Çağdaş Türk şiirinin önemli temsilcilerinden sevgili arkadaşımız, şair, yazar ve akademisyen Salih Bolat’a veda etmek çok zor… Yıllar boyu DERGİ’mizdeki sayfalarında bizi şairlerle, şiirlerle tanıştırdı. 13 Şubat günü aramızdan ayrılırken geride bıraktığı onca eser de olsa çok erken bir ayrılık oldu, daha yazacak çok şiiri, çok yazısı vardı…

Salih Bolat, 1956 Adana doğumlu. Gazi Üniversitesi’nin Sosyal Politika Bölümü’nü bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde yüksek lisans ve Doktora programlarını tamamladı. Çeşitli üniversitelerde, öğretim üyesi olarak Senaryo, Sinema ve Edebiyat, Dramatik Yazarlık, İletişim Yazarlığı, Tiyatro Tarihi, İletişim ve Edebiyat, Eleştirel Okuma dersleri verdi. Edebiyat yaşamına Yeni Adana gazetesinin kültür sanat sayfasında öyküler yazarak başladı (1974). Arkadaşlarıyla birlikte Koza adlı dergiyi çıkardı (1975). İlk şiirini bu dergide yayımladı. 1980 yılı başlarından itibaren edebiyat ve kültür-sanat dergilerinde şiirler ve yazılar yayımladı. Radyo programlarında yapımcı ve sunucu oldu. Ulusal ve uluslararası şiir festivallerinde kurul üyelikleri yaptı. Salih Bolat aynı zamanda sayısız ödülün de sahibiydi.

DERGİ yazarı arkadaşımız Berken Döner’in hayat arkadaşı olan Salih Bolat ile Şubat 2020’de son kitabı “Rüya Zamanı” konusunda söyleşmiştik, onuncu kitabıydı… Taşıdığı tutkulu ateşin kaynağını sormuştum… Yanıtı şöyleydi:

Şiirle ilk ilişkim, sanırım ortaokul Türkçe ders kitabındaki şiirlerle oldu. Bir de, bir arkadaşımın şiir defteri vardı. Yerli ve yabancı, dünya edebiyatının en bilinen şairlerinin şiirlerini topladığı kalın bir defter. O defter birkaç gün bende kaldı. Çok büyülenmiştim. Lise yıllarında yoğun olarak şiir yazmaya başladım ve bir defterde tutuyordum şiirlerimi. Kitap yayımlamaya karar verdiğimde 27 yaşındaydım. Yani, örneğin Rimbaud’nun şiiri çoktan bıraktığı ve Nazım Hikmet’in ‘835 satır’ adlı kitabını yayımladığı yaştaydım. İki şiir defterimden birini attım, diğerinden de bir kısmını yayımladım. Bir gün bir toplu şiirler kitabı yayımlama düşüncem yoktu gerçekte.”

Bir doğa aşığıydı Salih… Denizin dalgası, daldaki kuş, her mevsimin çiçeği…

Şiir benim için gerçekliği anlama yoludur. Aslında gerçeklik zaten bir şiirsel düzen içindedir. Şiir yazabilmek için, bizim gündelik yaşamın bize dayattığı verili, akılla kuşatılmış, işlevsellikle belirlenmiş gerçeklik algısından uzaklaşmamız gerekir. Şiir, benim için, bizi kuşatan gündelik gerçekliğin buz dağında sözcük darbeleriyle soluk alacağımız gedikler açma yoludur. Şurda gördüğünüz ağaçların gökyüzüyle ilişkisi, birkaç kuşun ağaçlara girip çıkarkenki heyecanı, gölgede bekleyen kadının uzaklara bakması şiir değil de nedir?”

15 Şubat günü Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde düzenlenen törende şair dostlarının okuduğu şiirler, anlatılar eşliğinde en sevdiği şair Melih Cevdet Anday’ın yanında, Büyükada Mezarlığı’nda toprağa verildi. Başta arkadaşımız Berken Döner olmak üzere tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.

Sevgili Salih’in ruhu şad olsun.