21 yaşında tazecik bir fidanken, bir imparatorluktan “Bağımsız Devletler Topluluğu”na devşireceği hükümdarlığının yükünü sırtlayan Elizabeth Alexandra Mary, 1953’te çok iddialı bir yemin ediyordu: “İster uzun ister kısa tüm ömrümü, size ve ait olduğumuz büyük imparatorluk ailemize hizmete adayacağıma hepinizin önünde yemin ederim”; ve yaptı da!
Şimdi ülke, Brexit ve pandemi sonrası hızla yükselen bir enflasyonun yanında, 1945’ten beri Avrupa’nın ve dünyanın yaşadığı en büyük savaşın zorluğu (ekonomik çıkmaz ve belirsizlik) ile karşı karşıya. İşte böylesi bir “anni horribiles”de (korkunç yıl) II. Elizabeth’in ardından, ilk oğlu, tarihe geçecek adı ile Kral III. Charles, 6 Mayıs 2023 Cumartesi günü Westminster Katedrali’nde, İngiltere Kilisesi’nin en kıdemli din adamı Canterbury Başpiskoposu Justin Welby’nin yönettiği bir törenle taç giydi.


Ayin / Tören ve ilkleri
Windsorlar, Avrupa’da hala taç giyme törenleri düzenleyen tek kraliyet ailesidir ve Kral III. Charles, Westminster’de taç giyen 40. hükümdar oldu. Bu tören/ayin, Kralın hem devlet başkanlığının hem de İngiliz Kilisesi’nin başı olduğunun tescilidir.
Yılların köklü, üstelik de üzerinde güneş batmayan hükümdarlığının elbette ki giysilerinden sembolik eşyalarına kadar, zengin yerleşik ritüelleri ve kuralları olacaktı ve elbette ki kralından resmî geçittekilere kadar çarpıcı renklerde, metal aksamları, sırmaları pırıl pırıl giysiler defilesi izledik içimiz sızlayarak, yağmurun altında onca emeğin sucuk gibi ıslanmasına.


Kashket & Partners

Altı bin tane ek üniforma siparişi almış, İngiltere silahlı kuvvetleri için tören kıyafetlerinin ana tedarikçisi Kashket & Partners şirketi! Yahudi bir aile. İcra Kurulu Başkanı Russell Kashket, Prens William’ın, düğününde giydiği üniformayı yaratmıştı, şimdi de şirketin terzi ordusunun eserleri hem Kral’ın hem de tören kıtalarının üzerinde yer aldı. “Her üniforma, 23 saatlik terzilik ve nakış ürünüdür. Her giysi 60 defaya kadar preslenir ve ütülenir, tarihin bir parçası olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzun farkındayız” diyor CEO Russell’in eşi Cheryl.
İngiltere’de taç giyme törenleri, kökleri 9. yüzyıla kadar uzanan bir dizi eski ritüellerden oluşur. Bu ritüeller zamanla ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenir.

Nitekim, bu törende birçok ‘ilk’ yaşandı
İlk kez bir kral, halkın önünde ettiği duasında kendisine verilen bu lütfun, dini veya inancı ne olursa olsun, herkes için bir nimet olmasına ve İsa’yı örnek alarak hizmet etmesine vesile olması için dua etti. Ayin boyunca dualara İngiltere Kilisesi’nin önde gelen her yaştan ve her ırktan müteşekkil koroları ve solistleri ile şefleri katıldı.
Törende yaşanan ‘ilk’lerden biri de ilk kez kadın piskoposların yer almasının yanı sıra, İngilizce ile birlikte Galce, İskoç Galcesi ve İrlanda Galcesi dilinde ilahiler ve dualar ile, Majestelerinin aslen Yunalı olan rahmetli babası Prens Philip’in anısına törende Yunan Ortodoks Kilisesi’nden ilahiler de istemesi üzerine, İngiltere Thyateira Rum Ortodoks Başpiskoposluğu Bizans Müzik Okulunca arzusunun yerine getirilmesi idi.


Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak ve eşi

Geleneksel olarak ülkenin başbakanlarının da devlet törenlerine katılımı olur. Bu taç giyme töreninde de Hint asıllı Rishi Sunak İncil’den bir bölüm okudu. Ancak her konuda, her yerde illa ki bir münafık çıkar ya, İngiliz muhafazakâr siyasi yorumcu Calvin Robinson’un İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ı hem de “kâfir” kelimesi ile nitelendirerek “İncil’den bir bölüm okuması caiz midir?” sözleri ile eleştirmesi ortalığı karıştırdı.
Ayinin ana teması “hizmete çağrı” idi. Nitekim ayinin başında III. Charles “Onun (İsa’nın) adına ve örneğinde, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye geldim, Tanrım yardım et!” dedi. Katolik kiliselerinde âdet olduğu üzere, Protestan İngiliz Kilisesi’nin de âdeti buymuş demek: her katılanı, oturduğu bankın gözünde İncil ayetlerinin, cemaatin piskopos ile birlikte hep bir ağızdan katılacağı ayet bölümlerinin ve tören akışının basılı olduğu bir dosya bekliyordu. Buradan, ayinin altı ana bölümden oluştuğunu gördük.
Ayinin / törenin en önemli kısmı Kral’a kutsal yağ sürülmesiydi. Katedrale giriş giysileri çıkarılarak mütevaziliği sembolize eden basit bir gömlekle kalan Charles’ın bu görünümü ve alnına, göğsüne, ellerine yağ sürülmesi panolar arkasında gizlendi.


Nedir bu kutsal yağ?
Tevrat’ta yer aldığı şekli ile Tanrı Musa’dan kutsal yağ yapıp, bununla rahipleri, sunakları, kutsal eşyalarını ve krallarını kutsamasını istedi. Musa’nın yaklaşık bir galon kadar ürettiği bu yağ, mucizevi olarak bugüne kadar korunmuş. Elbette ki Kral Charles’a bu sürülmedi. Tapınak yeniden inşa edilip Mesih (maşiyah kelime anlamı ile yağlanmış demek) dünyaya geldiğinde yağ muhafaza edildiği yerden çıkarılacak ve bununla mesh edilecektir.
Bu âdet zamanla Hristiyan kiliselerince de benimsendi. Ortodoks Ekümenik Patrikhanesi on yılda bir dünya Ortodoks kiliselerine dağıtılmak üzere amber, misk ve onlarca parfümlü bitkileri zeytin yağında kaynatır. Bu yağla vaftizlerde bebekler, ağır hastalar ve ölmekte olanlar kutsanır. Kral Charles’ın kutsanacağı yağ, Kral’ın babaannesinin orada gömülü olması yanında, Kutsal Topraklar ve halkları ile kişisel aile bağlarının sembolü olarak Kudüs Zeytin Dağı’ndaki zeytinlerden elde edilmiş yağın içine koku verici bitkiler karıştırılarak İsa’nın kabrinin olduğu kilisede Kudüs Patriği Theophilos III ve Kudüs’teki Anglikan Piskoposu Hosam Naoum tarafından kutsanarak taze hazırlandı.

Taç giyme
Dedesi Kral VI. George’un mor giysileri giydirildikten sonra, kraliyet mücevherlerinin en önemli parçalarından, 400 yıllık ve yaklaşık 2,5 kg ağırlığındaki som altın tacı Canterbury Başpiskoposunun III. Charles’ın başına yerleştirmesi, Londra Kulesi’nden atılan toplarla müjdelendi, katılanlar da “God save the King - Tanrı Kralı korusun” nidaları ile teyit etti.


Taç giyme tahtı ve altında "kader taşı"

Taç giyme töreni, bir İskoç efsanesine göre İncil ile bağlantıları olan ve de Tekvin’de de yer alan “Yakup taşı”nı barındıran 700 yıllık bir taht üzerinde gerçekleşti. Şimdi en önemli soru, Kral III. Charles, Koh-i-Noor’lu tacı mı giydi?
DERGİ’nin Ekim 2022 sayısında, Kraliçe’nin ölümünü yazarken bahsetmiştim, İngiliz tahtını temsil eden tacın üzerindeki 109 karatlık Koh-i-Noor elması, dünyanın en pahalı elması olup, taşın sadece kadınlar tarafından giyildiğinde uğursuzluk getirmediğine inanılır. Bu durumda, “Queen Mary” tacını Camilla mı giyecekti? Buckingham Sarayı’nın 14 Şubat’ta yaptığı duyuruya göre, taşın Hindistan’a aidiyeti konusundaki tartışmalar nedeniyle diplomatik bir skandaldan kaçınmak için Koh-i Noor elması taçtan çıkarılarak, yine değerli kraliyet taşları ile yeniden tasarlanıp Camilla’ya takıldı.


Camilla için yenniden tasarlanan taç

Asası ve tacı ile donanmış yeni Kral’a önce Canterbury Piskoposu, ardından da oğlu Galler Prensi William diz çökerek bağlılık yemini etti. Ardından cemaat, majestelerine, yetmedi kanuni varis ve haleflerine de bağlılık andı içti, ayin cemaatin bir ağızdan katıldığı Hristiyanlığın iki ana duası “Our father who art in heaven” ve “Te Deum” ile son buldu.
Westminster çıkışında bir diğer ilk de Kralın durarak İngiltere’nin muhtelif dinî liderlerinin tebriklerini kabul etmesi oldu.

Davetliler
Davetli listeleri sınırlı tutulurken Charles’ın arzusu üzerine Çin başkan yardımcısının yanı sıra, (zamanla şartlar nasıl değişiyor) bir zamanlar büyük büyük amcasını bombalamış bir milliyetçi İrlanda partisi başkan yardımcısı ve de çeşitli Arap ülkelerinden davetliler vardı. Öte yandan, İran ve Rusya gibi ilişkilerin pek sağlıklı olmadığı ülkelerin yanı sıra, Prens Andrew’ın karısı Sarah Ferguson, Prens Harry’nin eşi Meghan Markle, Lady Diana’nın erkek kardeşi gibi bazı aile mensupları hariç tutuldu.
Bir İngiliz hükümdarının taç giyme törenine ilk kez katılan İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog ile İngiltere Baş Hahamı Ephraim Mirvis, Şabat kurallarına uymak için katedrale yürüyerek gelirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimler nedeniyle Başkan Vekili Fuat Oktay tarafından temsil edildi.


Prens William babasına bağlılığını sunuyor

Bir taç giyme töreninin arkasından
Gösterişse gösteriş, zenginlikse zenginlik. Protestolar da görüldü Londra sokaklarında, kraliyet aleyhtarlarınca “Bütün bunlar bir Ortaçağ tiyatrosu” denildi. Aslına bakarsanız, İngiltere gibi bir imparatorluğun elbette ki, geçmişi gibi bugünü de görkemli ve zengin olacaktı. Bunlar atalarından kalan gelenekler ve bence gelenekler insanın aidiyetinin kilometre taşları olarak önemli. Komik? Ancak, her tören bir tiyatro değil midir? Sünnet düğünleri, baby shower’lar, mehter geçitleri?...
Törenin İngiliz ekonomisine olan zararı tartışmalarına gelince, Bloomberg Business / CNBC verilerine göre taç giyme töreninin öngörülen maliyeti 125 milyon pound. Buna karşılık, ekonomiye getirisi 450 milyonla 1 milyar arası. Hatta Brand Finance’in CEO’su David Haigh şöyle demiş: “Bırakın töreni, ekonomiye en büyük darbeyi vuran esas, banka tatilimiz.”

Peki, III. Charles nasıl bir hükümdar olacak?
Charles her zaman Kraliçe’nin gölgesindeydi, dolayısıyla henüz o düzeyde bir saygınlığı yok,” diyor Washington Post. “Bence sorun olmayacak ama önce bunu aşmamız gerekiyor.” Charles, aile mensuplarına annesi kadar hoşgörülü olmayacak gibi görünüyor. Gelenekler ile gelişimi dengelemek taraftarı. “Hükümdarlığın getirdiği ağır sorumluluk ve görevlerin bilincindeyim” diyor, her ne kadar tören esnasındaki yüz ifadesi “Ne işler açıldı başıma” diyorsa da… Hesabını çok iyi bilen, iyi bir çevreci ve şehir planlamacısı (“yeni şehircilik” anlayışınca tasarlanmış, alçak bahçeli binalar, azaltılmış araba kullanımı ile Poundbury adında 6.000 sakin ve 180 işletmeli deneysel bir şehri var).

Charles'ın suluboyası
İnanmayacaksınız, kendisi İngiltere’nin en çok satan ressamlarından. Ona ait eserlerin geliri yardım kurumlarına gidiyor. Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu zorluklara “bütüncül çözümler” getirmek için beyin takımları, vakıflar ve tröstler kurmuş durumda. Hükümdarlığın modern zamanlara uyumu için halka yakın görünüyor. Mesela annesine dokunmak bile yasakken halktan birinin onu öpmek istemesine izin veriyor.



Londra Kulesi’nin kargalarını duymuş muydunuz? Altı tane karga beslenir Londra Kulesi’nde. Tacı ve Kuleyi koruduğuna inanılır. Bir batıl inanca göre, “Londra Kulesi kuzgunları kaybolursa veya uçup giderse, Kraliyet düşecek ve İngiltere onunla birlikte düşecek.” Bunlardan Merlina 2021’de kayboldu. Hayırlara vesile olsun! Kraliçe Elizabeth, “Taç giymek, geleceğe olan umutlarımızın beyanıdır” demişti. “God save the King” o zaman!