesini renklendirecek. Festivalde Türkiye’den ve dünyadan tiyatrocular, koreograflar ve dansçılar, hikâyelerini İstanbul’un farklı köşelerindeki sahnelere taşıyacak. Zorlu PSM, İBB Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Haliç’te Tarihi Bir Han, Moda Sahnesi, Paribu Art, Alan Kadıköy ve İstanbul Manifaturacılar Çarşısı gibi mekânlar tiyatro severleri tam bir ay boyunca unutulmaz anlarla buluşturacak. İstanbul’da sanat dolu bir sonbahar için takvimlerinize not almayı unutmayın. Biletler için: passo.com


Nereyi gezelim ǀ SERGİ
PİLEVNELİ, Erdoğan Zümrütoğlu’nun yeni kişisel sergisi Meçhul Öğrenci Anıtı İçin Modüller’i Odakule Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi’nde sunuyor. PİLEVNELİ’nin Erdoğan Zümrütoğlu ile yeniden yollarını birleştirerek hayata geçirdiği bu yeni sergi, 18. İstanbul Bienali süresince izleyiciyle buluşuyor. Zümrütoğlu’nun geçmiş yıllarda ürettiği tuval işleri ve heykellerden oluşan sergi, Ece Ayhan’ın 1970 tarihli Meçhul Öğrenci Anıtı şiirine hem görsel bir yanıt hem de bir saygı duruşu niteliği taşıyor.


Ece Ayhan bu şiiri, 1969 yılında İstanbul’da, dönemin siyasal kutuplaşması içinde öldürülen üniversite öğrencisi Battal Mehetoğlu’nun anısına kaleme almıştı. Sergideki eserler, Ece Ayhan’ın şiirsel diliyle kurdukları düşünsel akrabalık üzerinden, doğrudan bir göndermeye başvurmadan ama onun şiirinde sezilen duygusal-politik yoğunlukla bir bağ kuruyor. Bu bağ, günümüz dünyasının politik krizleri, sosyopolitik çöküşleri ve insanlık onuruna yönelmiş sistematik tehditler karşısında hayatta kalma imkânını sorgulayan bir yüzleşmeye çağırıyor. Böylece Zümrütoğlu’nun işleri, izleyicinin kendi öfkesini, yasını, kaybını ya da çaresizliğini tanımasına alan açarken, insanlığa karşı işlenmiş suçları ve bastırılmış travmaları seyircinin yüzüne çarpan bir tür katarsis zemini sunuyor. 15 Kasım 2025’e kadar ziyaret edilebilir.


Ne okuyalım ǀ KİTAP
Uluslararası Booker Ödüllü ve Nobel kazanan ilk Asyalı yazar Han Kang duymadan sese, görmeden ışığa inananları olağanüstü bir romanla selamlıyor: Yunanca Dersleri. Duyuları uyandıran, hayatta olmanın özünü hatırlatan bu unutulmaz bir eser April Yayıncılık’tan piyasa çıktı. Han Kang’ın metinlerinin odağında makro ve mikro iktidarların özellikle kadınlar ve dolayısıyla tüm toplum üzerinde kurduğu baskı, uyguladığı zulüm var. Bir yandan Kore tarihiyle yüzleşirken öte yandan şiirsel, akıl ve duygu yüklü, temiz ve keskin bir dille dünya okurlarına evrensel bir çağrı yapıyor.


Seul’de bir sınıf. Genç bir kadın, tahtadaki Yunanca öğretmenini izliyor. Konuşmaya çalışıyor ama sesini yitirdi. Öğretmeni ise giderek artan körlüğünün eşiğinde artık konuşulmayan bir dili anlatıyor. Işığı gittikçe sönerken, sesini duyamadığı kadına adım adım çekiliyor. İkisini birleştiren geçmişte bıraktıkları... Bir zamanlar sahip olup artık geri alamayacakları... Her şeye rağmen çarpan kalpleri... Gözlerini kaybeden adamın solan ışığı ile sesini yitiren kadının sessizliği yeni bir dünya kurabilir mi? Karanlıktan ışığa, sessizlikten nefese, dilden kalbe yolculuk aşkla mümkün mü? Yunanca Dersleri, iki insan arasında kurulan beklenmedik bağın hikâyesi. İnsanın insana şifa olmasına, dilin ve dokunmanın gücüne yazılmış bir aşk mektubu.


Ne deneyelim ǀ RESTORAN
Av yasağı bittiğine, palamut ve lüfer mevsimi geldiğine göre, elbette ki balıkçı önermemden daha doğal bir şey olamaz. Galataport’un modern çizgileriyle Boğaz’ın klasik zarafetini buluşturan Sait, 1993’te Bodrum Yalıkavak’ta başlayan lezzet mirasını İstanbul’a taşıdı. Ne kadar da iyi yaptı. Taptaze deniz ürünleri, günlük balıklar, şahane bir İstanbul manzarası eşliğinde yenilen Ege esintili mezeler ve özgün tariflerle şekillenen menüsü denemeye değer.


Fava, atom, enginar kalbi ve karakılçık pilavı öne çıkan lezzetlerden. Michelin Rehberi’nde önerilen restoranlar arasında yer alan Sait Galataport, şık dekorasyonu, rafine servis anlayışı ve Boğaz’a nazır konumuyla şehirde deniz ürünleri deneyimini yeniden tanımlıyor.