Yaşamımın her aşamasında “dönüm noktaları” benim için çok anlamlı. Öyle ki 150. DERGİ’yi aylar öncesinden düşünmeye başlamıştım.

Önce kalbime sordum. Kalbim, bütün gönüllü yazarlarımızı, çizerlerimizi, fotoğraf sanatçılarımızı, emekçilerimizi, reklam ekibimizi, yöneticileri bir araya getirip teşekkür etmek istedi…

…Ve kalbimin sesine uydum. Şehrin eteklerinde, uzakça bir mesafedeki evime gelebileceklerle bir kutlama yapma fikri bana sıcak gözüktü.

Kalabalık ekibimiz salonuma sığamayacağından, sitenin sosyal tesisinde 150. sayıya “hoş gelesin” dedik. Günün anısına da hep birlikte Sebla’nın kamerasının vizörüne sığmaya çalıştık. Böylece karşınıza bu ayki kapakla çıktık…

“Bazı anlamlı dönüm noktaları defalarca kutlanmaya değer” ifadesi üzerinde düşünmeye başladığınızda, bu dönüm noktalarının birer kilometre taşı olduğunu görebilirsiniz. Bu anlar, hem bize kazandırdıkları hem de toplumsal hafızaya kattıkları açısından tekrar tekrar kutlanmaya değer.

İlk başta sıradan görünen bazı dönüm noktaları, zamanla kazandıkları anlam ve önemle değerlenir. Kutlamalar bu anlara yeni anlamlar katar ve her seferinde, yaşanan anın etkisini yeniden hissettirir. Tekrar, sadece anıyı değil, anının duygusunu da besler. Bir kültürel değerin kutlanması, topluluğun kendisine sahip çıkmasıdır.

Bazı dönüm noktalarının kutlanması, gelecekte aynı başarıları elde etme ya da aynı değerlere sahip çıkma adına bir ilham kaynağı olabilir. Geçmiş başarıların anısını yaşatan insanlar, gelecekte yeni “dönüm noktaları” yaratmaya teşvik edilir.

Günümüzde bir dergiyi yaşatmak, yalnızca bir yayını sürdürmekten çok daha büyük bir anlam taşır. Dijital dünyanın hızla geliştiği, içeriklerin birkaç saniyede tüketilip unutulduğu bir çağda, dergiler hâlâ derinlemesine bilgi, özenle hazırlanmış içerikler sunabilen, gücünü kendini var eden insanlardan alan nadir platformlardan biridir.

Bir dergiyi ayakta tutmak; özveri, sabır ve adanmışlık gerektirir. Sayfa tasarımlarından makalelerin yazımına kadar her ayrıntı, okuyucuların ilgisini çekecek, onları düşündürecek ve hatta harekete geçirecek şekilde kurgulanır. Bu emek, hızlı tüketilen içeriklere karşı kalıcı bir değer yaratma mücadelesidir.

Dergiler, hem yayın dünyasının önemli birer temsilcisi olarak kültürün ve bilginin sürekliliğini sağlama misyonunu taşır, hem de toplumsal hafızada derin izler bırakır. Her sayıda toplanan yazılar, zamanla arşiv niteliği kazanır ve dönemin ruhunu, olaylarını, bakış açılarını yansıtan birer tanık hâline gelir.

Dergiyi yaşatmak, içeriklerin özgünlüğünü koruyarak okurla arasında sağlam bir bağ kurabilmek ve kaliteden ödün vermemek demektir. Dergiyi yaşatma çabası, topluma da verilen bir mesajdır; fikirlerin özgürce ifade edilebildiği bir platformu hayatta tutmak, toplumun entelektüel zenginliğine katkıda bulunmak anlamına gelir.

Gönüllü yazarlık, kişisel yetenekleri geliştirme, geniş kitleyle iletişim kurma, topluma katkı sağlama veya farkındalık yaratma amacıyla yapılabilir. Evrensel insan değerlerinin peşinde; inanç ve politikaların savunuculuğunu yapmadan…

Sevgili yazarlarımız,

150. sayımıza ulaşmanın mutluluğunu paylaşırken, en büyük teşekkürü sizlere borçlu olduğumuzu vurgulamak istiyoruz. 2010’dan bu yana dergimize değer katan, görüşlerini, bilgi ve birikimlerini büyük bir özveriyle paylaşan gönüllü yazarlarımız sayesinde bu yolculuk mümkün oldu. Sizlerin kaleminden çıkan her yazı, bizlere yeni ufuklar açtı, okuyucularımıza ilham verdi ve dergimizin misyonunu hayata geçirdi. Sadece yazma sevgisi ve paylaşma arzusu ile katkıda bulunduğunuz için her birinize minnettarız.

Dergimiz, sizin özverili katkılarınız sayesinde her sayısında daha zengin, daha derin ve daha ilgi çekici oldu. Bu sayının kapağını açarken, 150 sayılık emeğinizin ve samimiyetinizin değerini bir kez daha hissettiğimizi bilmenizi istiyoruz.

Nice yeni sayılarda birlikte olmak dileğiyle, tüm yazarlarımıza sonsuz teşekkürler.