Fırtınaya tutulmuşçasına… Endişelerle dolu, kayıpların acıları matemleriyle hem-dem olmuş, bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlığımızı korumaya çalıştığımız bir dönemin içinden geçiyoruz. Fırtınaya tutulmuşçasına… Bir kum fırtınasına!

Geride bıraktığımız aylar boyunca birçoğumuz yaşamı boyunca sadakatle veya inatla muhafaza ettiği alışkanlıklardan sıyrılmakta, önceliklerini yerlerinden etmekte, değer yargılarının depremini aşmaya çalışmakta, inançlarını sorgulamakta. Tüm bunlar da kesin kes bir değişim içinde olduğumuzun en büyük göstergeleri değil midir?

Yaklaşık bir yıldan bu yana yaşadığımız, bizim başımıza ilk kez gelmiş olsa bile, tarih boyunca benzeri salgınlar, pandemiler her zaman oldu. Lakin içinde bulunduğumuz teknoloji çağında, tıbbi gelişmelerin ışığında yaşanılmasını sineye çekemedik, asla kabullenemedik. Üretile gelen komplo teorilerinden arınıp şimdilerin geçici bir zaman dilimi olduğunu kabullenirsek, özellikle safsatalara kulak vermeden ilerlersek elbette fırtına dinmeğe başlayacak.

***

1923 yılından bu yana yayınını sürdürmekte olan New York merkezli Time Dergisi, tarihinde ilk kez ilan edeceği ‘Yılın Çocuğu’ olarak 5.000 aday arasından Gitanjali Rao’yu seçti. 2005 Colorado doğumlu Hintli bir Amerikalı, mucit, yazar, bilim insanı olan genç kız, teknolojik çözümler üzerinde çalışıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde genetik ve toplumdaki hastalık, kaza ve sağlıkla ilgili durumların dağılımını inceleyen epidemiyoloji dallarında eğitimini sürdüren Rao, 10 yaşında haberleri izlerken Flint su krizini (ABD’nin Michigan Eyaleti’ndeki Flint kentinin kirlenmesi olayını) duydu ve sudaki kurşun içeriğini ölçmenin yollarıyla ilgilenmeye başladı: Sonucunda Bluetooth aracılığıyla su kalitesi bilgisi gönderebilen karbon nano-tüplere dayanan Tethys adlı bir cihaz geliştirmesine yol açtı. Siber zorbalığı fark eden bir telefon uygulaması da icat eden genç mucidin yola çıkış noktası “Amacım sadece dünyanın sorunlarını çözmek için kendi icatlarımı geliştirmek değil ama aynı zamanda başkalarını da bunu yapmaya teşvik etmek çünkü kişisel deneyimimden söylüyorum, kendiniz gibi birinin yaptığını görmezseniz bu işe girişmeniz kolay değil.”

Hem yeni hem de eski sorunlarla yüz yüze kalmış gezegenimizin taze dimağların üreteceği yeni fikirlere, icatlara çokça gereksinimi olduğu aşikâr. Yılların içinde koltuklarını aşındırmış politika veya bilim erkânlarının yeni kuşaktan önerilere kulak vermelerinin zamanı geldi de geçti. Geçen yıl iklim değişikliği için mücadele eden, küresel bir hareketin doğuşuna ilham veren İsveçli kız çocuğu Greta Thunberg, ‘Yılın Kişisi’ seçilen en genç insan olmuştu.

Time Dergisi bu yıl, ‘Yılın Çocuğu’ unvanının, “Amerika’nın genç kuşakların arasından öne çıkan isimler için bir tür barometre” olacağını yazdı.

Her yeni yılın başlangıcı kendisiyle birlikte taze umutların yeşerdiği ilham, proje ve temennileri bünyesinde barındırır. Geçtiğimiz yılın endişelerini, korkularını, kayıplarımızın acılarını kalbimizde muhafaza ederken, gelecek yeni günler için ümitlerimizi dipdiri tutalım. ‘Kum fırtınası’ demişken sizleri, post-modern, büyülü gerçeklik ve sürrealist kurgu yazarı Japon Haruki Murakami’nin “Sahilde Kafka” kitabından birkaç satırı eşliğinde 2021’in bu ilk günlerinde sevgiyle selamlıyor, tüm deneyimlerimizin hayrımıza olmasını temenni ediyorum:

Sonra o kum fırtınası bittiğinde, nasıl olup da onun içinden geçebildiğini, nasıl hayatta kalabildiğini tam olarak anlayamayacaksın.
Hayır, o fırtına gerçekten bitti mi bunun bile farkına varamayacaksın.
Yalnız, tek bir şeyden emin olacaksın.
O fırtınanın içinden geçtikten sonra, fırtınanın içine ayak attığındaki kişi olmayacaksın artık.
Aynı kişi olmayacaksın.
Evet, işte kum fırtınasının anlamı bu!


Sevgiyle kalın...