Haber resmi - Kaynak: petrieflom.law.harvard.edu


Antik Roma hukukçuları, “Forum Romanum”da (Roma Forumu) kimi hukuki meseleyi enine boyuna tartışsalar da, “annelik” muhtemelen bu konulardan biri değildi! “Mater semper certa est” prensibini, aksi yönde delil sunulamaz bir ilke olarak benimsemiş Antik Roma hukukçuları, bir gün bu hususun da tartışmalı olabileceğine her halde ihtimal vermemişlerdi! Oysa zaman içinde yardımcı üreme teknolojilerinin (ART) geliştirilmesi, geleneksel aile modelinin dışında çözümlere de zemin hazırladı. Bu bağlamda, kimi ülkede tıp ve hukuk terminolojilerine yeni “anne” tanımları eklendi: “gönüllü / müstakbel / istem sahibi anne” (bebekle genetik bağlantısı olmasa da, yasal anne kabul edilen kadın); “taşıyıcı anne” (bebeği dünyaya getiren kadın); “genetik anne” (yumurta donörü kadın) gibi… 1980’li yıllardan bu yana dünyanın gündeminde olan “taşıyıcı annelik”, önemli etik ve yasal boyutları olan, oldukça tartışmalı bir konu… 


“Kadının ve çocuğun onurunu ağır bir şekilde ihlal eden sözde taşıyıcı annelik uygulamasını esef verici buluyorum…”

Papa Francis





“Taşıyıcı Annelik” nedir?
Taşıyıcı annelik, “bir kadının, doğumdan sonra teslim etmek niyetiyle, başka bir kadın adına çocuk taşıması” olarak tanımlanabilir. Bireylerin veya çiftlerin taşıyıcı anneliğe yönelme nedenleri muhtelif: Kadının kısır olması, sağlık durumunun veya yaşının gebeliğe engel oluşturması, ya da genetik bir hastalığı bebeğe geçirme olasılığını bertaraf etme isteği gibi… Bunun yanı sıra, bekâr kişiler, eşcinsel çiftler ve -daha az yaygın olmakla birlikte- hamileliğin getirdiği külfetleri üstlenmekten imtina eden kadınlar, taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olmayı seçebiliyorlar. Taşıyıcı anne, taraf olduğu sözleşme doğrultusunda doğumdan sonra, rahminde taşıdığı çocuğa yönelik hak ve görevlerinden feragat etmeyi kabul ediyor.


Elton John, eşiyle birlikte taşıyıcı anne vasıtasıyla ebeveynleri oldukları Elijah ve Zachary ile (Kaynak: Elton John arşivi)

Taşıyıcı annelik yöntemi, “geleneksel” ve “gestasyonel” taşıyıcı annelik şeklinde olabiliyor: Geleneksel taşıyıcı annelikte, taşıyıcı annenin yumurtası kullanılırken, gestasyonel yöntemde, yumurta, istem sahibi anneden / anonim bir donörden alınıyor ve istem sahibi babanın / anonim bir donörün spermiyle döllenip, taşıyıcı anneye naklediliyor. Taşıyıcı annelik sözleşmesi, işlemin ücret karşılığı yapılıp yapılmadığına bağlı olarak “ticari” / “ticari olmayan” şeklinde; taşıyıcı anne ile istem sahibi kişilerin / çiftlerin aynı ülkede ikamet edip etmediklerine bağlı olarak da “yerel” / “uluslararası” olarak tanımlanıyor.

Ülkemizde ve Dünyada Taşıyıcı Annelik
2018 yılında, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun’a getirilen ek Madde 1 ile taşıyıcı annelik ülkemizde yasaklanmıştır. Üremeye yardımcı tedavi uygulamaları, Türkiye’de yalnızca yasal olarak evli çiftlerin üreme hücreleri kullanılarak yapılabilir. Üçüncü kişilere ait üreme hücresinin kullanılması, üçüncü bir kişiden alınan embriyo ile çocuk sahibi olunması veya evli çiftlere ait üreme hücrelerinden elde edilen embriyonun üçüncü kişilere nakledilmesi yasaktır. Türk Medeni Kanunu, “Mater semper certa est” (Anne her zaman bellidir) kuralına dayanarak, çocuğu doğuran kadının annesi olduğunu kabul eder.
Aralarında Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya’nın da yer aldığı çoğu Avrupa ülkesinin yasaları “Mater semper certa est” düsturunu esas almakta olup, söz konusu ülkelerde taşıyıcı annelik yasaktır. Özellikle İtalya, bu konuda radikal bir tutum sergilemekte: Yakın zamanda İtalyan Senatosu’ndan geçen bir yasa, ülkede zaten yasak olan taşıyıcı anneliği bu kez “evrensel suç” saymakta, yani soykırım ve insanlığa karşı suçlarla aynı kefeye koymaktadır. İtalyan vatandaşlarının ülke dışında da taşıyıcı anneliğe başvurmaları yasaklanmıştır.


Nicole Kidman, taşıyıcı anne vasıtasıyla dünyaya gelen kızı Faith Margaret Kidman Urban (14) ile birlikte (Kaynak: justjared.com)

Öte yandan, ne AB ülkeleri arasında ne de ABD’de taşıyıcı annelik konusunda standart bir uygulama söz konusu… İrlanda, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Portekiz ticari olmayan taşıyıcı anneliğe izin verirken, kimi AB üyesi devlette ise ilgili yasal düzenleme mevcut değil- bu durum, taşıyıcı anneliğin mümkün olduğu, ancak uygulamada güçlükler çıkabileceği şeklinde yorumlanıyor. İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve Brezilya’da yasalar ticari olmayan taşıyıcı anneliğe onay veriyor. ABD’de taşıyıcı annelik federal yasa ile düzenlenmiş olmamakla birlikte, eyalet bazında farklı uygulamalar söz konusu. İsrail’de taşıyıcı annelik, İsrail vatandaşı veya daimî ikamet sahibi kişiler için mümkün olup, üyelerini Sağlık Bakanlığı’nın atadığı bir komitenin onayına tâbi. Taşıyıcı anne, ilgili komitenin onayına bağlı olarak “makul” aylık ödemelere hak kazanmakla birlikte, bunun dışında menfaat temini yasak...
Uluslararası taşıyıcı anneliğe izin veren ülkeler arasında ABD’nin (Kaliforniya ve Washington D.C. dâhil kimi eyaletler) yanı sıra, Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kolombiya, Meksika ve Ukrayna (Rusya-Ukrayna savaşı, Ukrayna’ya talebi düşürdü) öne çıkıyor. Kimi ülke ticari taşıyıcı anneliğe izin verirken, kimisi ise makul giderlerin karşılanmasını öngörüyor. Yaşadığı ülke taşıyıcı anneliğe izin verse de, maliyetin daha düşük olduğu farklı ülkeleri tercih eden kişiler/aileler var.


Fotoğraf: AFP, Nikolay Doychinov


Taşıyıcı annelik mi, evlat edinmek mi?

Yaşama talihsiz bir başlangıç yapmış bir çocuğa, sevgi dolu bir yuvanın kapılarını açmaktan daha anlamlı bir yol olabilir mi! Ancak taşıyıcı anneliğe izin verilen ülkelerde, genellikle bu yöntem evlat edinme seçeneğinden daha popüler. Neden? Bebeğin genetik olarak eşlerin en azından biriyle bağlantılı olması isteği, öncelikli gerekçe… Bir diğer önemli sebep, bebeği taşıyacak kişiyi seçebilmek ve hamilelik sürecini yakından takip edebilmek. Ayrıca, evlat edinmede kimi zaman uzun bir bekleme süresi söz konusu olabiliyor. Buna ek olarak -sık rastlanmasa da- evlat edinilen çocuğun biyolojik anne/babasının ortaya çıkıp hak iddia etme olasılığı, kimi aileyi, daha masraflı bir yöntem olan taşıyıcı anneliğe yönlendiriyor.

“Bebek M” vakası
Her şey, çocuk doktoru Elizabeth Stern’in (New Jersey/ABD) multipl skleroz (MS) tanısı almasıyla başladı. Dr. Stern kariyerinde hedeflediği noktaya gelene kadar gebeliği ertelemiş, nihayet uygun zaman geldiğinde de, hamileliğin kendisi için önemli sağlık riskleri taşıyacağı gerçeğiyle yüzleşmişti. Ayrıca, bebeğine talihsiz bir genetik miras bırakmak istemiyordu. Eşi, biyokimyager Dr. William Stern, geniş aile üyelerini Holokost’ta kaybetmiş, yakın ailesinin de yaşayan son üyesi olarak, soyunu devam ettirmek arzusundaydı. Başvurdukları taşıyıcı annelik ajansının önerisiyle görüştükleri Mary Beth Whitehead, görünüşte tam aradıkları kişiydi. İki çocuk annesi Bayan Whitehead maddi sıkıntı içindeydi. Tarafların imzaladıkları taşıyıcı annelik sözleşmesi uyarınca, Bayan Whitehead Bay Stern’den alınacak spermlerle hamile kalacak, doğacak bebek Stern ailesine verilecekti. Stern ailesi, Bayan Whitehead’e 10.000 ABD Doları ödemeyi taahhüt etti.


Taşıyıcı anne Mary Beth Whitehead kendisini destekleyen kişilerle; 12 Mart 1987 (Kaynak: nbcnews.com)

27 Mart 1986 tarihinde, Bayan Whitehead sağlıklı bir kız bebek dünyaya getirdi. Ancak, doğumdan kısa süre sonra fikir değiştirdi. Kendisine taahhüt edilen ücretten de vazgeçti; “bebeği”nden ayrılması mümkün değildi! Medyanın ilgi odağı olan uzun dava süreci sonunda, New Jersey Yüksek Mahkemesi taşıyıcı annelik sözleşmesini geçersiz kılarken, planlanan ödemeyi “yasadışı” olarak değerlendirdi. “Bebek M”yi dünyaya getiren Bayan Whitehead’i “anne” olarak tanıyan ve ziyaret hakkı veren mahkeme, bununla birlikte Bebek M’nin “yüksek yararını” gözeterek, velayetini Stern ailesine verdi. Bu dava, ABD’de pek çok eyaletin taşıyıcı annelikle ilgili düzenlemelere gitmesine zemin hazırladı.

“Bırakınız Taşısınlar” mı?
Araştırma şirketi Global Market Insights’a göre, 2022 yılı itibarıyla 14 milyar Dolar büyüklüğünde olan dünya taşıyıcı annelik pazarının, 2032 yılında 129 milyar Dolar’a ulaşması öngörülüyor. Bebek M vakası, günümüzden neredeyse 40 yıl önce cereyan ettiğinde, taşıyıcı anne arayışındaki kişiler çoğunlukla evli, heteroseksüel ve kısırlık sorunu yaşayan çiftlerdi. Günümüzde ise, birçok ülkede heteroseksüel evli çiftlerin yanı sıra eşcinsel evli çiftler, evli olmayan çiftler/bireyler, bağışlanmış yumurta/sperm kullanarak taşıyıcı anne vasıtasıyla çocuk sahibi olabiliyorlar.
İnsanı ilgilendiren her durumda olduğu üzere, taşıyıcı annelik de iyi ve kötü örnekleri olabilen bir müessese… Geçtiğimiz yıl Yunanistan’ın Girit adasında 55 yaşında bir büyükanne, yasal izin süreçlerinin ardından, doğuştan rahmi olmayan kızının bebeğini taşıyarak, anne olmasını sağladı. Ancak, medyaya yansıyan düşündürücü örnekler sayıca az değil… 2023 yılında yine Girit’te bir klinik, insan ticareti iddialarının ardından kapatılıp cezai soruşturma başlatılması nedeniyle manşetlere çıktı. Medyadaki haberler, insanî olmayan koşullarda tutulan, bir kısmı hamile olan yabancı taşıyıcı annelerden; doğacak çocukların akıbetlerinin belirsizliğinden; büyük paralar harcayıp yıpratıcı bir süreçle karşı karşıya kalan başvuru sahibi yabancı ailelerden söz ediyor. Kimi ülkelerde, engelli doğduğu için, başvuran yabancı ailelerin almadığı, kimsesiz ve vatansız kalmış bebekler var! Ailenin, yurt dışında taşıyıcı anne vasıtasıyla doğan bebeği, ikamet ettiği ülkenin yasaları izin vermediği için nüfusuna kaydettiremediği, bebeğin devlet tarafından yetimhaneye verildiği vakalar var!
Taşıyıcı annelik, çocuk isteyen kişilerin ve taşıyıcı annenin, bu alanda hizmet veren profesyonel kişilerin ve en önemlisi çocuğun haklarının, etik bir çerçevede özenle dengelenmesini gerektiren, hassas bir müessese… Taşıyıcı anneliği yasaklayan ülkelerin haklı gerekçeleri olsa da, çiftlerin/bireylerin çözüm arayışıyla farklı ülkelere yönelmeleri, kimi zaman içinden çıkılmaz hukuki ve etik sorunlara yol açabiliyor. Önemli bir gereksinime yanıt veren taşıyıcı anneliğin yasal olması, ebeveyn olmak isteyip hâlihazırda olamayan kişiler için bir umut ışığı olabilir. İstismara geçit vermeyecek şekilde detaylı düzenlemelere ve sıkı bir denetime tâbi olmak koşuluyla…

Kaynakça:
Rahim, Hannah. “Regulating International Commercial Surrogacy”. The Petrie-Flom Center for Health Law Policy, Biotechnology, and Bioethics at Harvard Law School. 2024
de Groot, David. “Surrogacy: The legal situation in the EU”. EPRS | European Parliamentary Research Service. 2025
Burke, Samuel. “Shadowy Baby Factories—the $14 billion surrogacy industry with hidden links to Eastern Europe”. Fortune. 2024
Demir, Bahadır. “Türk Hukukunda Taşıyıcı Annelik ve Taşıyıcı Annelik Sözleşmesi”. TBB Dergisi 2024 (174). s. 263-294
Minksztym, Jan. Przewoźniak, Natalia. “How does the right to respect for private life protect the child born in surrogacy? Findings in ECtHR case law”. Global Campus of Human Rights. 2024
Gamble, Natalie. Horsey, Kirstie. Jackson, Emily. “In support of surrogacy: a response to the Pope's call for a universal ban”. Progress Educational Trust. 2024
“Surrogacy in Israel”. Ministry of Health - Gov.il
Feldman, Eric A. “Baby M Turns 30: The Law and Policy of Surrogate Motherhood”. American Journal of Law & Medicine, 44 (2018): 7-22. 2018
“Grandmother becomes surrogate in Heraklion”. en.protothema.gr. 2024