Giriş Resmi: "Samanyolu'nun Doğuşu", Peter Paul Rubens


Antik dönemden başlayarak günümüze kadar gelen memenin öyküsünü takip etmek gerçekten çok ilginç. Doğduğumuzda, gözlerimizi açtığımızda ilk tanıştığımız nesnenin meme olduğunu düşünürsek, önemini belki daha iyi kavrayabiliriz. Amerikalı kadın araştırmacı yazar Marilyn Yalom, çeşitli dönemlerde değişik anlamlar kazanan memenin, sadece cinsel bir organ olmadığını, aynı zamanda sanat tarihinde, siyasette, tıpta, ticarette çok önemli bir nesne olduğunu savunuyor.

Kutsal Meme
Antik dönemde kutsal sayılan kadın memesi, M.Ö 1600’lerde tanrıça ve rahibe figürleri, Minos Uygarlığı’nda dinsel yaşamda kadınların hâkimiyetine işaret ediyor. Türkiye’deki görkemli antik Yunan kenti Efes’te, tanrıça Artemis’in gerçek insan boyutlarında bulunan iki heykeli memeye atfedilen hürmeti gayet iyi ortaya koyuyor. Çok memeli Artemis heykeli, insanlığın ebedi fantezisine bir yanıt olarak, mucizevi süt kaynağı fikrinin bir sembolü haline geldi. Samanyolu’nun yaratılışının efsanesi de tanrıça Hera’nın memeleriyle ilişkilendirilmişti. Fanilerin, tanrıçalar kraliçesinin memesinden süt emmeleri halinde ölümsüzlüğü elde edebileceklerine inanılıyordu. Zeus oğlu Herkül’ü, uyuyan Hera’nın memesine yaklaştırdı. Ancak Herkül büyük bir iştahla emerken Hera uyandı ve oğlu olmadığının farkına vararak, memesini öyle bir hiddetle çekti ki, süt gökyüzüne fışkırdı ve Samanyolu’nu yarattı. Rönesans’ın önemli ressamları Rubens ve Tintoretto bu miti tuvallerine aktardılar.
Efsanelerden bir diğeri de Anadolu’da yaşayan Amazonlarla ilgili: özgürlüklerine aşırı düşkün Amazon kadınları daha iyi ok atabilmek için sağ göğüslerini keserek, aynı erkekler gibi savaşa giderler…


Nino Pisano

Emziren Meryem Ana -Maria Lactans- tabloları, Hristiyan sanatında II. yüzyıldan beri var. Daha sonraki yüzyıllarda sayısız İtalyan, Fransız, Alman, Flaman sanatçı, Bakire Meryem Ana’nın bebek İsa’yı emzirirken görüntülerini tuvale aktardılar.
Erken dönem Yahudi inancında yer alan kutsal meme, doğrudan Tanrı ile ilişkilendiriliyordu. Doğurganlık, aynen pagan dinlerde olduğu gibi, erken Yahudi inancı için de önemliydi ve meme de dölyatağı gibi kutsanıyordu.
Kitab-ı Mukaddes’te bir kocaya karısının memelerinden zevk alması emredilmişti: “Gençken evlendiğin karınla mutlu ol… Hep doyursun memeleri.” Ancak buna karşılık olarak, “Bir yabancının memelerini bağrına basmaması” konusunda da uyarılıyordu. (Süleyman’ın Özdeyişleri 5:19-20)

Erotik Meme
Emziren Meryem Ana’nın resmi İtalya’da yapıldıktan bir yüzyıl sonra Fransa Kralı’nın metresi Agnes Sorel’in, tek memesi açıkta bir tablosu yapıldı. Kadın göğsü Rönesans’a damgasını vuran cinsel özgürlüğün bir parçası olarak ünlendi. Her sınıftan kadınlar vücutlarını gösterme konusunda cesur oldular ve özellikle fahişeler neredeyse bütünüyle çıplak sayılacak memeleriyle ortalıkta gezindiler. Göğüslerini daha görünür kılmak için, yüzlerini boyadıkları kozmetiklerle onları boyayıp, evlerinde pencerelerden sergileyip müşterilerini içeriye davet ediyorlardı. Bundan sonra da, sanat ve edebiyatta, meme gittikçe bebeğe ya da Kiliseye ait olmaktan uzaklaşacak ve erkekler memeye sadece arzu uyandıran bir nesne olarak bakacaklardı. Hristiyan Kilisesinin sözcüleri kadın korsajlarının bağlarla açılıp kapanan ön kısımlarını “cehennemin kapıları” olarak adlandırdılar.


Delacroix’nın ünlü tablosu “Halka Öncülük eden Hürriyet”

Politik Meme
18. Yüzyılda, Fransız Devrimi ikonografisi, kısa süre içinde çıplak memeli kadınlarla dolacaktı. Cumhuriyetin yaygın sembolleri, iki memesi çıplak gösterilen kadın figürleri olmuştu. Sayısız tablo, kabartma, madalyon, rölyef ve heykel, memeyi ulusal bir ikona dönüştürdü. Yeni Fransa Cumhuriyeti genellikle, “memelerini tüm vatandaşlarına açan” bir kadın olarak temsil edildi. Antillerden gelen kölelerin özgürleştirilmesi kampanyası sırasında Fransız Ulusu, memelerinde beyaz ve siyah çocukları bir arada emziren cömert bir anne olarak portresi yapıldı. 19. ve 20. yüzyıllar boyunca Fransa’da Cumhuriyet’i temsil etmeye devam eden iki memesi birden açıkta olan alegorik figür, Delacroix’nın ünlü tablosu “Halka Öncülük eden Hürriyet”te olduğu gibi Özgürlük ideali ile özdeşleşti.
Bir insanın siyasal kaygı amacıyla memelerini açması olayı bir yüzyıl sonra, 1970 ve 80’lerin feministleri arasında da çok popüler olacaktı…

Ticarileştirilen Meme
Erkekler her zaman kadınların çıplak vücutlarına bakmaktan zevk aldı ve birçok kadın bu eğlenceden çıkar sağladı. Günümüzde, kadın göğsü ticari anlamda sonsuz olanaklara sahiptir. Memeye yönelik olarak üretilen iç çamaşırlarının tarihi Yunan ve Roma dönemlerine kadar uzanır.
Memeler sadece sutyenler ve vücut losyonları gibi doğrudan kendileriyle ilişkili ürünlerde değil, aynı zamanda arabalar ve içeceklerle beraber fotoğraflandıklarında, bu ürünlerin satışlarını artırdıkları bir gerçek. Bir Fransız doktor, bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade ediyor. İstediğiniz her şeyi bir memeyle birlikte satabilirsiniz.”
Çok eski yıllardan beri, sütanneliğin geçerli bir meslek olduğu dönemlerde sayısız kadın, süt veren memeleriyle geçimlerini sağlayabiliyordu. Ayrıca, antik Yunan’da hetaira’lar, antik Roma ve Rönesans Avrupası’nda fahişeler, ünlü aktrisler, kral metresleri, çağımızın striptizcileri, tümü önemli maddi karşılıklar sağlayan soyunma sanatının içinde yer aldılar.
Modacıların da bu alanda katkıları yadsınamaz. Christian Dior’un sık sık alıntılanan “destekleyici iç çamaşırları olmaksızın moda var olamaz” sloganı büyük anlam taşıyor. Her modaya göre ayrı tasarlanan iç çamaşırlar, sutyenler, korseler ve korsajlar ticari hayata önemli katkılarda bulundu. İlk modern sutyen patentinin sahibi Marie Tucek, sutyeni her iki göğüs için de iki ayrı cep olarak tasarlamış. Omuzlar için askıları da olan bu ilk sutyen tasarımı başarısızlıkla sonuçlanmış. Bu nedenle iki ipek mendil ve kurdeleyi kullanarak kendi sutyenini tasarlayan Mary Pheps Jacob ilk sutyeni yaratan kişi olarak biliniyor.



Sanatçı Mucha, herhangi bir ürünün satışını artırmak amacıyla kadın vücutlarını kullandığı çok sayıdaki Art Nouveau afişleriyle ünlüydü. 1920’lerde Amerika’da meyvelerin satıldığı sandıklar genellikle iri göğüslü şuh kadın figürleriyle süslenirdi. Aynı şekilde gerek Penthouse, Playboy gibi öncellikle erkekler için hazırlanan dergiler, gerekse Vanity Fair ve Rolling Stone gibi okur profili kadın ve erkekleri içeren dergi kapaklarında güzel göğüslü kadınların fotoğrafları yer alıyor.
İlk çıplak kadın aktris1915 yılındaki “The Perfect Model” filminde görülmüş, AMC film sitesine göre bu alandaki gerçek duayen 1963 yılında “Promises Promises” filmiyle Jayne Mansfield olmuş.

Tıbbi Meme
Tıp camiasının memeye ilişkin çalışmaları arasında, süt salgılama, tümörler ve son olarak estetik cerrahiyi sayabiliriz. Yıllardır memeler doktorların elinde birçok etmenle karşı karşıya kaldı: makinelere bağlandı, radyuma maruz kaldı, mamografi makinesinde sıkıştırıldı, silikon enjekte edildi ve son olarak da vücudun geri kalan kısmından kesilip alındı. Dr. Susan Love geleneksel meme kanseri tedavisini “kesme, zehirleme ve yakma” diye tanımlıyor. Günümüzde meme kanseri tedavisinde önemli gelişmelerin kaydedildiği bir gerçek. Artık meme kanserini tetikleyen ve yayılmasını hızlandıran faktörler konusunda daha geniş bilgilere ulaşıldığından daha iyimser olunabiliyor. Daha büyük veya daha küçük memeler arzulayanlara da, estetik cerrahi yardım ediyor. Hatta on iki haftalık bir programla, beyin gücünün kullanılması yolluyla, meme büyüklüğünde bir değişim gerçekleştirilebileceğini vadeden şarlatan hipnozcularda türemiş.


Dünyanın ilk silikon memelere sahip kadını Timmie Jean Lindsey


İlk silikon protezi 1962 yılında Teksaslı iki cerrah tarafından icat edildi. 29 yaşındaki Timmie Jean Lindsey ise bunları ilk kullanan kişi. Yapılan bir araştırmaya göre 2012 yılında ABD’de 1,7 milyon estetik ameliyat yapılmış ve göğüs büyütme işlemi ilk sırada yer almış.
Proust’un dediği gibi: “Tıbba inanmak büyük bir ahmaklıktır, ama inanmamak çok daha büyük bir ahmaklıktır.”

Özgür Meme
Kadın özgürlüğü hareketi, “sutyen yakma” protestosuyla başladı. Kadın Özgürlük Partisi’nin üyeleri, 1968 yılında Atlantic City’de, şair Robin Morgan’ın önderliğinde başladı. Miss America Yarışması’nda görev alan üyeler, kadınlardan sutyenleri, korseleri, bigudileri, takma kirpikleri ve diğer anlamsız olduğunu düşündükleri bütün sembolleri çıkarıp atmalarını istediler. Tarih boyunca ABD’de, kadın ya da erkeklerin kamuya açık alanlarda, genital organlarını göstermeleri yasaktır. Buna karşılık pek çok Avrupa ülkesinde kadınların üstsüz güneşlenmelerine izin veriliyor. 1974 yılında Fransız bir kadın, Tours Belediye Başkanı Jean Royer’in önünde, uyguladığı muhafazakâr politikaları protesto etmek amacıyla, memelerini açtı.


Cicciolina

1987 yılında, İtalya’da ünlü bir porno yıldızı olan Cicciolina, seçimlerde ulusu temsil etmek üzere tayin edilen 630 meclis üyeleri arasında bir koltuk sahibi oldu. Aynı yıl iki porno gösteri sunması için anlaşma yaptığı İsrail’e geldiğinde Yahudi toplumun protestosuyla karşılaşan Cicciolina’ya Knesset’e girmesine izin verilmedi. Alelacele, yaptığı porno gösterilerin parlamento dokunulmazlığı tarafından koruma altına alındığı İtalya’ya geri döndü. Kadınlar 1990’larda, göğüs kanseri araştırmalarında daha çok hükümet desteği alabilmek için gösterilerde boy gösterdiler.

“Memenin Tarihi”
Marilyn Yalom’un derin araştırmalar sonunda kaleme aldığı “Memenin Tarihi” başlıklı kitabını okuduktan sonra, ilk defa hayatımda “memeler” hakkında kafa yorduğumu itiraf etmeliyim. Memenin sahip olduğu besleme, yaşatma görevi dolayısıyla hem erkekler hem kadınlar için çok önemli olduğu inkâr edilmeyecek bir gerçek. Yazarın değindiği, tarih boyunca memenin geçirdiği bütün bu evreler hepsi ilginç ve birçok şeyi açıklığa kavuşturuyor. Memenin taşıdığı anlamın tarihsel süreç içinde değişmesi gibi, bu anlamın toplumdan topluma, insandan insana göre farklılık göstermesi de normaldir. Bebekler memede yiyecek, erkekler seks, doktorlar hastalık, iş adamları dolar işaretlerini görüyor. Kadınlar da çevre ve moda baskısıyla, memeleriyle ilgili birçok kaygı taşıyorlar.
Dilerim, kadınların istismar edilmediği, onur kırıcı işlere zorlanmadığı, hukuk, eğitim, ekonomi ve sağlık alanlarında erkeklerle eşitliğin sağlandığı özgür bir dünyada yaşarız.


Alicia Ostriker

Amerikalı Yahudi asıllı ödüllü şair, akademisyen Alicia Ostriker naif bir ifade ile anlatmış memeleri:
Çocukluk yıllarımız boyunca onları bekleriz,
Annelerimizin yerine geçmek için, sabırsızca,
Onları ele geçirmek, bluzlarımız içinde
Güçlerini hissetmek isteriz.

İşte tam bir kişilik, işte şekil hissettiğimiz,
Biz Tanrının bu dünyaya armağanı,
Ve memelerimiz büyüdüğünde,
Bu dünyaya Tanrının armağanlarıyız.

Âşıklarımız onları yaladığında,
Ve bizi oraya, o güzel kokulu ıslaklığa, götürdüğünde
Bebeklerimiz arılar gibi vızıldadığında.

Kaynakça:
Marilyn Yalom