Haber Fotoğrafı: Negev'de güneşin batışı
David Ben-Gurion’un dediği gibi: Devlet Çöl’e bir son vermezse, Çöl Devlet’e son verebilir.
Ben-Gurion 1953 yılında, hükümetten istifa edip Sde Boker Kibbutzu’na yerleşeceğini söylediği zaman Meclis’te yer yerinden oynamıştı. Adeta bir deprem olmuştu. 1930’lardan beri Negev Çölü’nün yapılanmasına ağırlık vermişti. Onun deyimiyle “Yahudi Bedevilerinin” Negev’e sahip çıkmalarını istiyordu. Negev Çölü’nün muhakkak yapılanmasını ve Yerocham, Dimona gibi şehirlerin ve banliyölerin gelişmesini, Diasporadan gelen Yahudilerin en iyi şartlarda buralara yerleştirilmesini İsrail Devleti’nin büyümesi için vazgeçilmez bir unsur olarak görüyordu. Kendisi o günleri böyle anlatıyormuş:
“1953 yılının sonlarına doğru Eilat’tan Kudüs’e geri dönüş yolundaydım. Şimdi Sde Boker’in bulunduğu mevkie geldiğimde birkaç delikanlı ve genç kız, çok sayıda çadır gördüm. Arabayı durdurdum ve kendilerine ne yaptıklarını sordum. Cevapları, Bağımsızlık Savaşı sırasında bu bölgede çarpıştıklarını, burada 2000 yıl önce de insanların yaşadığı, şimdi de buraya yerleşmeye can attıkları şeklindeydi. Negev’in toprağının ne kadar tuzlu olduğunu bilen biri olarak bu sözlerden çok duygulanmıştım. Burada her şeye sıfırdan başlamak zorundaydılar. Gençlere belli etmeden, daha sonra bir-iki yıllığına kendilerine katılma kararını hemen o anda verdim. Beni bu toprağa ilk çeken ideal buydu: Kendi çabanla her şeye yeniden başlamak…”
Bu ziyaret sonrasında Ben-Gurion kibbutza bir mektup yazar ve şöyle der:
“Bugüne kadar hiç kimseyi veya bir grubu kıskanmadım. Hiçbir zaman maddi kazanç, akademik unvanlar veya kişisel bağlantılar peşinde koşmadım. Ne var ki, sizleri ziyaretim sırasında yüreğimde kabaran kıskançlık duygularımı bastırmak çok zor oldu. Kendi kendime sordum: Neden böylesine bir girişime katılacak kadar şanslı değilim diye?”
Bu ziyaretten yaklaşık altı ay sonra Ben-Gurion, Sde Boker Kibbutzu’na katılmıştı.
1966 yılında Ben-Gurion Sde Boker Kibbutzu’nda oturan Havva ve Elişa Zurgil’in düğününe katılmıştı. Yorgun dönülen bir iş gününe, bir kadeh şarabın iyi geleceğini düşünen Ben-Gurion, kibbutzda yapılan işlere ek olarak bağcılığın da eklenmesini önermişti. Bu işin başına da Elişa’yı teklif etmişti.
Ben 2006 yılının ocak ayında gönüllü çalışmak üzere 20 günlüğüne Sde Boker Kibbutzu’na geldiğimde onlarla tanışma ve oradaki bağlardan çıkan şarabı tatma fırsatını buldum. Orada bulunduğum sürede hadar haohel (yemek odası), çamaşırhane ve kütüphanede çalıştım. Tabi şimdi müzeye dönüştürülen Ben-Gurion’un oturduğu mütevazi evini birkaç kez ziyaret ettim, onu tanımış olanlarla bol bol sohbet ettim. “Ben-Gurion çok mütevazı bir halk adamıydı. Yemeklerini bizimle hadar haohel’de yer, kendisini David diye çağırmamızı isterdi” diye anlatıyorlardı kibbutz sakinleri.
Üç kez Time mecmuasına kapak olan David Ben-Gurion, kibbutz halkıyla vakit geçirmeyi gençlerle ve çocuklarla sohbet etmeyi çok severdi. Önemli misafirlerini, örneğin Alman Şansölyesi Konrad Adenauer gibi devlet adamlarını da kibbutzun yemekhanesinde ağırlardı.
Ben-Gurion ve Alman Şansölyesi Konrad Adenauer
Ünlü bilim adamı, mühendis, terapist Ukraynalı Moshé Feldenkrais, geliştirdiği metotla Ben-Gurion’a sırt ağrısını geçirmek için yardımcı oluyordu. Plajda yoga yaptırarak başının üstünde kalmasına yardımcı olmuştu. Sde Boker’deki evinin önünde Ben-Gurion’un amuda kalkmış bronz heykeli vardır. O zamanlar Ben-Gurion’un baş aşağı duran karikatürleri basında dolaşıyordu.
Günümüzde kibbutzlar artık başka bir statüdeler. Bazıları özelleşti, eskiye oranla birlikte yaşam saatleri çok daha az. Sadece öğle yemekleri ve cuma akşamları birlikte büyük yemek salonunda yeniliyor. Sde Boker’de benim bulunduğum son cuma gecesi tesadüf, Ben-Gurion’un eşi Paula’nın ölüm yıldönümüydü. Beyaz örtülü masalarda o gece herkesin tabağının yanında, Ben-Gurion’nun karısına yazdığı aşk mektubunun bir kopyası konmuştu. Ben de herkesle birlikte heyecanla maziden gelen o sevgi dolu satırları okumuştum. Mektubun metni şöyleydi:
Kıymetlim,
Bugün 11 Haziran tarihli mektubunu aldım. Eğer seni daha çok sevseydim, gönüllü olarak lejyona katılmamam gerekirdi diye düşünüyorsun. Beni bu kadar az mı tanıyorsun? Sevdiği erkek yüzünden, bir kadının yüklenebileceği en ağır yükü yüklendin. Dünyada hiçbir erkeğin seni şimdi sevdiğimden daha fazla bir kadını sevebileceğini tahmin etmiyorum.
Büyük ve derin bir aşk mutluluk verebiliyorsa eğer, o halde sevgili Paula en mutlu sensin.
İdealim uğruna gençliğinden ve mutluluğundan ne bedeller ödediğini biliyorum. Ücreti yüksek, çok yüksek ve bunun karşılığını verebilecek miyim? Fakat bu durum derin bir aşkın acı gerçeğidir.
Eğer seninle beraber kalsaydım, doğacak çocuğumuza layık olamazdım. Bütün hayatımız sıradan ve tatsız olurdu. Böyle bir hayatı seninle yaşamak istemezdim. Basit, anlamsız değersiz bir hayat olurdu.
Sağlığına dikkat et. Ruhunu ve bedenini kuvvetlendir.
Çünkü aydınlık ve mutlu bir gelecek seni bekliyor.
Daima senin
David Ben-Gurion
Eşi Paula ile
David Ben-Gurion II. Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi Soykırımı’nın yeniden yaşanmasına karşı önlem olmak üzere nükleer silah edinme gereğine inanıyordu. 1948 Arap-İsrail Savaşı’nın hemen ardından bu yönde girişimlerde bulundu.
İsrail, ABD ile 12 Temmuz 1955 tarihinde nükleer iş birliği antlaşması imzalar. Ayrıca Fransa ile iş birliği halinde Dimona’da nükleer tesisi kurulması kararı alınır.
“Araştırma ve Bilimdeki Yahudi yetenekleri Negev’de sınanmalıdırlar.” D. Ben-Gurion
Ben-Gurion'un EinAvdat Milli Parkı’ndaki mütevazı mezarı
Agritech’teki çöl tarım mucizelerini, uçsuz bucaksız çölün ortasında fışkıran mucizevi yemyeşil üzüm bağlarını, dünyanın en büyük solar enerji kulesi olan, Ashalim’deki Solar Enerji Santralı’nı, Neve Midbar Spa Merkezi’ni eminim, Ben-Gurion yattığı EinAvdat Milli Parkı’ndaki mütevazı mezarında huzur içinde izliyordur. Dünyanın dört bir tarafından gelen turistler için cazip bir güzergâh olan EinAvdat vadisindeki kanyon, şelalesi, doğal kaynakları ve derin havuzlarıyla yürüyüş meraklıları için adeta bir cennet… Sarp kayalar arasındaki su birikintileri, küçük göller manzaraya olağanüstü güzellikler katıyor.
Ben-Gurion 1 Aralık 1973’te öldü. Gömüldüğü yer, 3.000 yıl evvel, ilk Yahudilerin Kanaan topraklarına girip bir İsrail Devleti kurmak için verdikleri savaşın başladığı yerdir. Çıkış - Şemot kitabında şöyle yazıyor: “Elim’den yolculuğa başladılar ve İsrail çocukları Mısır’dan çıkışlarının ikinci ayının 15’inci gününde Elim ve Sinai arasında bulunan Sin bölgesine geldiler.”
Vasiyeti üzere, cenaze töreninde büyük bir sessizlik hâkimdi. Hiçbir methiye ve nutuk bu sessizlik kadar etkili olamazdı. Mezar taşının üstünde sadece şu sözler yazılıdır: “1906’da İsrail’e çıktı.” İsrail onun hep hayatının en mühim meselesi olmuştur.
"Zor’u anında başarırız,
İmkânsız, biraz zaman alır…" David Ben-Gurion
Kaynakça:
Sde Boker Arşivleri: Resim ve Makaleler
Memoires D. Ben-Gurion
Like Stars and Dust D. Ben-Gurion