Hikâyeler Anlatılır Romanlar Okunur

Bu dünyadan bir romancı geçti...

Bir tiyatro yazarı

Bir kadın...

Bir savaşçı...

Bir âşık

Adalet Ağaoğlu geçti...

Geçerken iz bıraktı bu dünyaya...

 

“Gece geç bitti. Gün çok erken başladı. Bileti geri verilemeyecek bir yolculuk şimdi” derken kastettiği kendi yaşamı mıydı acaba? 1929 yılında Nallıhan Ankara’da başlayan, 2020’de İstanbul’da sona eren ibret dolu yaşamı…

Adalet Ağaoğlu, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri idi. Yazdıkları Türkiye’nin bir panoraması idi adeta. Dönemin hayatlarını ve hayatlara olan etkileri dile getirirken kendi deyimi ile, “Kitap! Okunduğunda kimsenin hayatı pat diye değişmiyor ama, gelecek adına ‘hayatlar’ kayda geçiyor” düşüncesini vurguluyordu.

Adalet Ağaoğlu dört çocuklu bir ailenin tek kızıdır. Diğer kardeşleri de oyun yazarı ve sanatçıdır. Ankara Kız Lisesi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümü, eğitimini tamamladığı kurumlar. Lise yıllarında başlayan edebiyat tutkusu giderek daha derin anlamlar kazanmaya başlar.

İlklerin kadınıdır Adalet Ağaoğlu. TRT’de görev yaptığı yıllarda Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kurar. 1954 yılında, 64 yıl aynı yastığa baş koyacağı, ölümünün ardından “Yarım kaldım” diyeceği Halim Ağaoğlu ile hayatını birleştirir.

“Bu kadar uzun yaşamayı hiç istemedim. Halim gitti, ben hâlâ yaşıyorum. Kendimden sıkıldım,” sözleri yazarın son günlerinde söylediği sözlerden bir demet.

Tüm yaşamı boyunca hep yazar…

Önceleri tiyatro oyunları, daha sonra roman ve sonrasında gene tiyatro eserleri. “Neden böyle bir geçiş yaptınız” diye soranlara “Oyunlarım yasaklanabilir. Ama kitaplarım toplatılsa da kayda geçmiş olur. Tiyatro oyunu sahneye konmadığı zaman yok oluyor. Sahnelendiği zaman sansüre uğruyor. Kitaplar hep var olacak” diye cevap verir.

Romanlarda zamanın tek boyutluluğundan hoşlanmayan yazar, verdiği röportajlarda, “Tiyatro oyununda düşündüğüm, yapılması imkânsız şeyleri romanda uyguladım” diyor.

Edebiyat yaşamının bazı dönemlerinde “Remüs Tealada” ve “Parker Quinck” gibi takma adlar kullandı. Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, ve Hayır adlı eserleri soruşturmalara neden oldu, çalıntı iddialarına karıştı, uzun tartışmalara sebep oldu. Bu üçleme aynı zamanda birçok ödüle layık görüldü.

Kitapları hakkında konuşurken belli bir felsefe ile söz diyor; “Hayatla piştiği gibi kitapla da pişmeli insan.” Çalışkanlığını da ancak bu cümle tasvir edebilir: “Yürümeyenin pabuçları da paçası da temiz kalır.” Adalet Ağaoğlu pabuçları temiz kalan tayfaya hiçbir zaman katılmadı.

Adalet Ağaoğlu bir Cumhuriyet kadını. Özü sözü bir. Atatürk ile, babası ve kardeşleri ile gittiği Florya Plajı’nda karşılaştı. O günkü heyecanını ve ölümünün ardından döktüğü gözyaşlarını hiç unutmadı.

“Hayat değişecekse, kendini değiştirebilenlerle değişecek, yinelişe ayak uyduranlarla değil.” “Nedir bu değişim?” diye sorulduğu zaman ise; “Cumhuriyetin ikinci kuşağı olan bizim dönemimizde, ikilem içinde yaşanan bir dünya vardı. Anne-baba Osmanlı ahlakıyla yetişmiş, biz ise Cumhuriyet kuşağıyız. Eski yazıyı bilen anne babalarımız, o günün aydınları yeni alfabe gelince cahil konumuna düştüler. Ve birçok dramlar yaşandı. Anlatmalıydım” diyor…

Adalet Ağaoğlu modernizm ile değişim süreçlerini harmanlayan bir yazar. Aydın olmanın verdiği sorumlulukları, kadın kimliği ile romanlarına aktardı.

Hayatının özetini isteyenlere, yazarak yaşadığını söyledi: “Yazdım sevdim, sevdim yazdım. Yazarak öğrendim. Ve hayatım boyunca günlük tuttum. Çünkü günlükler, tarihi açıdan bir belge görevini görüyor. Herkesi günlük tutmaya davet ediyorum.”

 

Adalet Ağaoğlu ile ilgili yazıları bir araya getiren arşiv, eşi Halim Ağaoğlu tarafından hazırlandı ve 2003’te Adalet Ağaoğlu’nun yazarlığının 55. yılı anısına Herkes Kendi Kitabının İçini Tanır adı ile basıldı.

 

Adalet Ağaoğlu’nu kaybettik...

Eserleri, nesilden nesile aktarılacak…

Elden ele dolaşacak...

 

Ödülleri

1974- TDK Tiyatro Ödülü

1975- Sait Faik Hikâye Armağanı, Yüksek Gerilim ile

1979- Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile

1980- Orhan Kemal Roman Armağanı, Bir Düğün Gecesi ile

1980- Madaralı Roman Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile

1991- Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, Çok Uzak Çok Yakın ile

1997- Aydın Doğan Roman Ödülü, Romantik Bir Viyana Yazı ile

Adalet Ağaoğlu’nun unutulmaz sözleri

“Hep, durmadan düş kırıklığına uğramaktansa, her şeyi havada, bir soru işareti halinde bırakırsın, olur biter.”

“Birini düşünmüşsek, şimdi onu bulsam ne iyi olurdu, demişsek; yüreğimiz bu denli güçlü bir istekle tutuşmuşsa, bu güçlü isteği duymamış gibi yapmayalım.”

“Şu büyükler ne deli şeyler! Uyandığımı görünce, ‘Uyandın mı?’ diye soruyorlar.

Şaşılmayacak şeye şaşıyorlar, şaşılacak şeye şaşmıyorlar. Bağrışılacak şeye bağrışmıyorlar, bağrışılmayacak şeye bağrışıyorlar.”

“Aklım karıştı mı, kendime bile küserim ben.”

“Her şeyin bir anlamı bulunmalı. Kopuşların olduğu kadar, birleşmelerin de.”

 

Kaynakça:

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/tuba-kalcik/2019/08/19/adalet-agaoglu-bu-kadar-uzun-yasamak-istemezdim-kendimden-sikildim

https://tr.wikipedia.org/wiki/Adalet_A%C4%9Fao%C4%9Flu

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/adalet-agaoglu-kimdir-adalet-agaoglu-aslen-nerelidir-kac-yasinda-vefat-etmistir/

https://www.turkedebiyati.org/adalet_agaoglu.html