Gündemlerimiz yoğun ve hayli yorgun. Mevsimler sersem edici bir dönenceyle takvim sayfalarının içinde savruluyor.
Yılın ilk çeyreğini henüz sükûnet bulamadan devirdik ve geldik geleneğin güven ve umut veren anlatısına: Nisan ayının ilk haftası Pesah-Hamursuz Bayramı...
Kölelikten kurtuluşu simgeler bu bayram. Bütün aile buluşur görkemli sofralarında, birliğin gücünün kanıtıymışçasına.
Onca çatışma, onca savaş, onca yitirilen genç yaşam...
Baskı altında, zulüm gören topluluklar, uluslar, tarih boyunca olduğu gibi günümüzün de gerçeklerinden. Sadece firavunlarının adları farklı…
...Ve hayatta kalmak için, özgürce yaşanacak bir toprak arayışında göç edenler, gündemlerin en başında. Mülteci sorunu çözümsüzlüğün doruğunu elan yaşıyor, bütün kanayan coğrafyalarda.
Zamanın tanıklığında, kutuplardaki buzullar da gün-be-gün eriyor. Su kaynakları her dem azalırken diğer bir yandan ise dünya nüfusu arttıkça artıyor.
Ormanlar yanıyor, yeşil doğa katlediliyor ve tüketim dünyası dur-durak bilmiyor.
Dünyanın nice noktasında vuku bulan depremler, virüs korkuları, salgın endişeleri gezegenin isyanı mı dersiniz?
Yarınların temsilcisi küçük bir kız Greta Thunberg ayağa kalktı, isyan etti ve biz yetişkinlerden hesap soruyor, “Neden bize bırakacağınız bu gezegenin heba olmasına izin veriyorsunuz?”
Çelişkinin en yamanı da şöyle:
Dünyanın bir numaralı süper gücü addedilen Amerika’nın günümüz başkanı, asrın en ilginç simalarından biri Donald Trump, Davos’ta Greta’nın bütün dünyayı kapsayan kaygısını onu “daimi felaket tellalı” diye nitelendirirken, bugünlere nasıl cahilce inkârla geldiğimizi haykırıyor. Kocaman yürekli Greta ile alay ediyor seçim gibi bencil ve yüzeysel bahanelerin çırpınışlarıyla, Donald…
Çocuklarımıza mirasımız yitik bir gelecek mi olacak?
İklim krizinde dönülmez bir yol ayrımına doğru hızlı adımlarla ilerlerken nihayetinde yapılacaklardan söz etmek ve uygulamak zorundayız.
Ağaç dikmek, doğayı kurtarmak, karbon salınımını eksiltmek için her çabayı ortaya koymak ve sonuç itibariyle tüketimi azaltmak yaşamsal önceliklerimiz...
Nisan DERGİ’de iklimi, çevreyi, güneşi, doğayı, arıyı, havayı, suyu, toprağı, balinayı, denizi… konu ettik, tüm konuk yazarlarımızla birlikte.
21 Mart’ın baharı müjdelemesinin, Nevruz Şenliklerinin, Pesah Bayramının ve Paskalya Kutlamasının umudu, kalplerde-zihinlerde yeni titreşimlere vesile olması, yeniden doğuşu çağrıştırması inancıyla.
İnsanca yaşamak herkesin hakkı. Tüm inançlar, “komşunu kendin gibi seveceksin,” der, ötekileştirmeden, ayırıma uğratmadan, düşmanlaştırmadan.
Temennim odur ki şefkat, sevgi, kardeşlik, dayanışma… tohumları çöllerdeki arayışlar esnasında yüreklere yeniden yerleşsin, serpilip yeşersin.
Diliyorum ki, mazlum toplumlar eninde sonunda Musa’larına kavuşsun.
Tüm göçlerin güvenli limanlarda son bulması için bütün Kızıl Deniz’ler aşılabilsin.
Ancak o zaman tüm bayramlar, bayram olacak!
Bütün insanlık için birlik bilinci eşliğindeki güzel günler temenni ediyorum.
Sevgiyle kalın