İlişkiler köpekbalıkları gibi sürekli ilerlemek zorundadır. Durunca ölürler
(Annie Hall- 1977)


Yedinci sanatın büyülü dünyasında seyyah olmak
Sine / Yorum’dan, dalından salına salına yere düşen, kiremit rengi-turuncu, hardal rengi-kahverengi degradeli sonbahar yapraklarıyla esen ılık bir rüzgâr eşliğinde yepyeni bir “Eylül Merhabası”. Kahvenizi koklayarak içtiğinizi, kitabınızı ruhunuzdan okuduğunuzu, filminizi tüm hücrelerinizle seyrettiğinizi, ayda bir tiyatro oyunu-sahne performansı izlediğinizi umduğum Sine / Yorum okuyucularım, yedinci sanatın büyülü dünyasında seyahate devam ediyoruz. Sizler için Sine / Yorum’da yeni bir pencere açıyorum: “Yönetmen Sineması”. Listelediğim 100 Yahudi Yönetmenin Sinemasını -ilk filmi ile son filmi ekseninde- iki filmle büyüteç altına alacağız. Woody Allen ile başlıyoruz.

Woody Allen’ın yönettiği ilk film ve son film
1 Aralık 1935 New York doğumlu Amerikalı film yönetmeni, senarist, aktör, stand-up’çı, oyun yazarı, öykücü ve müzisyen Woody Allen’ın yönettiği, senaryosunu yazdığı, aktörlük icra ettiği ilk filmi 1966 yılında çektiği What’s Up, Tiger Lily?, son filmi de 2019’da çektiği yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı ama aktörlük yapmadığı New York’ta Yağmurlu Bir Gün.


What’s Up, Tiger Lily?
ABD-Japonya ortak yapımı absürt bir komedi filmi olan What’s Up, Tiger Lily?’nin ülkemizde gösterime girmemiş olmasından ötürü Türkçe bir adı yok. Woody Allen’ın yönettiği, yapımcılığını üstlendiği, oynadığı ve seslendirdiği bu filmde yönetmenle birlikte kalabalık bir senarist kadrosu yazıyor. What’s Up, Tiger Lily? Woody Allen’ın yönettiği ilk film. Yönetmenin filmografisine giren, senaristi olduğu, aktörlük yaptığı ilk film ise What’s New Pussycat?. Yönettiği ilk filmine de sinema dünyasına adım attığı filmin isminden esinlenerek ismini koyuyor. Yönetmen, 1964 yapımı Kayaku No Taru ve 1965 yapımı Kagi No Kagi (Key of Keys) adlı iki Japon aksiyon casusluk filmini birleştiriyor. Japonca ses kuşağını filmden çıkartıyor. Yerine kendi yazdığı ve filmin konusu ile alâkası olmayan İngilizce komik yeni diyaloglarla oluşturduğu tamamen yeni bir ses kuşağını ekliyor. Yönetmen ayrıca İngilizce dublajını yaptığı bu filmde birkaç kez perdede gözüküyor. Filmin çekim ve seslendirme tekniği hakkında seyirciye bilgi veriyor. Woody Allen filmin sadece ses kuşağını değiştirmekle kalmıyor, mevcut sahnelerin sırasını da yeniden kurguluyor, konusunu da çarpıtıyor ve James Bond taklidi bu Japon filmini absürt bir komedi filmi haline getiriyor. Filmin özgün Japon versiyonunda ana kahraman önemli bir mikrofilmin peşindeyken Woody Allen versiyonunda dünyanın en iyi yumurta salatası tarifinin peşine düşüyor.


Filmin adı: What’s Up, Tiger Lily? / Türü: Absürt Komedi / Yapım tarihi: 1966 / Süresi: 1 saat 20 dakika / Yönetmen: Woody Allen, Senkichi Taniguchi / Yapımcı: Woody Allen / Senaristler: Woody Allen, Julie Bennett, Louise Lasser, Len Maxwell, Frank Buxton, Mickey Rose, Bryan Wilson / Oyuncular: Tatsuya Mihashi, Akiko Wakabayashi, Mie Hama, Tadao Nakamaru, Susumu Kurobe, Woody Allen / Orijinal dili: İngilizce, Japonca / IMdb Puanı: 5,8

Nedir bu Absürt Komedi?
Absürt komedi türü, gündelik mantığı ihlâl edecek müdahaleleri alıyor ve açıkça mantıksız durum ve davranışlarla donatarak mizah yaratıyor. Ortaya gerçeküstü durumlar çıkıyor. Seyirci, birbiriyle alakasız iki kavramın bir araya getirilişini, mantık hatalarını, saçmalıkların vurgulanmasını gözlerine bata bata seyrediyor. Absürt filmde, öykünün akışı, bilinç akışına müdahale ediyor. Yapısı aksıyor, denge kurmuyor, tutarlılıktan uzak duruyor. Filmin genel atmosferinde aşırılıkları, anlamsızlıkları, çelişkileri ve zıtlıkları görüyoruz. Absürt “saçma” demek, absürdizm ise insanın evrendeki anlam bulma arayışının ve uğraşlarının boşa bir çaba olduğunu ve sonunda başarısız olacağını savunan bir felsefi düşünce akımı. Kökeni, 19. yüzyıl filozoflarından Soren Kierkegaard’a dayanıyor. Albert Camus’un Sisifos Söyleni eseriyle birlikte sınırları belirleniyor. Absürt filmlerde, genellikle bir ya da birden fazla karakter hayatın anlamsızlığını fark ediyor ve bu anlamsızlık hissini pekiştiren tekrarları yaşıyor. Filmin genel atmosferine tam bir karmaşa hâkim oluyor.


Filmin adı: New York’ta Yağmurlu Bir Gün / Yapım tarihi: 2019 / Süresi: 1 saat 32 dakika / Yönetmen: Woody Allen / Yapımcı: Letty Aronson, Erika Aronson / Senarist: Woody Allen / Oyuncular: Timothée Chalamet, Elle Fanning, Selena Gomez, Jude Law, Diego Luna, Liev Schreiber / Orijinal dili: İngilizce / IMdb Puanı: 6.5

New York’ta Yağmurlu Bir Gün
Genç bir çift olan Gatsby ve Ashleigh, bir hafta sonu için baş başa bir New York planı yapıyorlar. Şehirde birbirilerini kaybediyorlar, güzel hava yerini yoğun sağanak yağışa bırakıyor. New York’ta birbirlerini bulmaya çalışan Gatsby ve Ashleigh, tuhaf karşılaşmalar ve maceralar yaşıyorlar.

Woody Allen sineması hakkında tespitler
Woody Allen sinemasında geveze entelektüeller, saçma sapan çarpık ilişkiler görebiliyoruz. Arka planda illa ki susmayan caz kulaklarımıza yerleşiyor. Kendine özgü jenerik yazı fontları var Woody Allen filmlerinde, anlatıcı dış sesler ise olmazsa olmazı. Çenesi düşük karakterlerin dış sesin lafını bitirmeden lafa girmelerine ise sıkça rastlanıyor. Müthiş diyaloglar içeriyor bu absürt filmler, hafif belirsiz film sonlarına sürüklüyor seyircileri. Hem var hem yok olan umut hem değişen hem değişmeyen karakterler, kafası karışık bir yönetmen bu dedirtiyor seyirciye. Woody Allen sinemasında kadınlar erkeklerden daha önemli bir yer tutuyor. Sadece arzu nesnesi olarak göstermiyor kadınları, akıllı ve kültürlü kadınlara femme fatale’lere de rastlıyoruz. İğnelemeler, laf sokmalar, komedinin her rengi ve tonu, hayata karşı eleştirel bir mizah çizgisi, her türlü kültür-sanat muhabbeti, elit kesimin arkadan iş çevirmeciliği, yozlaşmış modernizm, anksiyete, panik atak geçiren sorunlu tipleri sık sık görüyoruz Woody Allen sinemasında. Woody Allen filmlerini, çekildiği tarih sırasıyla izlemenizi öneriyorum. Yönetmenliği, senaristliği, oyunculuğu farklı linklerden size ulaşacak sanatçının ve sizin de kafanız karışacak.

Eh tabii varoluş sancısı gaz sancısına benzemiyor.
Sinemayla kalın, keyifli seyirler. Dostlukla.