Bana yorgunlarınızı, fakirlerinizi verin
Özgürce nefes almaya özlem duyanlarınızı
Aşırı dolu sahillerinizin sefil çöplüğü,
Fırtınaların attığı evsizleri bana gönderin
Işığımla altın kapımı aydınlatıyorum!
New York Limanı’nda Amerika’ya ayak basan mültecileri karşılayan “meşalesi olan güçlü kadın, sürgünlerin annesi olarak” bilinen Özgürlük Heykeli’nin kaidesinin iç duvarında Yahudi asıllı Emma Lazarus’un “Yeni Colossus” adlı şiiri yer alıyor.


Emma Lazarus

Emma Lazarus’un çocukluğu ve kariyeri
Emma Lazarus 1849 yılında yedi çocuklu kalabalık bir ailede New York’ta doğdu. Annesi Esther Cardozo, babası Moses Lazarus, ikisi de Portekiz kökenli, nesillerden beri Amerika’da yaşayan Yahudi bir aileden geliyorlardı. Özel hocalarla eğitim gören Emma, küçük yaşlardan itibaren Amerikan ve Avrupa Edebiyatı’na ve lisanlara meraklıydı. İlk şiirlerini 11 yaşındayken yazan Emma, sonraları 1867 yılında, kendi şiirlerinin yanı sıra Schiller, Alexander Dumas, Victor Hugo, Goethe ve Heine’nin şiirlerini de tercüme etti. Bir romanı ve iki tiyatro oyunu var.

Eserlerindeki Yahudi temalar
Rusya’da 1880 yılında Yahudilere uygulanan pogromlar hakkında yazdığı şiirler ve yazılar büyük yankılar uyandırdı. Emma Lazarus, 1881 ve 1882 yıllarında Rusya’dan New York’a gelen Rus Yahudilerine yardım elini uzattı, haklarını korudu, gönüllü olarak İngilizce öğretti, teknik bilgi sahibi olup yaşamlarına devam edebilmeleri için önayak oldu. Herzl’den 13 sene önce, Yahudilerin bir devleti olması gerektiğini söyledi. Yazılarında, Amerikalı Yahudileri, doğudan gelen dindaşlarına cömertçe yardım eli uzatmaları için uyarılarda bulundu. Son eserlerinde Moses Ben Ezra, Salamon Ben Judah Halevi gibi Yahudi yazarların şiirlerini tercüme etti.


Özgürlük Anıtı yapım aşamasında

Özgürlük Anıtı ve “Yeni Colossus” şiiri
ABD’nin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle Fransa tarafından hediye edilen Özgürlük Heykeli, Parisli sanatçı Frédéric-Auguste Bartholdi tarafından tasarlanarak, parça parça New York’a getirilmiştir. Heykelin iç kısmındaki taşıyıcı çelik iskele ise Eiffel Kulesini yapan Gustave Eiffel tarafından yapılmıştır. Anıt tamamlanmış, sıra kaide için gereken parayı toplamaya gelmişti. Amerikalılar bunun için, biri sanat gösterisi olmak üzere bağış toplama etkinlikleri düzenlendi. Yazar Constance Cary Harrison, New York’taki sanat camiasında tanınan ve saygı duyulan şair Emma Lazarus’tan, Özgürlük Heykeli’nin kaide fonu için para toplanmasına yardımcı olacak bir şiir yazmasını istedi. Emma özgürlük için Amerika’ya gelen Rus mültecilerini hatırlayarak, başka bir yerde doğmuş olsaydı, baskı ve acı çekmiş olabileceğini düşünerek bir sone yazmayı kabul etti.

Bu sonede Emma Lazarus, Özgürlük Anıtı’nı evsizlere kucak açan, özgürlük arayanların yolunu meşalesiyle aydınlatan bir kadın olarak tasvir ediyor. 3 Aralık 1883’te, New York’taki Tasarım Akademisi’nde, heykelin kaidesi için fon toplamak amacıyla bir dizi yazı ve sanat eserini müzayedeye çıkarmak için bir resepsiyon düzenlendi. Ertesi sabah New York Times, ünlü bankacı JP Morgan’ın da dâhil olduğu bir kalabalığın Emma Lazarus’un “The New Colossus” şiirini okuduğunu bildirdi.


Emma Lazarus'un el yazısı ile yazdığı şiir

İki kez Avrupa’yı ziyaret eden Emma Lazarus, son seyahatinden bir hayli yorgun döner ve iki ay sonra 1887 yılında kansere yenik düşer… Zamanla da bu şiiri unutulur. Ancak şairin ölümünden 17 yıl sonra, 1901 yılında Lazarus’un yakın arkadaşı Georgina Schuyler, bir kitabevinde tesadüfen bulduğu şiiri, 1903 yılında Özgürlük Heykeli’nin kaidesinin iç duvarına “Yeni Colossus’un” metnini içeren bronz bir plaket yaptırmayı başarır.


Emma Lazarus, antisemitizm, mitoloji, Yahudilik ve sanat hakkındaki şiirleri ve edebi denemeleri ile, kendi zamanında en çok okunan Yahudi yazarlardan biriydi. 38 yıllık kısacık ömründe, dünyadaki ve Amerika’daki antisemitizme karşı güçlü kalemiyle mücadele veren Emma Lazarus’un Özgürlük Anıtı hakkında yazdığı şiir Amerika tarihinin bir simgesi oldu. Zulüm ve kölelikten kurtularak ileri adım atmayı sembolize eden havada olan sağ ayağı ve elinde taşıdığı meşalesi ile Özgürlük Anıtı, baskıdan kaçanlara bir umut oldu.